Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, burada yaptığı konuşmada, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde dinimizi ve geleneklerimizi yaşamın gururu ve mutluluğu içindeyiz” ifadelerini kullandı.
Ramazan Ayı boyunca günde 15 bin kişiye yemek dağıtılmasının önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, iftar sofralarına katkı koyanlara teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün imanı, değerleri, maneviyatı ve milli kimliğiyle sonsuza kadar devletine sahip çıkıp, bayrağını göklerde dalgalandırmaya yemin etmiş bir milletin evlatları olduğuna işaret etti.
“Barış, huzur ve güven içinde dinimizi, örf, adet ve geleneklerimi yaşatmanın gururu içindeyiz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, çocukken bu günlerin gelmesini beklediklerini ve hayalini kurduklarını sonunda gerçek olduğunu dile getirdi..
Dedesinin müftü olduğunu ancak İngiliz İdaresi’nde görevinin elinden alındığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün kimliğine ve maneviyatına sahip çıkarak yok olmamak için direndiğini, 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatıyla özgürlüğüne kavuştuğunu kaydetti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesine de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, iki halkın karşılıklı olarak bayramlarının kutlandığını dile getirdi.
Gazze’de 40 bin kişinin öldürüldüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Nerde bu medeniyet, nerede bu dünya. Gözleri görmezken, vicdanları da sızlamıyor mu ? Kıbrıs Türkü de katledilirken de seyrediyorlardı” diye konuştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletler Teşkilatı’nda gözlemci üye olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Azerbaycan Meclisi’nde kurulan Azerbaycan- KKTC Parlamentolararası Dostluk Grubu ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda yapılan çalışmalarla tanınma yolunda ilerlediğini vurguladı.
“Milli değerlerimiz ve maneviyatımızla var olduk sürdürmeye devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ezanı duyuran din görevlilerine teşekkürlerini sundu.
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre de, etkinliğine katıldı.
Etkinlikte bir konuşma yapan Başkan Töre, bayrama ulaşmanın sevincini yaşarken Gazze’de yaşananlar nedeniyle kalplerinde burukluk olduğunu ifade etti.
Gazze’de açlıktan insanların öldüğünü, büyük sağlık sorunları yaşandığını ifade eden Töre, batının ve Amerika’nın bu duruma destek verdiğini söyledi.
Töre, bütün bu yaşanan zulme karşılık Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki “Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, “Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar” sözlerini anımsattı.
Töre, “Bu canavarı da yenmesini bileceğiz. Mustafa Kemal, yurda esir etmek isteyenleri Anadolu’dan kovduysa elbette Gazze’den de gidecekler, Kudüs’ten de gidecekler” dedi.
Din bilgisi eğitiminin KKTC’nde güvence altına alınması gerektiğine işaret eden Töre, “İsteyen yabancı dil, beden eğitimi ya da dans kursuna gidebilir. Ama isteyen de Kuran kursuna gidip din eğitimi alabilir. Bu bu kadar açık ve nettir” ifadelerini kullandı.