Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, insan ve halk sağlığının yanı sıra ekolojik dengenin de temel bir unsuru olan çevreyi korumak ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için herkesi bilinçli ve aktif olmaya çağırdı. Birlik; toprak, orman ve su varlığının korunmasının en önemli halk sağlığı kazanımı olacağını belirtti.
Birliğin Çevre, Halk Sağlığı ve İnsan Hakları Sorumlusu Dr. Cemal Mert yaptığı yazılı açıklamada, Dünya Çevre Günü’nün, İsveç’in Stockholm kentinde 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansından bu yana her yıl 5 Haziran tarihinde, çevrenin korunması konusunda dünya çapında farkındalık yaratılması ve eylemde bulunulması amacıyla kutlandığını ifade etti.
5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü kutlayan Mert, Kıbrıs adasını da büyük ölçüde etkisi altına aldığını belirttiği bu yılın teması olan “arazi restorasyonu, çölleşme ve kuraklığa dayanıklılık” konusunun önemine dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) bu yıl yayımladığı rapora göre, dünya topraklarının beşte birinin niteliğini kaybettiğini ve dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ının arazi bozulmasından etkilendiğini vurgulayan Mert, toprak bozulması, çölleşme ve kuraklığın, ekosistemler, doğal denge ve biyolojik çeşitlilik üzerinde ciddi tehditler oluşturduğunu, özellikle yerli halklar, kırsal topluluklar ve düşük gelirli bireyleri olumsuz etkilediğini ifade etti.
“Her yıl 55 milyon kişi kuraklıktan etkileniyor”
Her yıl 55 milyon kişinin kuraklıktan doğrudan etkilendiğine ve bu durumun küresel gıda verimliliğinde yüzde 12 oranında bir azalmaya yol açtığına dikkat çeken Mert, şöyle devam etti:
“UNEP İcra Direktörü Inger Andersen, arazi tahribatının 3 milyardan fazla insanı etkilediğini ve tarım ürünü yetiştirmeyi zorlaştırdığını belirtmiştir. Andersen, ekosistemlerin restorasyonuyla iklim değişikliği ve kirlilik gibi sorunlarla mücadele edilebileceğini ifade etmiştir.”
Restorasyon programlarının başarılı örneklerinin, dünya genelinde 765 milyon ile 1 milyar hektar arasında arazinin restorasyon için işaretlendiğini gösterdiğini belirten Mert, şunları kaydetti:
“Örneğin, Nepal'in Terai Arc bölgesinde 66 bin hektarlık ormanın restore edilmesiyle kaplan nüfusu üç kat artmıştır. Bu tür projeler, çevresel faydalarının yanı sıra, insanların geçim kaynaklarını artırmakta ve olumsuz hava koşullarına karşı direnç kazandırmaktadır.”
“Topraklarımız bizim geleceğimizdir ve onu korumak hepimizin sorumluluğudur”
İnsan ve halk sağlığının yanı sıra ekolojik dengenin de temel bir unsuru olan çevreyi korumak ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için herkesi bilinçli ve aktif olmaya çağıran Cemal Mert, “Topraklarımız bizim geleceğimizdir ve onu korumak hepimizin sorumluluğudur” dedi.
Adada kullanım ve tarımsal sulama suyu yetersizliğinin, sürdürülebilir su temin politikalarını ve adanın tümünü kapsayan su temin projelerini zorunlu kıldığını ifade eden Mert, çölleşme, erozyon ve kuraklığın önlenmesinde orman varlığının artırılması, korunması ve geliştirilmesinin önemine vurgu yaptı.
Mert, “Dünya Çevre Günü’nde, doğamızı korumak ve geleceğimizi güvence altına almak için harekete geçelim” dedi.