Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) özellikle 2000'li yıllardan itibaren başörtüsü, dini eğitim veren okullar ve Kur'an kursları gibi konular zaman zaman gündeme geliyor. 

Son tartışmalar ise orta öğrenimde bir öğrencinin başörtüsü ile eğitimlerini sürdürmek istemelerine tepkiler üzerinden yürüyor. 

İrsen Küçük Ortaokulu'na başörtüsü ile okula alınmayan öğrencinin durumunun tartışmaları büyütmesi üzerine KKTC Bakanlar Kurulu bir düzenleme yaparak inançları gereği kapanmak isteyen öğrencilerin bone veya bandana takabilecekleri yönünde tüzük değişikliğini kabul etti. 

Karara rağmen, Okul Müdürü Gülden Öğçüm, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökcebel ve bazı öğretmenler tarafından okula alınmadı. 

Sendika bununla da kalmadı Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği ve Milli Eğitim Bakanlığı önünde gösteriler düzenledi. 

Başörtüsü meselesinin Türkiye tarafından KKTC'ye dayatıldığını iddia eden KTOEÖS, başörtüsünün laik eğitim sistemine aykırı olduğunu savunuyor. 


Türkiye göçmenlerine "uyumsuzluk" suçlaması

Okullara alınmayan başörtülü öğrencilerin yanı sıra, laik eğitim savunucularının bir başka hedefi ise 1974'ten sonra ülkeye yerleşen Türkiye göçmenleri oldu. 

Başörtüsü karşıtları, Türkiye göçmenlerinin Kıbrıs yaşamına adapte olamadıkları yönünde sert açıklamalarda bulundular. 

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın oğlu eski Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, "başörtüsü" tartışmalarına ilişkin sert bir açıklama yaparak, "Gelen ya buraya uyacak veya kendisine uyan yere gidecek" ifadelerini kullandı.
 

"28 Şubat'ı yeniden yaşadık"

İrsen Küçük Ortaokulu'na alınmayan başörtülü öğrencinin annesi Nazlı Şimşek, Independent Türkçe muhabirine başörtüsü takma kararının çocuklarına ait olduğunu söyleyerek çocuğun okulda baskıya uğraması ve sık sık hedef alınması ile birlikte yaşamına yeni eklenen travmalara dikkat çekti. 

Anne Şimşek, "Maalesef, yıl 2025 ve biz 28 Şubat'ı yaşadık. Çocuğum ayrı biz ayrı ikna edilmeye çalışıldık. Türlü iftiralara maruz kaldık. Çocuğumuza zorla başörtüsü giydirdiğimiz söylendi. Böyle bir şey nasıl mümkün olabilir? Kızım kendi iradesiyle örtündü. Ancak, 3 haftadır eğitim alamıyor" ifadesini kullandı. 
 

İrsen Küçük Ortaokulu

KKTC'deki yasağın temelinde 28 Şubat mı var? 

KKTC'de "laiklik" tartışmaları daha önceden de var olmasına rağmen Türkiye'deki 28 Şubat'ın ardından bunun Ada'ya yansımaları da oldukça sert olmuş gözüküyor. 

28 Şubat'ın devamında Türkiye Cumhuriyeti Milli Güvenlik Kurulu'na 2000 Ekimi'nde sunulan "Kıbrıs'taki irticai faaliyetler" başlıklı raporu ile birlikte KKTC'de katı kuralların uygulanmaya başlamasının tesadüf olmadığı herkes tarafından kabul ediliyor. 

KKTC Başbakanı Üstel'in uzlaşı arayışı 

Başörtüsü ile ilgili orta öğrenimdeki Bakanlar Kurulu kararı ile değiştirilen tüzüğün geri çekildiğini açıklayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, sendikalar ve olayın tarafları ile görüşerek toplumsal bir uzlaşı arayışı içinde olduklarını açıkladı. 

Üstel ayrıca ülkedeki uzlaşı kültürüne dikkat çekerek çocuklar arasında ayrımcılık fikirlerinin gelecek için olumsuz etkilerine de işaret etti.
 

"Başörtüsü sembol değil!" 

KKTC'de bir dönem Din İşleri Başkanlığı görevini de yürüten akademisyen Yeniden Doğuş Partisi Milletvekili Talip Atalay, başörtüsünün bir sembol olmadığını belirterek bunun dini bir gereklilik olduğunun altını çizdi. 
 

Atalay, Disiplin Tüzüğü ile ilgili Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada, konunun bireysel özgürlükler temelinde tartışılarak çözülmesi gerektiğini vurguladı. 

KKTC'deki başörtüsü meselesinin Türkiye üzerinden tartışmak yerine bireysel özgürlükler anlamında ele alınması ve çözülmesi gerektiğini anlatan Atalay, başörtülü çocukların okula alınmamalarının onların eğitim haklarını engelleme anlamına geldiğini ifade etti. 


Sendika başkanından Türkiye'ye tehdit!

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Başkanı Selma Eylem, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği önünde siyah çelenk koyarak Büyükelçi için İngilizce "evinde dön" anlamı taşıyan "Go Home" ifadesini kullandı. 

Türkiye'nin KKTC'ye karışmaması için uyardıklarını belirten Selma Eylem, başörtüsü meselesinin uzaması halinde Ankara'nın bunun sonuçlarına katlanacağını iddia etti. 


Olan çocuklara oluyor! 

KKTC'de başörtüsü meselesi kesin cepheleşme şeklinde tartışılırken haftalardır başörtüsü taktıkları için okula alınmayan 2 kız öğrencinin durumu belirsizliğini koruyor. 

Eğitimlerinde devam edemeyen öğrenciler için gelecekte nasıl bir yol izleneceği ise belirsizliğini koruyor. 

KKTC' de Kılık kıyafet gibi durumların Milli Eğitim Bakanlığı'nın yetkisinde olmayışı ve bu yetkinin okul yönetimlerinin elinde bulunması sorunun daha kör düğüm haline gelmesine neden oluştururken, sendikaların gücü ile birlikte çözüm arayışlarını kısır döngüye dönüştürüyor.

Başbakan Ünal Üstel başkanlığında başörtüsü krizi ile ilgili her çarşamba KKTC Cumhuriyet Meclisi Mavi Salonu'nda ilgili sendika KTÖS, KTOEÖS temsilcileri, ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Erhan Arıklı , Kıbrıs Türk Barolar Birliği (KTBB) Başkanı Hasan Esendağlı ve bazı temsilcilerin katıldığı toplantıda, taraflar tüzüğe ilişkin çözüm önerilerini ortaya koyarak çözüm önerilerini sunsa da  ortaya herhangi bir olumlu sonuç çıkmayacağını gösteriyor. 


Güney Kıbrıs'ta başörtüsü sorunu yok

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde okullarda kılık kıyafet yönünden bir kısıtlama bulunmuyor.  

2019 yılında Güney Kıbrıs'ta Apostolos Varnavas Lisesi'nde okul müdürü, 16 yaşındaki Müslüman öğrenci Ala'yı başörtüsü taktığı gerekçesi ile okula almadığı için görevinden uzaklaştırıldı. 

Dönemin Rum Milli Eğitim Bakanı Kostas Champiaouris, Ala ve ailesini bakanlıkta misafir ederek gönüllerini aldıktan sonra şu açıklamayı yaptı:

Politikalarımız, ırk, din veya diğer ayrımcılık yapılmaksızın insan haklarının korunmasını teşvik eder.

KAYNAK: Independent Türkçe Emir Abdurrahman Bulut