Bu yıl 40’ıncı yaşını kutlayacak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanının canlı tanıklarından dönemin Toplumcu Kurtuluş Partisi Gazimağusa Milletvekili ve Kurucu Meclis üyesi Hüseyin Angolemli, KKTC’nin ilan edileceğini 14 Kasım akşamı öğrendiklerini anlattı.
Devlet Başkanı Rauf Denktaş’ın Federe Devleti Meclisi’ndeki 40 milletvekilini o akşam yemeğe çağırdığını söyleyen Angolemli, TKP’de konuyu değerlendirdiklerini söyledi.
Partide kabul edenlerin de karşı çıkanların da olduğunu söyleyen Angolemli, herhangi bir oylama yapılmadığını, KKTC’nin bağımsızlık bildirgesi oylamasında “evet” denilmesi konusunda konsensüs sağlandığını kaydetti. Angolemli KKTC’nin ilan edileceğini bu toplantıda öğrendiğini dile getirdi. Konunun ise halk arasında konuşulduğunu anlattı.
Kendisinin de “KKTC’nin ilanına karşı çıkanlar” arasında olduğunu söyleyen Angolemli, karşı olma nedenlerini de “Ben bağımsız bir devlet için alt yapı hazır olmadığı için karşı çıkmıştım. Elektrik yoktu. Su bizim taraftan çıkar Rum tarafındaki depoya gider ve oradan bize gelirdi. KKTC, Rauf Denktaş’ın cumhurbaşkanlığını uzatmak için kuruldu. Çünkü Kıbrıs Türk Federe Devleti Devlet Başkanlığını iki dönemle sınırlandırıyordu ve Denktaş bu dönemin sonuna gelmişti” sözleriyle açıkladı.
14 Kasım akşamı Denktaş’ın milletvekillerinden Cumhuriyet’in ilanını kabul eden imza istediğini söyleyen Angolemli, 15 Kasım sabahı Meclis önünde müthiş bir kalabalığın toplandığını ve yapılan oylamada KKTC’nin oy birliği ile ilan edildiğini söyledi.
- “Bizi eleştirdiler kolumuzu az kaldırdık diye; ne fark ederdi o da evet bu da evet”
Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi’nde bağımsızlık bildirgesinin oylanması sırasında muhalefet milletvekilleri kollarını tam yukarı kaldırmadılar diye eleştirildiklerini anlatan Angolemli, “Ne fark ederdi, ha öyle kaldırdın ha böyle kaldırdın, ikisi de evet değil miydi?” diye sitem etti.
Angolemli, KKTC’nin ilan edildiğini ancak tanıtılmak istenmediğini söyleterek, Fransız bir gazeteciyle olan diyaloğunu anlattı.
KKTC’nin ilan edilmesi sürecinde ülkeye davet edilen yabancı gazetecilerin partilerle görüşmeler yaptıklarını söyleyen Angolemli, kendisini ziyaret eden Fransız gazeteci “İçinde Türk adı geçemeyen bir devlet kurun Fransa sizi tanımaya hazır” dediğini, başka partilerde de yabancı gazetecilerle bu türden diyalogların yaşandığını, ve kendisinin de bunu ilettiğinde, “İçinde Türk adı geçmeyen devlet için Mehmet savaşmaz” denilerek bunun kabul görmediğini aktardı.
Angolemli, ABAD süreci, Türkiye’nin Gümrük Birliği ve Louzidu davası gibi süreçlerde Kıbrıs Türkü’nün aleyhine bir çok gelişmler yaşanırken, adım atılmayarak sessiz kalındığını, muhalefet olarak kendilerinin de bunları zamanında görüp kamuoyu oluşturmadıkları için hatalı olduklarını vurguladı.
Bundan sonrası için ise hedefin Annan Planı’ndaki Kıbrıs Türk Devleti’ni hayata geçirmek olması gerektiğini söyleyen Angolemli, Kıbrıs’ın AB toprağı olduğunu sadece müktesebatın Kuzey’de uygulanmadığını, Annan Planı’nda kurucu devletlerden olan ve anayasası da oylanan federasyon temelli Kıbrıs Türk Devleti’nin dünyada tanınacağına inandığını söyledi.
- Hiç aklında yokken tesadüfen siyasete girdi… 2 yılı KTFD, 31 yılı KKTC’de olmak üzere 33 yıl milletvekilliği yaptı
Hüseyin Angolemli, Kıbrıs Türk siyasetinin duayen ve renkli isimlerinden. İlk kez 1981 yılında milletvekili olarak girdiği Meclis’te TKP ve TDP’den 33 yıl milletvekilliği yaptı. Bu süreçte Geçici Meclis Başkanlığı, TKP Genel Sekreterliği ve TKP Genel Başkanlığı görevlerinde de bulundu.
Siyasete atılma hikayesi ise çok ilginç. 1981 seçimlerinde önce TKP’den aday olmayı kabul edip sonra UBP’ye katılan Mustafa Adaoğlu’ndan boş kalan yere, “liste boş kalmasın” diye Genel Başkan Alpay Durduran’ın telkiniyle adı yazıldı. Kendi anlattığına göre, kendisine hiç şans tanınmadığın için önü de kesilmedi ve 40 oy farkla 1981’de parlamentoya girdi.
Siyasi hayatı boyunca hiç bakanlık yapmadığını söyleyen Angolemli, esprili şekilde, “ iyi ki bakanlık olmadı, Bakanlık olsa bir kere daha seçilmezdim. Bakanlık kolay iş değildir.” dedi.
1981 seçimlerinden sonra UBP’ye geçeceği yönünde dedikodular yayıldığını ve bir gün kalabalık bir grubun evinin önünde toplanıp kendisini tehdit ettiklerini söyleyen Angolemli, “Kalabalığa, bakın bir gün hepiniz geçeceksiniz, ben kalacağım tek başıma dedim, öyle oldu, hepsi kaçtı” dedi.
-1983’e giden yol…
KKTC’nin 40’ıncı yıl dönümü nedeniyle hazırlanan röportajlar dizisi çerçevesinde Türk Ajansı-Kıbrıs’a mülakat veren Kurucu Meclis üyesi Hüseyin Angolemli 1983’e giden yolu anlattı.
Angolemli, İsmail Bozkurt’un genel başkanlığını yaptığı TKP’nin görüşlerini “Biz aslında parti olarak (KKTC’nin ilanına) soğuk bakardık. Hazır değildi çünkü elektriği yok. Sen nasıl bağımsız devlet kuracaksın. Su bizden çıkar gider Rum tarafına depoya oradan gelirdi bize. Bütün bunları yap da sonra dedik. Alt yapısı hazır olmadığı için karşıydık… Sonra Denktaş Bey çok kurnaz tabii. Bizim içimizdeki Fuat Veziroğlu ile Hasan Özbaflı’yı yanına aldı. Evet demek için İsmet Kotak bastırır. Toplantı yaptılar Genel Başkanımız İsmail Bozkurt’un evinde evet denilmesi için. Beni çağırmadılar. bile toplantıya” dedi.
-Fransız gazeteciler
Bu arada Devlet Başkanı Rauf Denktaş’ın ülkeye Avrupa’dan gazetecileri davet ettiğini anlatan Angolemli, “Bize dağıttı bunları. Bize düştü Fransızlar. İsmail Bozkurt ile Fransız gazetecileri yemeğe götürdük… Konuşurken Fransız gazeteci ‘Biz Avrupalılar Türk kelimesini sevmeyiz. Adını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Değil, Kuzey Kıbrıs yapın, size söz vermiş gibi olmalyalım ama yüzde 90 garanti veririz, tanıyacağız sizi’ dedi. Çünkü ABD nor derse biz peynir deriz. O Güney Kore’yi tutar biz de inadına Kuzey Kore’yi tutarız. Size de aynısını yapabiliriz” dedi.
Yemekte Fransız basınının söylediklerini Denktaş’a ilettiğini belirten Angolemli, Denktaş’ın “Bana da söylediler. Ama Güvenlik Kuvvetleri, Kolordu karşıdır. İçinde Türk olmazsa Mehmet savaşmaz dediler” cevabını verdiğini aktardı.
- 14 Kasım akşamı
Rauf Denktaş’ın 14 Kasım akşamı bütün milletvekillerini yemeğe çağırdığını anlatan Angolemli, bunun öncesinde konuyu parti meclisi toplantısında değerlendirdiklerini, “Denktaş’ın yanına aldığı Fuat Veziroğlu ile Hasan Özbaflı’nın” parti toplantısında öne çıktıklarını söyledi.
Partide tartışmalar yaşandığını söyleyen Angolemli “Genel Başkanımız. Alpay Durduran da karşıydı ama Veziroğlu ile Özbaflı’ya “tamam” bu defalık sizinle hareket edeceğiz” dediğini paylaştı. “Oylama yapılmadı, evet denilmesi için konsensüs sağlandı.” dedi.
İsmail Bozkurt’un yemekte Denktaş’a “Türkiye seninle beraber mi bu konuda” diye sorduğunu ve Denktaş’ın evet yanıtını verdiğini aktaran Angolemli, Bozkurt’un Elçiliğe giderek Büyükelçi’ye “KKTC konusunda siz de hemfikir misiniz” dediğini ve Büyükelçi’den de evet yanıtı aldığını belirtti
- “Bana göre tehdit değil”
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki yemekte Denktaş’ın CTP ve TKP milletvekillerini tehdit ettiği yönünde dedikoduların çıktığını hatırlatan Angolemli şöyle devam etti.
“Tehditse şudur; Denktaş, ‘ arkadaşlar herhalde yarın oylamada hayır diyenlerin bu mecliste yeri olmayacak.’ dedi. Kimisi bunu tehdit olarak algıladı. Diyelim ki, 40 milletvekilinden 30’u evet dedi 10’u hayır dedi. Bundan sonra Kurucu Meclis olacak. E, senin ne işin var o mecliste hayır dediysen. Ben Denktaş’ın sözlerini tehdit olarak almadım”.
Denktaş’ın yemek sırasında sıklıkla telefonla Türkiye ile görüşmeye gidiyorum diye salondan çıktığını ”Şimdi aldım, tamamdır, Türkiye izin verdi, ilan edeceğiz gibisinden sözler söylediğini bunun bir taktik olduğuna inandığını söyleyen Angolemli, o dönem Türkiye’de askeri idarenin yönetimde olduğunu bir çok sivil kesimin KKTC’nin ilanına karşı olduğuna inandığını söyledi.
Angolemli, “Bana göre sivil yönetim gelmeden yaptılar ki, sivil yönetim bunu kucağında bulsun” diyerek KKTC’nin kuruluş zamanlamasının manidar olduğunu belirtti.
Türkiye ve askerin Denktaş’a çok güvendiğini söyleyen Angolemli, cumhuriyet ilan edilmese , bir sonraki seçime Denktaş’ın aday olmasının mümkün olmadığını, Cumhuriyet’in Denktaş’ın cumhurbaşkanı olarak sınırsız seçilebilmesi için ilan edildiğini iddia etti.
15 Kasım sabahı
Cumhuriyetin ilan edileceğinin sabahı Meclis’te yaşananları aktaran Angolemli,"Sabah gittik meclise.Denktaş çok kurnazdı getirdi önümüze imzalayın ki evet diyeceksiniz.Biz daha karar vermedik dedim.UBP imzaladı.CTP bizden önce imza verdi.Baktım meclisin penceresinden dışarıya avlu dolu ozaman muhtarlar partiliydi.Baktım CTP'li muhtarlar TKP'li muhtarlar belediye başkanlarımız hepsi orada bağırırlar "KKTC KURULSUN" döndüm içeri dedim ben evet diyorum.Oylama yapıldı oy birliğiyle kabul edildi. Bizim el az kalktı havaya diye eleştirildim ne farkeder ha böyle ha böyle . İkisi de evet demektir” dedi.
KKTC’ye ambargolar
KKTC’nin tanınması için hiçbir girişimde bulunulmadığını iddia ederek, 1993’te dönemin Başbakanı Hakkı Atun ile diyaloğundan aktaran Angolemli, “Bizi tanıması için kaç tane ülkeye başvurdunuz sorusuna ‘hiç birine’ cevabı verdi. “KKTC’yi kurduk ama tanıtmaya niyetleri yok niçin kurdunuz” diyen Angolemli, “KTFD ambargo yemedi, çünkü federasyonun bir parçasıyım, Bir anlaşmaya hazırım. KKTC kuruldu ambargolar başladı.” dedi.
BM’nin ambargo kararına rağmen ,İngiltere’nin KKTC ile ticarete devam ettiğini bu nedenle Rumların ambargo uygulanması için İngiltere’de açtığı davayı kaybettiğini anlatan Angolemli, İngiltere AB üyesi olduğu için Rum tarafının üst mahkeme olan ABAD’a gittiğini İngiltere başbakanının KKTC’yi “avukat gönderin ABAD’a davayı kazanacaksınız” diye uyardığını, avukat 50 bin dolar istedi diye avukat gönderilmeyince davanın kaybedildiğini anlattı. Angolemli, “Ambargoyu kendi kendimize isteyerek uyguladık” dedi.
- Güney Kıbrıs’ın AB üyeliği
Rumların AB’ye girmek için 1990 yılında başvurduğunu, ancak 1960 Antlaşmasına göre Türkiye ve Yunanistan’ın birlikte içinde olmadığı bir topluluğa Kıbrıs giremez diye madde bulunduğunu söyleyen Angolemli, Türkiye’de dönemin başbakanı Tansu Çillerin Türkiye’nin Gümrük Birliğine girmesi için, Rum tarafının AB üyeliğine itiraz etmediğini, KKTC’deki muhalefetin de uyanmadığını ve günün sonunda ve Güney Kıbrıs’ın AB’ye üye yapıldığını söyledi. Türkiye’nin güçlü olmasının önemine dikkat çeken Angoelmli, “Türkiye olmasaydı, biz olamazdık bu hayatta. Ama biz olmasak Türkiye’de buraya gelemezdi. Çıkarlar karşılıklıdır” diye konuştu.
-Kıbrıs Türk Devleti konusu
Son zamanlarda Kıbrıs Türk Devletinin ortaya atıldığını genel başkanlık yaptığı dönemde şiddetle Annan Palanında geçen Kıbrıs Türk Devletini savunduğunu ama Cumhurbaşkanları Erdoğan ile Talat’ın kabul etmediğini belirtti.
KKTCnin İslam Konferansı Örgütüne Annan Planı’ndaki adıyla kabul edildiğini anlatan Angolemli şöyle devam etti:
“Ambargolar kalkar, dünya bizi tanır Kıbrıs Türk Devleti olarak çünkü Annan Planına evet dedik. Onun anayasasına da biz evet dedik. Annan Planına evet derken Kıbrıs Türk Devleti anayasası da onun içindeydi. Bütün ambargolardan kurtulacaktık daha ne istersiniz. BM karar aldı KKTC’yi tanımayacaksınız, ilişki kurmayacaksınız diye. Halbuki Kıbrıs Türk Devleti’ni bize önerenler onlardı, biz evet dedik”
Bugün ben Annan Planı’ndaki Kıbrıs Türk Devleti’ni kabul ederim. Bazı yazarlar anayasa değişikliği ister der Biz Kıbrıs Türk Devletinin anayasasını da Annan Planında kabul ettik. Referandum da istemez. Biz buna çıktık halk olarak evet dedik Annan Planında söylendiği gibi Kıbrıs Türk Devletini ilan ediyoruz. Bitti. Oraya gelirse Kıbrıs Türk Devleti bütün dünya bizi tanır çünkü bize onlar önerdi. Rum da ister tanısın ister tanımasın, Kıbrıs Türk Devleti kökleşir ” dedi.
- “KKTC’yi keşke tanısalar ben bayram ederim”
“KKTC’yi keşke tanısalar ben bayram ederim” diyen Angolemli, özetle; “Çünkü bağımsız olurum, oturur Türkiye ile kardeşlerimle bir askeri anlaşma imzalarım. Derim benim dış güvenliğimi sen sağla burada asker bulundur. Tanınsan bağımsız olursun sana kimse karışmaz.”
- 40 yılda neler yapıldı, neler yapılamadı
Cumuriyetin ilanından itibaren geçen 40 yılı değerlendiren Angolemli, “Halka söyledikleri ile yaptıkları örtüşmedi, halka yalan söylediler. KKTC’nin tanınması için sonuna kadar mücadele edeceğiz dediler. Tam tersini yaptılar tanınmaması için uğraştılar. Biz KKTC’yi kurduk ama maalesef gerekenlerini yapmadılar”
Angolemli, “Geçim derdi devam ediyor mu, ediyor. Gençler göç ediyor mu, ediyor. Bu konularda ben kendimizi de suçlarım gerekli kamuoyu yaratamadık” dedi.
-Fransız ve Çin büyükelçileriyle anıları
Hüseyin Angolemli TKP Genel Başkanı seçildiğinde Fransa ve Çin büyükelçileriyle güldüren anılarını şöyle anlattı.
Angolemli genel başkan seçildikten sonra kendisini ilk olarak Fransız Büyükelçisi ziyaret eder. Büyük hürmet gösterir. Bir hafta sonra yine Angolemli’yi makamında ziyaret ederek, yemek için büyükelçiliğine davet eder. Angolemli, bütün siyasi parti başkanları gidecek düşüncesiyle davete icabet eder. Ancak tek davetli parti başkanı kendisidir. Fransız Büyükelçi yemekteki milletvekilerine “işte Angolem Dükü” diye takdim eder Angolemli’yi . Oysa Angolem Fransa’da bir yer ismidir ve Fransız büyükelçi Angolemli’yi de kendisi gibi Fransız sanır.
Çin Büyükelçisi ile diyaloğu da ilginçtir. Ziyaret saati 11.00’dir ancak Çin Büyükelçisi TKP Genel Merkezi’ne saat 13.00’te gelir ve çok sinirlidir. Merdivenlerin başında oturur ve Angoelmli’ye “Odana girmem, kahveni de içmem der. Siz kimsiniz, biz 1 milyar nüfusa sahibiz. Siz 100 bin kişi yoksunuz ben ziyarete geleceğim küçük bir partiyi, beni Ledra Palace kapısında 2 saat sorguya çekeceksiniz kimsiniz diye hiddetlenir.
Söylenmeye devam eder. Angolemli’ye “Hem sen kimsin, partin kim. Ben CTP’ye gittim Ledra Palace’tan hiçbir engel yok. UBP’ye gittim yine engel yok niçin sende yaptılar bunu” diye sorar.
Bundan sonrasını Angolemli şöyle anlattı:
“Hah dedim şimdi ben sana bir gol atacağım doksandan. Dedim Bak. o UBP dediğin Amerikancı. CTP dediğin Moskovacı, biz Maocuyuz. Birden yüz şekli değişti, kalktı merdivenlerden hızlıca odan nerde dedi bana .
- Bundan sonra ne yapılmalı?
Angolemli bu aşamadan sonra Annan Planı’nda öngörülen federasyon modeli çerçevesinde bir çözümün birleştirici olacağını vurgulayarak. “Bu bizi dünyada en ön sıralara götürebilir. Dünyada kabul görür çünkü Kıbrıs Türk Devletini bize dünya tavsiye etti.. Annan Planı’nı çünkü BM yaptı. En güzel çözüm budur” dedi.