Türkiye'nin Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın oluşturduğu BRICS grubuna resme katılma başvurusunda bulunduğu ifade edildi. Bloomberg'in konuya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, BRICS, ekim ayında Rusya'da düzenlenecek zirvede genişlemeyi görüşecek.
Bloomberg, Türkiye'nin BRICS grubuna katılmak için resmen başvuruda bulunduğunu duyurdu. Selcan Hacaoğlu ve Fırat Kozok imzalı haberde, Türkiye'nin BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) grubuna katılma girişiminin, küresel nüfuzunu artırma ve geleneksel Batılı müttefiklerinin ötesinde yeni ittifaklar kurma çabalarının bir parçası olarak görülüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin hem Doğu hem de Batı ile aynı anda ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini vurgulayarak, ülkenin BRICS'e katılmasının, küresel ekonomik sistemde farklı yaklaşımlar, kimlikler ve politikalar geliştirmesine katkı sağlayacağını belirtmişti.
BRICS, Batı'nın hâkim olduğu kurumlara, özellikle Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi kuruluşlara alternatif olarak kendini konumlandırıyor.
BRICS üyeliği, Türkiye'ye bu kuruluşlar aracılığıyla finansmana erişimini, siyasi ve ticari ilişkilerini genişletme fırsatları sunabilir.
BRICS neden kuruldu, amacı nedir?
2016'da gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin 'BRIC' grubunu kurdu. Grup adını ülkelerin İngilizce isimlerinin baş harflerinden alıyordu.
Söz konusu devletlerin amacı uluslararası konularda daha çok söz sahibi olmaktı.
2011'de Güney Afrika'nın da katılmasıyla grubun adı 'BRICS' olarak değişti..
Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de 1 Ocak 2024’te BRICS'e katılırken, Arjantin üyelik davetini reddetti.
Grubun genişleyen hali için herhangi bir isim güncellemesi açıklanmazken, grubun adının 'BRICS+' olabileceği düşünülüyor.
BRICS ülkeleri yıllık zirve toplantıları yaparak, kararlar alıyor ve üye ülkeler sırayla, bir yıllığına dönem başkanı oluyor.
BRICS'in amacı, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kurumlarındaki yerleşmiş yapıyı geliştirmek ve gelişmekte olan ekonomilere daha fazla “temsil ve söz hakkı verilmesini sağlamak” olurken, 2014'te 250 milyar dolar sermayeyle Yeni Kalkınma Bankası’nı (NBD) kurdular.