DAÜ’de ortaya konan birlikteliğe hükümet de katılmalı ve hep birlikte sürdürülebilir DAÜ’yü yaratmalıyız. Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde 2019 yılından beri giderek büyüyen bir mali sorun vardır. Bu sorun son 1 yıl içerisinde ciddi bir mali krize dönüşmüştür. Sorun büyüktür ancak çözümsüz değildir. Çözüm arayışları içerisinde 6 aydan uzun bir süredir
taraflarının Hükümet, DAÜ Yönetimi ve DAÜ’de örgütlü sendikalar olduğu bir protokol çalışması yürütülmektedir. Bu protokol kapsamında sorunun çözümü için tüm tarafların sorumluluk üstlendiği ve yükümlülüklerinin belirlendiği bir çerçeve oluşmuştur.
DAÜ’nün mali sorunları sadece içsel nedenlerden değil aynı zamanda dışsal nedenlerden yani hükümet politikalarından ve yüksek öğretim alanındaki olumsuz gelişmelerden de kaynaklanmaktadır. Bu çerçevede DAÜ’nün mali sorunlarının tek taraflı tedbirlerle çözülmesi mümkün değildir, çözüm mutlak sürette tüm tarafların sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getirmesi ile mümkün olacaktır. Hükümetin, bu süreçte sorumluluklarını tam ve eksiksiz olarak yerine getirmesi hayati öneme sahiptir. Hükümet sorumluluklarını yerine getirebilecek yetki ve imkanlara sahiptir, bu yetki ve imkanları kullanma iradesi gösterilmelidir.Maalesef, Hükümet 2019 yılından bugüne DAÜ’deki sorunların büyümesine seyirci kalmış, bunun yanında yükseköğretim politikası ve yarattığı ticari üniversite enflasyonuyla eğitimin değersizleştirilmesine neden olmuştur.
Yükseköğretim alanı bugün ciddi bir denetimden, standart ve nitelikten, hükümet politikaları nedeniyle yoksun bırakılmıştır. Yükseköğretim alanındaki bu hükümet yaklaşımı sadece DAÜ’ye değil tüm yükseköğretim alanına ciddi zarar veren sonuçlar yaratmıştır. Bugün gelinen noktada, DAÜ’nün yeniden mali istikrara kavuşması sadece DAÜ
yönetiminin kararlı adımları ile başarılabilecek durumda değildir. Bunun yanında mutlak sürette Hükümetin de etkin olması şarttır. Hükümet, yükseköğretimde nitelik ve standartlar açısından öncü rolü olan DAÜ’ye hassasiyet göstermek zorundadır ve sorumluluğu oranında gereğini kararlılıkla yapmalıdır. Hükümet bugüne kadar oluşan olumsuz tablodaki sorumluluğunu üstlenmeli, yükseköğretimde DAÜ’yü dezavantajlı duruma sokan unsurları eksiksiz olarak ortadan kaldırmalı, yükseköğretimde kaliteyi etkin olarak teşvik etmelidir.
Protokol taslağı kapsamında yer alan ve hükümetin adım atması gereken vergi düzenlemeleri yönünde, meclis bütçe komitesinde muhalefetin de desteği ile adımlar atmış olması umut verici olmakla beraber özellikle DAÜ’den muvazzaf tekadüyeli personel olarak emekli olanların mali sorumluluğunu üstlenmekten kaçınması DAÜ’nün sürdürülebilir mali yapıya kavuşması açısından çok büyük bir engeldir. Bu pozisyondan kaynaklanan mali yük, Toplu İş Sözleşmeleriyle ve/veya DAÜ Rektörlüğünün kararlarıyla oluşmuş bir yük değildir. Bu mali sorumluluk tamamıyla siyasal iktidarın kararları ve yasal düzenlemeleri ile oluşmuştur. Buna rağmen DAÜ’nün rekabet içinde olduğu başka hiç bir üniversitenin taşımadığı bu mali yük on yıllarca DAÜ tarafından taşınmıştır. Gelinen noktada, sürdürülebilir bir mali yapı açısından bu yükün
DAÜ tarafından taşınması, mümkün değildir, adil değildir.