İş insanı Tekin Arhun ve Turizm Bakanlığı eski Turizm Planlama Müdürü Turgut Muslu’nun, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen davasına bugün de devam edildi.
Davanın Savcısı Mustafa İldeniz, davaya konu sahtelendiği ileri sürülen raporu polise şikâyet eden Kaskon Firması Direktörü İnşaat Mühendisi İsmail Sergen’i 5. tanık, aynı firmanın muhasebe sorumlusu Tayfun Öztekin’i de 6. tanık olarak dinletti. Süregelen bu ceza davasına konu olan; sahtelendiği ileri sürülen ilgili rapor, Kaskon firması ile Tekin Arhun’un ortağı olduğu C&T Construction arasındaki hukuk davasında, Kaskon firması tarafından tanık olarak çağırılan Turgut Muslu tarafından Mahkemeye sunulmuştu.
Tanık İsmail Sergen Savcılık sorgulamasında, Tekin Arhun ile ticari ilişkileri olduğunu, Arhun’un inşaat projelerine beton satışı yaptığını ve bu ilişkilerin uzun süre düzenli ödemelerle gittikten sonra ödemelerin aksadığını belirtti. Arhun’un ortağı olduğu C&T Construction şirketinin 2006 yılından 2007 yılının ocak ayına kadarki ödemeleri yapmadığını ileri süren Sergen, bunun üzerine de ilgili firmaya dava açtığını kaydetti.
Dava sürecinde C&T Consutruction’un ödemeleri yaptığını söylediğini, bunun üzerine de fatura ve irsaliyelerle ödemenin alınmadığını ispatladıklarını savunan Sergen, yapılmadığını söylediği ödemelerin, Bafra Turizm Bölgesi’ndeki Pis Su Artırma ve Kanalizasyon İnşaatı Projesi’yle ilgili olduğunu, projenin müteahhidinin de C&T Construction olduğunu kaydetti.
Sergen, açtıkları davada projenin sahibi ve koordinasyonunu yürüten EBİ firmasının yetkilisi Fahri Kaya’yı (Bu ceza davasının ilk duruşmasında tanık olarak dinletilmişti) tanık olarak dinlettiklerini ve Kaya’nın o davada verdiği şahadette kendilerini doğruladığını ileri sürdü.
Sergen, “Fahri Kaya’yı, projedeki betonu bizim döktüğümüzü söylesin diye çağırdık. Ancak Mahkemede ‘Kaç metreküp beton döküldü’ tartışması olunca biz 7 metreküp dedik. Bunun üzerine projenin amiri konumunda olan Turizm Bakanlığı’na bağlı Turizm Planlama Dairesi Müdürü Turgut Muslu’yu çağırdık, o da 7 metreküp olarak şahadet verdi” dedi.
Turgut Muslu’nun Mahkemeye EBİ’nin yapılan faaliyetlerle ilgili her ay kendisine sunduğu raporu getirdiğini, bundan kendilerinin haberi olmadığını ancak Mahkemeye sunulan raporun bir kopyasını alarak incelediklerini ve yaptıkları işlerle uyuşmayan noktalar tespit ettiklerini belirtti. Sergen, “Biz ilgili raporu alıp Fahri Beye gittik, o da kendisindeki raporla karşılaştırdı ve farklılıklar olduğunu kabul etti. Bunun üzerine avukatımızla 12.03.2014 tarihinde polise gidip şikayetçi olduk, sonra da bu dava açıldı. Öünkü bu rapora göre şirketimiz sahte fatura kesmiş pozisyonda olacaktı. Hukuk davası lehimize sonuçlandı, şu an istinaftadır” dedi. Sergen ayrıca Mahkemede Tekin Arhun’un bankası ve şirketleriyle hala çalıştığını da belirtti.
Sorulama sırası savunmaya geçtiğinde ise ilk olarak avukat Süleyman Dolmacı Sergen’e sorular yöneltti ve Sergen ile birlikte polise giden şirketin muhasebecisinin şikâyet yapmadığı, sadece ‘sahte olabilir, araştırılsın’ dediği iddiasını ortaya koydu. Dolmacı, bu iddiayı kabul eden Sergen’e kaç defa ifade verdiğini sordu, Sergen bu soruya, “Ben 3 kere polise gittim” cevabını verdi.
Mahkemede Sergen’in ifadelerinin bir kısmını okuyan Dolmacı, ilk ifadenin 12 Mart 2014’te, ikinci ifadenin ise 18 Mart 2014’te verildiğini belirtti, polisin bu ifadeler sırasında kendisine ne sorduğunu sordu.
Sergen polisin kendisine, “Bu rapor bu haliyle olsa sizin için ne olurdu?” diye sorduğunu, kendisinin de “O zaman bizi ödemezlerdi” dediğini aktardı, bunun üzerine Dolmacı, “Siz ikinci ifadenizde de tıpkı birincide olduğu gibi şikayetçi olmadınız” iddiasını yöneltti. Sergen bunu bilmediğini söyledi.
“Evrak sahtelendiyse siz 154 bin sterlin zararım olur diyorsunuz, peki gerçekse karşı tarafın zararı ne olur?”
Savunma avukatı Dolmacı, “Siz ‘eğer bu evrak sahtelendiyse benim 154 bin 574 sterlin zararım olur’ diyorsunuz. Peki sahte denilen evrak gerçekse karşı taraf ne zarara uğrayacaktı?” diye sordu, Sergen bu iddiayı reddetti ve karşı tarafın zararda olmadığını iddia etti. Açılan hukuk davasını kazandığını belirten Sergen’e Avukat Dolmacı, davayı henüz kazanmadığını, sürecin istinafta olduğunu hatırlattı. Savunma Avukatı Dolmacı Sergen’e, üçüncü kez kendisinin mi polise gittiğini yoksa polisin mi kendisini çağırdığını sorması üzerine, “Polis çağırdı cevabını veren Sergen, polisin “Dosyanın tahkikat polisi değişti, sizin bir ifadeniz verdi, gelin onu bir toparlayalım” dediğini aktardı.
“Turgut Muslu’yu lehinize tanık olarak çağırdınız, sonra da kendi tanığınızın raporu sahtelediğini söylediniz”
Dolmacı Sergen’e, bu davanın sanığı pozisyonunda olan Turgut Muslu’yu hukuk davasında neden tanık olarak çağırdıklarını sordu, Sergen ise kaç metreküp beton döküldüğünü söylemesi için çağırdıklarını belirtti. Dolmacı, “Siz Muslu’ya bunu sordunuz, o da size ‘Bana yazılı talep yapın, size vereyim’ dedi. Aldınız bu yazıyı Mahkemeye getirdiğiniz ancak Mahkeme bunu kabul etmeyince Muslu’ya celpname çıkarıp sizin tanığınız olarak Mahkemeye gelmesini sağladınız. O da EBİ’nin kendisine verdiği ve kendisinin de oradan bakarak size söylediği raporu alıp Mahkemeye geldi. Ama sonra raporun kendi tanığınız tarafından sahtelendiği iddiasıyla polise mi gittiniz?” dedi. Sergen bu iddialara, “Biz sadece doğruları söylemesi için çağırdık” cevabını verdi.
Sahte olduğu söylenen raporla gerçek olduğu söylenen iki rapor tüm tarafların eş zamanlı incelemesiyle tartışıldı
Dolmacı’dan sonra diğer savunma avukatı Serhan Çınar da tanık 5 Kaskon Firması Direktörü İnşaat Mühendisi İsmail Sergen’i sorguladı. Çınar, tüm Mahkemenin (Savcılık, Yargıçlar, Savunma avukatları ve tanıklar) aynı anda görebilmesi için sahte olduğu ileri sürülen raporla, gerçek olduğu iddia edilen raporu yüklediği USB’nin Mahkemedeki ekranda açılmasını talep etti ancak Savcı Mustafa İldeniz USB’ye ne yüklendiğini bilemeyeceği gerekçesiyle duruma itiraz etti. Mahkeme heyeti duruşmaya 5 dakika ara vererek, ilgili raporların Mahkeme tarafından kopyalanması ve ilgili taraflara verilmesi talimatını verdi. Aranın ardından iki ayrı raporda ilgili tarafların önünde eş zamanlı olarak açıldı ve Çınar da sorgulamayı bu şekilde gerçekleştirdi.
Çınar: Sahte denilen rapordaki bilgiler, fotoğraflarla eşleşiyor
Sergen: Doğrudur
Çınar Mahkemede, ödenmediği iddia edilen 232 faturanın ödenebilmesi maksatlı hazırlanan hak ediş raporlarının fotoğraflar eşliğinde hazırlandığını ve her kalemle ilgili o anki iş durumu bildiren açıklamayla birlikte bir de son durumu gösteren bir fotoğraf olduğunu hatırlattı.
Mahkemede sahte olduğu söylenen raporun; yapılan işlerle ilgili bilgi verilen her başlığının fotoğraflarla uyuşup uyuşmadığına bakılmasını isteyen Çınar, sahtelendiği ileri sürülen raporun 3. ve 4. sayfasındaki kalemlerin fotoğraflarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığını sordu.
Tanık Sergen, sahtelenmiş olduğu ileri sürülen raporun ilgili sayfalarında, değişiklik yapılarak yazıldığı iddia edilen, “Betonarme İşleri Bitti” notlarının bulunduğu; “Su Deposu Çalışmaları”, “Havalandırma Havuzu Çalışmaları”, “Çökertme Havuzu Çalışmaları”, “Çamur Geri Verim Haznesi Çalışmaları”, “Kapı Pencere Montajı Çalışmaları” başlıklarıyla fotoğrafların eşleşip eşleşmediği sorularına “Eşleşiyor” yanıtını verdi.
Avukat Çınar, sahtelendiği iddia edilen bu raporda sadece “Su Deposu Çalışmaları” başlığının fotoğrafla tam uyumlu olmadığı ve bunun da 100-150 metreküp betona tekabül ettiğini söyledi.
“Gerçek olduğu söylenen rapordaki bilgi ve fotoğraflar çelişiyor”
Bu eşleştirmeler Mahkemedeki tüm tarafların aynı anda raporu incelemesi sırasında yapıldı ve sonra da gerçek olduğu ileri sürülen raporda aynı şekilde, bilgilerin ve fotoğrafların eşleşip eşleşmediğine bakıldı.
Bu raporda ise diğer raporda “eşleşti” denilen bilgi ve fotoğrafların birbirleriyle çelişkili olduğu belirtildi.
İddia makamı bu değerlendirmelere itiraz etmedi.
“Davacının ve iddia makamının hareket noktası ‘fotoğraflarla yazılar uyumsuzdur’ noktasıydı”
Savunma avukatı Serhan Çınar, sahte denilen raporda “Betonarme İşleri Tamamlandı” denilen her kalemin, altındaki fotoğrafla uyumlu olduğunu ancak gerçek olduğu iddia edilen raporda bunun tam tersi bir uyumsuzluk olduğunu söyleyerek, davacının ve iddia makamının hareket noktasının “fotoğraflarla yazılar uyumsuzdur” noktası olduğunu hatırlattı.
Çınar Sergen’e, “Betonarme tamamlandı denilen yerlerdeki fotoğraflar uyumlu mudur?” diye sordu, Sergen bu soruya, “Evet” yanıtını verdi.
Avukat Çınar Sergen’e, 2014 yılındaki iki ifadesinden sonra 18.2.2019 yılında birdenbire polise gitme ve yeni ifade verme ihtiyacını neden hissettiğini sordu, Sergen bu soruya, “Polis çağırdı” yanıtını verdi.
“Hem Tekin Arhun’u sahtecilikten şikâyet edip hem de hala onunla iş yapmaya neden devam ediyorsunuz?
Çınar Sergen’e, “Hem Tekin Arhun’u sahtecilikten şikâyet edip hem de hala onunla iş yapmaya neden devam ediyorsunuz? Bu kişinin sahtecilik yaptığına inanıyorsanız, nasıl hala iş yaparsınız?” diye sordu.
Sergen bu soruya, “Bir ondan borç istedik. O da bize güvendi, bankasından kredi verdi, inşaatlarına beton istedi. Beton da satıyorum hala” yanıtını verdi.
Öztekin: Fahri Kaya’ya gittik ve o da bu farklılıkları fark etti
Savcı Mustafa İldeniz 6. tanık olarak da Kaskon firmasının muhasebecisi olan Tayfun Öztekin’i dinletti.
20 yıldır aynı firmada çalışan Öztekin Savcılık sorgulamasında, dava sürecini Sergen’in söylediklerine benzer şekilde anlattı, “İş yaptık, fatura ve irsaliye kestik, paramızı alamadık, hukuk davası açtık, orada sunulan raporda da farklılık fark edince polise gidip şikayetçi olduk ve bu dava başladı” dedi.
Bu davaya konu sahtelendiği ileri sürülen raporun, ilk davaları olan hukuk davasında sunulacağından haberleri olmadığını belirten Özteknik, ilgili raporun fotokopisiyle Fahri Kaya’ya gittiklerini ve onun da bu farklılıkları fark ettiğini savundu.
Dolmacı: Raporu sahteleyen bir kişi ısrarla raporu hazırlayan kişinin Mahkemede gelip konuşacağına atıfta bulunur mu?
Öztekin savunma avukatları tarafından da sorgulandı. İlk sorguyu Süleyman Dolmacı yaptı.
Dolmacı Öztekin’e, hukuk davasında tanık olarak çağırdıkları Turgut Muslu’nun ilgili raporu Mahkemeye sunup sunmayacağını bilip bilmediğini sordu.
Öztekin bu soruya, “Bilmiyorduk hatta önce sözlü anlattı, ‘rapor yanınızda mı?’ diye soruldu ve ısrar edildi. O da ‘yanımda galiba’ diyerek yanındaki dosyanın içinde bir süre aradı, sonra buldu” dedi.
Dolmacı bunun üzerine, hukuk davasındaki tutanaklardan okuyarak, Muslu’nun şahadetini verirken, raporu hazırlanan EBİ yetkilisi Fahri Kaya’nın da şahadet vermek için geleceğini ve kendisinin de bunu anlatacağını birkaç kez tekrar ettiğini hatırlattı ve Öztekin’e, “Raporun sahtelendiğini bilen ya da sahteleyen bir kişi ısrarla raporu hazırlayan kişinin Mahkemede gelip konuşacağına atıfta bulunur mu?” diye sordu.
Öztekin bu soruya, “Ben bunu bilemem” yanıtını verdi.
Öztekin: Muslu’nun şahadeti Kaskon firmasının lehineydi
Daha sonra savunma avukatlarından Serhan Çınar Ötekin’e sorular yöneltti ve hukuk davasında şahadet vermek için çağırılan Turgut Muslu’nun ifadelerinin kimin lehine olduğunu sordu.
Öztekin bu soruya, “Kaskon firmasının lehineydi” yanıtını verdi.
Çınar ayrıca, hukuk davasında faturaları ödemediği ileri sürülen ve Tekin Arhun’un ortağı olduğu C&T firmasının diğer ortağının da Mahkemeye Kaskon tarafından çağırıldığını hatırlatarak, borcu olmadığını söyleyen bir firmanın bir ortağının davacı lehine şahadet vermeye nasıl çağırılabildiğini sorguladı.
Ötekin bu soruya da “Borçlar hakkında bilgisi vardı” cevabını verdi.
Çınar: Kaskon C&T’ye ‘beton alma talebi sözünüzü tutmadınız’ diye yazı yazdı. Bu beton alınmadığının ispatıdır
Çınar ayrıca Kaskon firmasının, C&T’nin Bafra bölgesindeki Yarköy’de de ve Girne, Lefkoşa, Mağusa bölgelerinde de inşaat yaptığını ve buralara da alınan betonun yine Kaskon’dan alındığı iddiasını koydu, Öztekin bunu kabul etti.
Çınar bunun üzerine, Kaskon firmasının avukatının, C%T Construction’a 2.2.2010 tarihinde gönderdiği bir yazıyı Mahkemeye sundu, ilgili yazı “Tanıtma J” olarak kaydedildi.
Çınar bu yazıda, Kaskon’un Yarköy’deki projeden bir daire satın aldığını ve bunu da C&T’nin kendisinden alacağı beton karşılığında nakit olmadan ödeyeceğini ve beton alımı talebi yapılmadığı için alacaklı duruma düştüğünü ve önceden daire için verilen meblağın kendisine ödenmesini istediğini aktardı.
İlgili beton talebinin de 25.8.2006 tarihinde yani Bafra’daki EBİ projesinin “ödenmedi” denilen betonunun yapıldığı işler tarihinde olduğunu hatırlatan Çınar, bunun da C&T’nin Kaskon firmasından beton talebi yapmadığının ispatı olduğunu savundu.
Mahkeme görüşülmek üzere 7 Mayıs Salı ve 8 Mayıs Çarşamba tarihlerine ertelendi. (Kamalı Haber)