Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu (KTFF) Disiplin Kurulu 07.04.2025 tarihinde Av. Gizem Bahri Soydan başkanlığında toplanarak kararlar aldı.

Buna göre bir süredir gündemi meşgul eden şike süreci ile ilgili nihai kararını veren Disiplin Kurulu özetle şu kararları aldı;

Türk Ocağı Limasol Spor Kulübü başkanı görevinde bulunan Ezel Kaynak’a sürekli hak mahrumiyeti (ömür boyu), Hakan Törehan’a sürekli hak mahrumiyeti (ömür boyu), futbolcu Kasım Tağman’a 1 (bir) yıl hak mahrumiyeti ve Değirmenlik Spor Kulübü’nün bir alt lig olan AKSA 1.Lig’e düşürülmesine karar verilmiştir.

Öte yandan Disiplin Kurulu Başkanı Av. Gizem Bahri Soydan Türk Ocağı Limasol Spor Kulübü’nün de yaşanan süreçte ceza alması gerektiği konusunda görüş bildirirken, söz konusu görüş oyçokluğuyla reddedildi.

İŞTE KARAR:

KTFF Disiplin Kurulu Av. Gizem Bahri Soydan başkanlığında toplanarak şike süreci ile ilgili kararını vermiştir. Alınan kararlar aşağıdaki gibidir;

1) KTFF Yönetim Kurulu tarafından DS-11/2024-2025 ve DS-12/2024-2025 sayılı kararlar ile Kurulumuza sevk edilen hususlar Kurulumuz tarafından görüşülerek aşağıdaki şekilde karar üretilmiştir.

KTFF Yönetim Kurulu 31.01.2025 tarihli şikayet dilekçesini değerlendirerek 31.01.2025 tarihli kararıyla Miracle Değirmenlik SK, Kasım Tağman ve Ezel Kaynak’ı Disiplin Talimatının 56. Maddesi uyarınca Disiplin Kuruluna sevk etmiştir.

KTFF Disiplin Kurulu yapılan sevki değerlendirerek Şike Araştırma Kurulu Çalışma Usul ve Esasları Talimatı kapsamında kurulacak olan Kurul’un Disiplin Talimatı’nın 56. Maddesi ve Müsabaka Talimatı’nın 26. Maddesi uyarınca yapılan iddiaları incelemesini ve rapor düzenlemesini tavsiye ederek konunun KTFF Yönetim kuruluna havale edilmesine karar vermiştir. KTFF Yönetim Kurulu 03.02.2025 tarihli kararından Şike Araştırma Kurulu oluşturulmasına karar vermiştir. KTFF Yönetim Kurulu tarafından Şike Araştırma Kurulu’nun Arzu İzveren Numan (Başkan), Hüseyin Duvarcı (Üye) ve Mustafa Akçaba (Üye) tarafından oluşturulmasına karar verilmiştir.

KTFF Yönetim Kurulu 17.02.2025 tarihinde Şike Araştırma Kurulu’nun raporu doğrultusunda Miracle Değirmenlik SK’nın ve Miracle Değirmenlik SK’nın ilgili tarihteki kulüp Başkanı Hakan Törehan’ın Müsabaka Talimatı’nın 26. Maddesi ve Disiplin Talimatının 56. Maddesi kapsamında Disiplin Kurulu’na sevk edilmesine karar vermiştir.

Meseleye ilişkin olarak Kıbrıs Türk Futbol Federasyon’u 12.03.2025 tarihli bir ithamname dosyalayarak Kasım Tağman, Ezel Kaynak, Hakan Törehan ve Miracle Değirmenlik Spor Kulübü’nün 27.01.2025 ile 31.01.2025 tarihleri arasında, 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik Spor Kulübü maçının Miracle Değirmenlik Spor Kulübü lehine sonuçlanması için Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Disiplin Talimatı’nın 56(1) ve (2) fıkralarına ve Müsabaka Talimatı’nın 26 (6) ve 27’nci maddeleri kuralları hilafına hareketle hukuka ve spor ahlakına aykırı şekilde ve/veya şike yapmak ve/veya şike yapmaya teşebbüs etmek suretiyle yukarıda belirtilen maddelerdeki disiplin suçlarını işledikleri ve yine Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu tarafından 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik SK müsabakasının Miracle Değirmenlik SK lehine sonuçlanması amacı ile Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatanseven’e 2,000 Amerikan Doları nakden vermek ve bilahare 2,000 Amerikan Doları ödeme ve sair menfaatler sağlama taahhüdünde bulunmak suretiyle hukuka ve/veya spor ahlakına aykırı hareket ettiği ve/veya şike yaptığı ve/veya şike yapmaya teşebbüs ettiğine ilişkin itham etmiştir.

İthamda bulunan Kıbrıs Türk Futbol Federasyon’u itham olunanlar arasındaki Kasım Tağman ve Miracle Değirmenlik Spor Kulübü’nün kabul niyeti olması üzerine Kasım Tağman ve Miracle Değirmenlik Spor Kulübü aleyhine dosyalanan ithamnameyi geri çekmiş, bu taraflar aleyhine ayrı 18.03.2025 tarihli yeni bir ithamname dosyalamıştır. 18.03.2025 tarihli ithamname tahtında itham olunan Kasım Tağman ithamı kabul etmiştir.

Huzurumuzdaki mesele altında itham olunanların avukatları Süleyman Dolmacı ve Süleyman Özsoylular  duruşmaya başlamadan itirazda bulunarak, KTFF Tüzüğü altında daimi kurullar altında yer alan Etik kurulu talimatının 3. ve 7. Maddelerinin şike ve teşvik primi iddialarını inceleme görevlerinin Etik Kurulunda olduğu, bu talimat uyarınca inceleme yapılmadığı, Şike Araştırma Kurulu tarafından incelemenin yapılamayacağı, yapılan incelemenin yok hükmünde olduğu ve  kanunsuz ve/veya hükümsüz bir kurul tarafından yapılan incelemenin geçersiz olduğu ve bu sebeplere istinaden Disiplin Kuruluna gelmeden önce yapılması gereken aşamaların yapılmadığı gerekçesiyle Disiplin Kurulu’nun yargılama yapmaya yetkisi bulunmadığını iddia etmişlerdir. Yapılan itiraz Kurulumuz tarafından 27.03.2025 tarihli gerekçeli karar ile reddedilmiştir.

Yapılan itirazın reddedilmesinin ardından itham olunan no.2 Ezel Kaynak ve no.3 Hakan Törehan ithamları kabul etmemiştirler. İtham olunan no.2 ve no.3’ün aleyhine getirilen ithamları kabul etmemeleri akabinde meselenin duruşmasına geçilmiştir.

İthamda Bulunan Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu adına Av. Savaş Atakan konuya dair 5 adet tanık dinletmiştir. Meselenin duruşmasında 5 adet emare sunulmuş olup, sunulan emareler aşağıdaki şekildedir:

  • 01.2025 tarihli teslim tutanağı ve toplam 2,000 Amerikan doları nakit para
  • 3 Şubat 2025 tarihli ve YK 6-2024-2025 sayılı Yönetim Kurulu kararı
  • 3 Şubat 2025 tarihinde KTFF yönetim kurulu listesi
  • 3 Şubat 2025 tarihli KTFF Yönetim kurulu toplantı karar defteri tutanağı
  • 02.2025 Şike Araştırma Kurulu raporu

Yine Tanıklar sırasıyla aşağıdaki şekildedir:

  • KTFFF Genel Sekreter Yardımcısı ve İdari İşler Amiri Eren Şişik
  • KTFF Şike Araştırma Kurulu üyesi Hüseyin Duvarcı
  • Esentepe KKSK Kalecisi Ahmet Vatanseven
  • Esentepe KKSK Başkanı İbrahim Beyazbayram
  • Değirmenlik SK lisanslı futbolcusu Kasım Tağman

Meselenin tayinli olduğu 27.03.2025 tarihinde tehir talebinde bulunan İtham olunan no.2 meselenin duruşmasının tayinli olduğu günü kendisi talep etmiş olmakla birlikte 03.04.2025 tarihli celsede hazır olmamış, kendini de herhangi bir avukat temsil etmemiştir. Kurulumuza hazır olunmaması ile ilgili de herhangi bir mazeret sunulmamıştır. 27.03.2025 tarihli celsede İthamda bulunanın tüm tanıklarını hazır etmiş olmasına rağmen İtham olunan no.2’nin avukatının önceden ayarlanmış bir doktor randevusunun oluşu sebebiyle süre verilmesi uygun görülürken bir sonraki celsede meselede tanıkların dinleneceği ve Kurul’un duruşmayı bitirme niyetinde olduğu tüm taraflara belirtilmişti. Meselenin tayinli olduğu 03.04.2025 tarihi itibariyle gerek itham olunan no.2 gerekse en son celsede kendini temsil eden avukat Sn. Av. Süleyman Dolmacı müteakiben çağırılmış olup, herhangi biri hazır bulunmamıştır. 27.03.2025 tarihinde İtham olunan no.2’nin herhangi bir mazeret sunmadan hazır olmaması nedeniyle Kurulumuz tarafından itham olunan no.2’nin savunma hakkından feragat ettiği varsayılmış olup, gıyabında yargılamaya geçilmiştir.

Tanıklar tarafından verilen ifadeler ve izahatlar aşağıda özetlenmiş olup, karar içerisinde yeri geldikçe değinilecektir. Taraflar 03.04.2025 tarihli celsede Kurula hitap etmiş olup, tarafların hitapları aşağıdaki şekildedir;

KTFF temsilen Av. Savaş Atakan hitabında özetle aşağıda özetlenen tanıklarının beyan ve ifadelerinin şike yapıldığının sabit olduğunu, şike ile ilgili anlaşmanın yapılmış olması ve 2,000 Amerikan Dolarlık meblağın ödenmiş olmasının şikenin gerçekleşmiş olduğunu gösterdiğini, müsabakanın oynanmamış olsa dahi şikenin teşebbüs aşamasında kaldığı şeklinde yorumlanmaması gerektiğini iddia etmiştir. Yine hitabında devamla, tanıkları tarafından verilen beyanlarının aksine gerek İtham olunan no.2 Ezel Kaynak gerekse itham olunan no.3 Hakan Törehan tarafından herhangi bir beyan sunulmadığını belirterek, tanıklarının aktardıkları uyarınca Disiplin Kurulu tarafından Disiplin Talimatının 56. Maddesi ve Müsabaka Talimatının 26. Maddesinin 6. Fıkrası uyarınca şike yapıldığına bulgu yapılarak ilgili maddeler uyarınca ceza verilmesini talep etmiştir.

Yukarıda da belirtildiği üzere itham olunan no.2, geçmiş celselerde hazır olmasına karşın 03.04.2025 tarihli celsede herhangi bir gerekçe göstermeyerek şahsen hazır olmamış ve avukat vasıtasıyla da temsil edilmemiştir.

İtham olunan no.3 de şahsen hazır olmamış olmakla birlikte avukatı Süleyman Özsoylular tarafından temsil edilmiştir. İtham olunan no.3’ü temsilen Av. Süleyman Özsoylular hitabında özetle Disiplin Kurulunun huzurundaki duruşmanın serian ceza yargılaması yöntemiyle yapılmakta olduğunu ve Fasıl 155 madde 55 altında yer alan kurallar dikkate alındığı zaman şahadet veren tanıkların (1. Tanık hariç) söz veri veya yemin altında şahadet vermedikleri cihetle Kurul’un dikkate alabileceği geçerli herhangi bir şahadet olmadığını iddia etmiştir. Yine hitabının devamında 5. Tanık Kasım Tağman’ın Kurul huzurundaki ithamnameye konu ihlale iştirak eden kişi olduğunu, suç ortağı olarak nitelendirilebilecek bir kişi olduğunu, ilgili tanığın Şike Araştırma Kurulu huzurunda farklı ifade verdiğini ve tanığa müdahale edilmesinin ardından ifadesini değiştiğini söyleyerek, bu tanığın söylediklerine itibar edilmemesi gerektiğini iddia etmiştir. Devamla Tanık no.5 haricinde itham olunan no.3 aleyhinde herhangi bir olgu olmadığını, tanıkların özellik Tanık no.3’ün beyanlarının çelişkili olduğu, Tanık no.5’in beyanlarına itibar edilmemesi iddiasından hareketle itham olunan no.3 aleyhine şike yapıldığına ilişkin bir tespit yapılamayacağını iddia etmiştir. İtham olunan no.3 adına hitabın devamında olayın tamamen komplo ürünü olduğunu ve müvekkilini tuzağa düşürmek amacıyla KTFF Başkanı, Esentepe KKSK Başkanı ve kalecisinin organize ettiğini söyleyerek olayın tuzak neticesinde gerçekleştiği ve bu hususun Kurul tarafından değerlendirilmesini talep etmiştir. Av. Süleyman Özsoylular son olarak itham olunan no.3 aleyhine getirilen ithamda şike ve/veya şike teşebbüsünün yer aldığını müsabakanın oynanmamış olması nedeniyle şike yapıldığından söz edilemeyeceğini Disiplin Talimatı’nın 56. Maddesinde de düzenlemenin bu şekilde olduğunu iddia etmiştir.

Yukarıda özet şekilde belirtilen iddialar içerisinden öncelikle Fasıl 155 madde 55 altında yer alan kurallar dikkate alındığı zaman Kurul’un dikkate alabileceği geçerli herhangi bir şahadet olmadığına ilişkin yapılan iddianın değerlendirilmesi gerekmektedir.

Fasıl 155 madde 55 aynen şöyledir:

           

Tanığın Şahadetinin Yemin Altında veya Doğrulayıcı Beyan Şeklinde Olması

55. (1) Cezai işlemlerde her tanık yemin altında sorgulanabilir ve tanığın hazır bulunacağı Mahkeme herhangi bir tanığın inanç ve itikadında olan kişilerin yemin ettikleri adete göre, tanığı yemin ettirme hak ve yetkisine sahip olur:

      Ancak, yemin etmeyi reddeden ve buna sebep olarak dinsel bir inancı olmadığı veya yemin etmesinin dinsel inançlarına aykırı olduğunu (bu durum duruşma tutanaklarına geçirilmelidir) bildiren herhangi bir kişiye, yemin etme yerine, Mahkemede vereceği şahadetin doğru, tamamen doğru ve doğrudan başka hiçbir şey olmayacağını ciddiyetle vaat ve ilan etmek yolu ile doğrulayıcı bir beyan yapmasına izin verebilir ve böyle bir doğrulayıcı beyan, yemin etmiş gibi ayni şekilde geçerli ve etkili olur.

   Yine ancak, Mahkeme kanısınca, yeminin niteliğini anlayamayan (bu husus duruşma tutanaklarına geçirilmelidir) küçük yaştaki bir çocuğu yeminsiz sorgulayabilir.

     (2) Gereğince yemin edildiğinde, yemin eden kişinin yemin ettiği zaman dinsel inanç sahibi olmaması veya yemin etmesinin dinsel inançlarına aykırı olması hususu, bu tür bir yeminin geçerliliğini herhangi bir amaç için etkilemez.

KTFF Yönetim Kurulu tarafından yayınlanan Disiplin Talimatının Disiplin Yargılamasına ilişkin düzenleme aşağıdaki şekildedir:

‘Madde 80 – Disiplin Yargılaması

1) Disiplin yargılaması, sevk yazısına bağlı soruşturma evrakının görevli kurula sunulmasıyla başlar.

(2) Disiplin Kurulu, idari tedbir ve savunmayı öncelikle inceler; soruşturması başlatılan işlemleri takip eder ve eksik kalan kısımları tamamlar. Gerekli görmesi halinde rapor düzenleyenlerin yazılı ve sözlü beyanlarını tespit edebilir, ilgililerin sanık veya tanık sıfatıyla yazılı, sözlü beyanlarını alabilir. Tanıklar, tebligatı izleyen iki gün içinde yazılı beyanda bulunmak ve kendisinden talep edilen zamanda Kurul önünde hazır bulunmak zorundadır.

(3) Disiplin Kurulu karar verirken hakemlerin ve diğer müsabaka görevlilerinin resmi raporlarını esas alır. Bununla birlikte her türlü şüpheden ari, net ve anlaşılabilir nitelikteki işitsel veya görsel kayıtlardan da yararlanabilir. Bunlar yalnızca olayın disiplin yönüyle ilgili kanıt olarak kullanılabilir.

(4) İncelenen olayla sınırlı kalmak kaydıyla sevk edilmeyen diğer sorumlular hakkında da Disiplin Kurulu doğrudan soruşturma ve yargılama yapabilir.

(5) Disiplin Kurulu, yargılama sırasında incelenen konu dışında başka bir ihlalin gerçekleştirildiği kanaatine varırsa, bu hususu KTFF Başkanlığı’na bildirmekle yükümlüdür.’

Yine ilgili Disiplin Talimatı altında savunmanın ne şekilde yapılacağına ilişkin düzenleme aşağıdaki şekildedir:

‘Madde 68 – Savunma

(1) Savunma alınmadan ceza verilmez.

(2) Savunmayı, yetkili olduğu ve/veya kendisine havale edilen konularda görevli Disiplin Kurulu ister.

(3) Savunma süresi, savunma isteminin ilgilisine tebliğ edildiği andan itibaren başlar ve genelgede belirtilecek saatte sona erer. Kulüplere ve kulüplere bağlı bulunan kişilere yapılacak tebligatlar KTFF resmi sitesinde yayınlandıkları andan itibaren geçerli sayılır. Tatil günleri savunma süresini uzatmaz.

(4) Yazılı savunma görevli ihlalin gerçekleştiği günden itibaren 48 saat içerisinde Disiplin Kurulu’na verilir. Süresi aşılan yazılı savunmalar dikkate alınmaz. Kural olarak, ilgililerin savunmalarını yazılı olarak yapmaları şarttır, sözlü savunma kabul edilmez ve Disiplin Kurulu dosya üzerinden karar verir. Disiplin Kurul gerekli gördüğü hallerde yazılı savunma verilmemiş olsa dahi sözlü savunmayı tespit etmek için bir üyesini görevlendirebilir ve/veya ilgiliyi Kurul toplantısı yapıldığı esnada dinleyebilir. (5) Taraflardan birinin talebi üzerine, sözlü ifadeler için bütün tarafların davet edileceği bir toplantı düzenlenebilir.

(6) Sözlü ifadeler her zaman kapalı oturumda alınır.

(7) Kulüpler, başkan veya başkanın görevlendireceği yetkililer tarafından savunulur.

(8) Müsabakalarda disiplin ihlali nedeniyle hakem tarafından müsabakadan çıkarılan futbolcular ile diğer kişiler, ayrıca tebligat yapılmaksızın savunma vermek zorundadır. Bu kişiler, müsabakanın sona ermesinden itibaren en geç 48 saat içerisinde savunma vermedikleri takdirde, savunmadan vazgeçmiş sayılır. Bu maddede belirtilen savunma süresi uygulandığında, verilmesi muhtemel cezanın infazı mümkün olmayabilecek ise anılan süre azaltılabilir. İlgili kulübün söz konusu belirtilen süre içerisinde başka bir müsabakası olması durumunda müsabakanın tamamlanması akabinde 24 saat içerisinde savunmasını KTFF’ye sunması zorunludur. Böyle bir durum yaşanması durumunda ve savunma verilmemesi durumunda ilgili kulüp/şahıs savunmadan vazgeçmiş sayılır.

(9) Savunma hakkı, gizli kalması gereken hususların korunması ya da kovuşturmanın selameti gibi olağanüstü koşullar söz konusu olduğunda kısıtlanabilir.’

Yukarıda atıfta bulunulan Disiplin Talimatının ilgili maddelerine bakıldığı zaman Disiplin Kurulu huzuruna gelen meseleler ile ilgili olarak sözlü veya yazılı beyanlar alınabilmektedir. Yine ilgili Talimatta savunmaların yazılı olması gerektiği, Disiplin Kurulu’nun uygun görmesi halinde sözlü savunma alma yetkisi bulunmaktadır. Kısacası yukarıda atıfta bulunulan düzenlemeler incelendiği zaman Disiplin Kurulu huzurunda yapılacak yargılamaların yazılı evraklar üzerinden yapılması öngörülmektedir.          

Huzurumuzdaki meselenin ciddiyeti Kurul tarafından göz önünde bulundurularak bir duruşma yapılması, tanıkların, itham olunanlar veya avukatları tarafından sorgulanmasına fırsat verilmesi gerektiği belirlenmiştir. Yukarıda alıntısı yapılan Disiplin Talimatına bakıldığı zaman ifadelerin yemin altında verilmesi gerektiğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktır. Keza itham olunanlar ve/veya avukatları tanıkların izahatlarını verdikleri esnada herhangi bir itirazda bulunmamıştırlar.

Devamla Yüksek İdare Mahkemesi, Yim 213/2015 D.36/2017 sayılı kararında Disiplin Yargılanmasına ilişkin bir süreçten usül açısından beklentinin mahkeme standartlarında olmaması gerektiğini vurgulamıştır. Kararda aynen şöyle denmektedir:

‘Özetlenen bu süreç göz önüne alındığında, Komisyonun usul açısından bazı sıkıntılar yaşadığı anlaşılmaktadır. Üyeleri yargıçlardan oluşmayan bu tür komisyonların usul hükümlerini tüm ayrıntılarıyla ve doğru olarak uygulamasını beklemek, diğer bir deyişle Mahkeme gibi tam ve mükemmel bir yargılama yapmasını istemek ve yapmadığı için de verilen idari kararı bozmak, şüpheden sanığın yararlanacağı kuralı; sanığa dinlenilme hakkı tanınması; sanığın ne ile suçlandığını bilmesi; sanığın ikrarda bulunmaya zorlanamaması; lehine tanık dinletme hakkı olması ve soruşturmaya ilişkin belgeleri inceleme hakkı bulunması gibi yargılama hukuku güvencelerine aykırı işlemler yapılmadığı sürece olanaklı olmamalıdır.

Yukarıda alıntısı yapılan Yüksek İdare Mahkemesi kararından da görüleceği üzere usül açısında beklentinin Mahkeme standartlarında olmasının beklenmemesinin gerektiği açıkça belirtilmiştir. Disiplin Kurulu’nun yargılamayı ne şekilde yapacağını düzenleyen ilgili maddelere bakıldığı zaman usül açısından bir sakatlık olduğundan söz etmek de mümkün değildir. Tüm yukarıdakiler değerlendirildiği zaman, Tanıkların yemin veya söz veri altında şahadet veya ifade veya beyan vermemiş olmasının verilen ifade veya izahatın geçersiz olacağı anlamına gelmeyeceği kanaatinde olduğumuz cihetle itham olunan no.3 tarafından yapılan bu iddia reddedilir.

Devamla, KTFF tarafında şike yapıldığının ispat edilip edilmediği değerlendirilirken tanıkların Kurul huzurunda verdiği beyanlar ve İtham olunan no.3 tarafından yapılan iddialar bir bütün olarak incelenmesi gerekmektedir.

İthamda bulunan tarafından çıkarılan 1. Tanık, KTFF Genel Sekreter Yardımcısı ve İdari İşler Sorumlusu Eren Şişik izahatında özetle Esentepe KKSK Başkanı tarafından 31.01.2025 tarihli şikayet dilekçesi ile birlikte, 2,000 Amerikan Dolarını teslim aldığını, 2,000 Amerikan Doları meblağa ilişkin teslim tutanağını hazırladığını söyleyerek Emare 1’i sunmuştur. Yine ayni tanık emare 2, 3 ve 4’ü Kurulumuza sunmuştur.

İthamda bulunan tarafından 2. Tanık olarak Şike Araştırma Kurulu üyesi Hüseyin Duvarcı çıkarılmıştır. Hüseyin Duvarcı özetle KTFF Yönetim Kurulu tarafından Şike Araştırma Kurulu üyesi olarak görevlendirildiğini, ilgili kurulun diğer üyelerinin Arzu İzveren ve Mustafa Akçaba olduğunu, Esentepe KKSK’nın şikayeti üzerine araştırma kapsamında Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatanseven, Esentepe KKSK Kulüp Başkanı İbrahim Beyazbayram, Değirmenlik SK lisanslı futbolcusu Kasım Tağman, Türk Ocağı Limasol Spor Kulübü Başkanı Ezel Kaynak ve ilgili dönemde Değirmenlik SK Başkanı olan Hakan Törehan’ın ifadelerini aldıklarını söylemiştir. Değirmenlik SK lisanslı futbolcusu Kasım Tağman’ın annesi Bahire Tağman ile de telefoniyen görüşüldüğünü, izni ile ses kaydının alındığını beyan etmiştir. İfadelerin alınmasının akabinde Şike Araştırma Kurulu olarak bir değerlendirme yaparak şike yapıldığına ilişkin kanaat getirdiklerini söyleyerek, 17.02.2025 tarihli Rapor Kurula emare olarak sunmuştur. 

  1. Tanık olan Hüseyin Duvarcı’nın çapraz sorgusunda hazırlanan raporun yanlı ve taraflı hazırlandığını, yine Federasyon ve Esentepe Kulübü’nün itham olunanlara komplo kurduğu yönünde iddialarda bulunulmuş olup, ilgili tanık iddiaları reddetmiştir.

İthamda bulunan tarafından 4. tanık olarak Esentepe KKSK Başkanı İbrahim Beyazbayram dinletilmiş olup, özetle Ahmet Vatanseven’in kendisini arayarak Kasım Tağman ile olan görüşmesini kendisine iletmesinin üzerine KTFF Başkanının müsaadesini alarak şikenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini görmek için oyuncusunun görüşmesine izin verdiğini, akabinde süreç ile ilgili KTFF Başkanını bilgilendirdiğini, Ahmet Vatanseven’in kendine teslim ettiği 2,000 Amerikan Dolarını KTFF Genel Sekreter Yardımcısı ve İdari İşler sorumlusu Eren Şişik’e teslim ederek konu ile ilgili KTFF’e şikayet yaptığını belirtmiştir. İlgili Tanık da Federasyon ile birlikte itham olunanları tuzağa düşürdükleri yönünde sorgulanarak, yapılan iddiaları kabul etmemiştir. Devamla, Tanık çapraz sorgusu sırasında itham olunan no.2 ve no.3’ün çok yakın ilişkileri olduğunu, birbirinden habersiz herhangi bir işlem yapılmayacağı yönde izahat vermiştir.

İthamda bulunan tarafından 3. Tanık olarak Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatanseven dinletilmiş olup, özetle Değirmenlik SK’nın lisanslı futbolcusu olan Kasım Tağman’ın kendine ulaşarak görüşmek istediğini, Kasım Tağman vasıtasıyla Ezel Kaynak ile buluştuğunu, Ezel Kaynak ile Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik SK maçında para karşılığı maçın satılması veya şike yapılması için görüştüğünü, görüşmenin akabinde kendine 2,000 Amerikan Doları nakit paranın Kasım Tağman tarafından iletildiğini, 2,000 Amerikan Dolarını almasını müteakiben tüm parayı Kulüp Başkanı İbrahim Beyazbayram’a teslim ettiğini söylemiştir.

İtham olunan no.3 avukatı, 3. Tanığın Emare 5 Şike Araştırma Kurulu raporunda iktibas edilen ifadesiyle, kurul huzurunda verdiği izahat arasındaki çelişki üzerinde durmuş olup, hitabında da bu hususu irdelemiştir. İddia edilen çelişki Emare 5 rapor içerisine aktarılan ifadesinde tanık 3, Kasım Tağman ve itham olunan no.2 ile yaptığı görüşmede atılan golden bir fazlasını kalesinde görme hususunda konuştuğunu söylediği, kurul önünde verdiği izahatta ise bu konuşmanın Kasım Tağman’dan 2,000 Amerikan Doları aldığı esnada gerçekleştiğini söylendiği noktasındadır. İlgili konuşmanın geçtiği safhada orda olduğu iddia edilen Kasım Tağman da bu yöndeki konuşmanın ilk görüşme olarak nitelendirilen Mc Palace isimli otelin park yerinde gerçekleştiğini söylemiştir.

İthamda bulunanın 5. tanığı Değirmenlik SK lisanslı futbolcusu Kasım Tağman izahatının devamında özetle ilgili dönemde Değirmenlik Miracle SK başkanı Hakan Törehan’ın kendisini arayarak Ahmet Vatanseven ile Esentepe KKSK ile Değirmenlik SK arasındaki maç ile ilgili para karşılığı maçın satılması veya şike yapılması ile ilgili görüşmesini istediğini, görüşmesinin akabinde Hakan Törehan’ın yönlendirmesi doğrultusunda Türk Ocağı Limasol Başkanı Ezel Kaynak ile Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatanseven’i buluşturduğunu, yapılan görüşme akabinde Hakan Törehan’dan 2,000 Amerikan Doları teslim alarak Ahmet Vatanseven’e ilettiğini söylemiştir. Yine Şike Araştırma Kuruluna verdiği ifadesinin gerçekleri yansıtmadığını, baskı altında o şekilde ifade verdiğini ve gerçeklerin bugün anlattığı şekilde olduğunu söylemiştir.

İtham olunan no.3’ü temsilen Kasım Tağman’ın ilk verdiği ifadenin doğruları içerdiği, ifadesini Federasyonun baskısı ve yönlendirmesi ile değiştiği iddiası yapılmış olup, ilgili tanık bu iddiaları reddetmiştir. Yine Tanık no.5, ilk verdiği ifadesini baskı sonucu verdiğini doğruları Kurul önünde yaptığı izahatta söylediğini belirtmiştir.

Tanık no.3 ve no.5’in izahatlarını değerlendirmeden, Tanık no.5’in meseleye konu ihlali gerçekleştiği iddia edilen kişilerden biri olduğu için suç ortağı olarak nitelendirilmesi gerektiğine ilişkin itham olunan no.3 avukatı tarafından yapılan iddianın değerlendirilmesi gerekmektedir.

Disiplin kurulunda yapılan izahata bakıldığı zaman Tanık no.5’in iddia edilen şike yapılması için aracılık yaptığı iddia edilmektedir. Yine Tanık no.5 yukarıda da belirtildiği üzere ayrı bir ithamname altında suçunu kabul ederek ceza almıştır. Dolayısıyla Tanık no.5’in suç ortağı olarak nitelendirilmesi doğrudur. Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza No: 78/2015 ve 81/2015 D. 4/2016 suç ortağının şahadetini Mahkemelerin ne şekilde değerlendirilmesi gerektiği ile ilgili inceleme yapılmış olup, kararın ilgili bölümü aşağıdaki şekildedir:

‘Ceza davalarında, iddia makamı adına bir suç ortağı şahadet verdiği zaman, sanığın mahkum edilmesi olasıdır. Böyle bir durumda yargıcın ve mahkemenin kendi kendini teyit edici şahadet olmadan mahkumiyet verebileceği, ancak bunun tehlikeli olduğu hususunda uyarması gerekir. Yargıcın veya mahkemenin bu uyarıyı yapmaması halinde, gerçekte yeterli teyit edici şahadetin varlığına rağmen bu mahkumiyet bozulabilir.

Mahkemenin suç ortağı olarak değerlendirilecek bir şahadeti nasıl belirlemesi ve değerlendirmesi gerektiğini irdeleyen ilgili Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 42-48/2008 D.1/2015’de belirtilen ilkelere göre:

  1. Mahkeme bir tanığın suç ortağı olup olmayacağı hususunu düşünmekte ise, her şeyden önce bu konuda bir karar vermelidir.
  2. Eğer tanık, aşikar biçimde suç ortağı ise veya mahkeme onu öyle addederse, bu kez tezekkür edilmesi gereken husus, inanılırlık meselesi olarak, mahkemenin teyit edici şahadet olmaksızın hareket etmeye hazır olup olmadığıdır. Bu bağlamda, mahkeme yasal olarak şahadeti suçla bağlantısı nedeniyle etkilenmiş, lekelenmiş veya bozulmuş (tainted witness) olduğu ve bu nedenle teyit edici şahadet olmaksızın hareket etmenin tehlikeli olduğu hususunda kendi kendine ikazda bulunmalıdır.
  3. Eğer, böyle bir ikaza rağmen, mahkeme bu suç ortağının şahadetinin kabul edileceğini ve teyit edici şahadet olmaksızın güvenle hareket edebileceğini düşünmekteyse mahkeme yasal olarak buna yetkilidir. Şu şartla ki, dava suç ortaklığına bakılmaksızın, yasa gereği muhakkak teyit edici şahadetin arandığı bir suç içine giren bir dava olmamalıdır.
  4. Öte yandan mahkeme, başka destek olmaksızın hareket etmeye hazır olmadığını düşünmekteyse, bu takdirde (başka suç ortağı dışında) sadece suçun işlendiğine ilişkin suç ortağının hikayesini destekleyen değil ama süreçte sanığı suça bağlayan veya bağlamaya yönelik bağımsız teyit edici şahadet aramalı ve mahkeme hükmünde böyle teyit edici şahadeti bulgu olarak ortaya koymalıdır (Bu konuda ayrıca Bkz. Zacharia V.R (1962) CLR.52).’

 

Yukarıda alıntısı yapılan içtihat kararında belirtilen prensipleri meseleye uygulandığı zaman, suç ortağı olarak nitelendirdiğimiz Kasım Tağman tarafından verilen izahat ile ilgili kendimizi ikaz ederek izahatın içeriği incelenir. Tanık no.3 ve no.5’in izahatları birbirleriyle esaslı noktalarda uyumlu bulunmaktadır. Her iki tanık da yapılan görüşmelerin yerleri ve içerikleri noktasında birbirini teyit etmektedir. Tanık no.3’ün ilk ifadesiyle Disiplin kurulu huzurundaki izahatında, atılan golden bir fazlasını kalesinde görme hususundaki konuşmanın zamanı ile ilgili farklılık olsa dahi Tanık no.5 de böyle bir konuşmanın geçtiğini teyit etmektedir. İtham olunan no.3 ile Tanık no.5’in görüşmesi ile ilgili teyit edici bir ifade bulunmamakla birlikte bu noktada Tanık no.4’ün İtham olunan no.2 ve no.3’ün yakınlığı ve ilişkisi ile verdiği izahatı değerlendirdiğimiz zaman, Tanık no.5’in itham olunan no.3 ile ilgili verdiği izahatı inanılır buluruz. Özetle KTFF Tanıklarının muteber tanık olduklarına kanaat getirir ve bu hususta bulgu yaparız.

KTFF tarafından çıkarılan tanıkların verdiği izahatlar haricinde gerek itham olunan no.2 gerekse no.3 herhangi bir izahatta bulunmamıştır. İtham olunanlara tanık çıkarmak için fırsat verilmiş olmasına karşın herhangi bir tanık çıkarılmamasını ve şahsen bir izahatta bulunmamalarını da değerlendirdiğimiz zaman, KTFF tanıklarının izahatlarına itibar ederiz ve bu yönde bulgu yaparız.

Yapılan bu bulgu akabinde itham olunan no.3 avukatı tarafından entrapment yani tuzağa düşürme ile ilgili savunmanın değerlendirilmesi gerekmektedir.

İtham olunan Hakan Törehan’ın avukatı hitabında KTFF, Ahmet Vatanseven ve İbrahim Beyazbayram’ın komplo kurduğu yönünde iddiada bulunmuştur. Keza bu iddiasını, ithamda bulunan tanıklarına karşı da ileri sürmüştür. Müdafaa, komplo (tuzağa düşürme- ajan-provokatör) iddialarına dair herhangi bir tanık dinletmemiş, sadece iddia makamı tanıklarını istintak edip iddialarını koymakla yetinmiştir. Bu durumda Müdafaanın komplo (tuza düşürme- ajan – provokatör) iddialarının varlığını veya ispatını, tanıklarından çıkan kabul edilebilir izahatlar üzerinden değerlendirilmesi gerekmektedir. Mevcut beyanlar değerlendirmeden önce komplo (tuzağa düşürme -ajan – provokatör) iddiasının hukuki mahiyetini irdelendiğinde, Müdafaa avukatı Süleyman Özsoylular’ın hitabında da değindiği Y/C 97/2015 D. 15/2017 sayılı kararda konu incelenmiş ve aşağıda ki hususlara değinilmiştir. Şöyle ki;

“Tuzağa düşürme (entrapment) ceza yargılamasında çok önem arz eden bir konudur. Huzurumuzdaki mesele, bu konu hakkında kesin prensipler konmasını gerektirecek olgular içermemektedir. Huzurumuzdaki meselede tuzağa düşürmenin tanımına uygun bir şekilde, herhangi bir kimsenin işlemiş olduğu bir suçun tespit edilebilmesi için başka bir kimsenin suç işlemek veya işletmek için görevlendirilmesi durumu bulunmamaktadır. Bizim bağlı olduğumuz mehaz hukukta son derece tartışmalı olan “tuzağa düşürme” konusu başlangıçta müdafaa olarak kabul edilmezken, geliştirilen prensipler çerçevesinde ve özellikle adil yargılamaya etkileri bakımından değerlendirilmeye değer bulunmuş ve bu konuda esas alınması gereken prensipler bazı davalarda açıkça belirtilmiştir. Bu konudaki tartışmalar bakımından ayrıntılara girmeden R v. Sang (1980) A.C 402.HL ve Rv.Looseley v AH.Gen’s [2002] 2 Cr. App. R.29 davalarına atıfta bulunuruz.

Konuyu incelemeye geçmeden önce, yukarıda referansını verdiğimiz ve tuzağa düşürme bakımından çok önemli bir dava olan R v Looseley davasında belirtilen bir hususa temas etmeyi uygun bulduk. İlgili kısım şöyledir:

“The only proper purpose of police participation is to 

obtain evidence of criminal acts which they suspect some one is about to commit or in which he is already engaged. It is not to tempt people to commit crimes 15 order to expose their bad characters and punish them.”

 

 

İktibas edilen bölümde belirtilenlere göre, polisin katılımındaki yegâne doğru amaç, suça konu eylemler ile ilgili delil elde etmektir. Suç işlediğinden şüphelenilen kişilerin kötü karakterini ortaya çıkarmak ve kişileri cezalandırmak amaç olmamalıdır.

Buradan çıkan netice, emarelerin kurgu ürünü olmaması gerektiğidir.”

Yukarıda iktisap edilen karardan da anlaşılabileceği üzere tuzağa düşürme, adil yargılanma kapsamında bir müdafaa olup varlığı halinde itham olunanların beraat etmesi gerekmektedir. Keza ajan konumunda olan kişilerin yegâne doğru amacı, suça konu eylemler ile ilgili delil elde etmek olmalı ve suça dair teşvik veya baskı yapılmaması veya bir başka anlatımla herhangi bir kimsenin işlemiş olduğu bir suçun tespit edilebilmesi için başka bir kimsenin suç işlemek veya işletmek için görevlendirilmemesi gerekmektedir. Bu minvalde tanık izahatları değerlendirildiğinde; Tanık 1 Eren Şişik KTFF idari işler sorumlusu ve genel sekreter yardımcısı olup Emare 1 teslim tutanağı ve 2,000.-USD ve Emare 2, 3 ve 4’ü sunmuştur. Tanık 1’in beyanlarında konuya şamil veya komplo iddialarına ilişkin bir husus yer almamaktadır. Tanık 2 Hüseyin Duvarcı KTFF Yönetim Kurulu üyesi olup Emare 5 Şike araştırma kurulu raporunu ibraz etmiştir. Emare 5 alınan ifadeler tahtında kurulun varmış olduğu kanaati belirtmektedir. Keza Tanık 2 de bu yönde izahat vermiştir. Dolayısıyla Tanık 2’nin beyanlarında da komplo iddialarına şamil bir beyan mevcut değildir. Bu konuya dair esas değerlendirilmesi gereken beyanlar Tanık 3 Ahmet Vatanseven, Tanık 4 İbrahim Beyazbayram ve Tanık 5 Kasım Tağman’ın beyanlarıdır. Tanıklar tarafından yapılan beyanlar irdelemeden önce D. 14/2022    Yargıtay/Ceza No: 22/2021’de belirtilen “itibar edilebilen şahadete” dair aşağıda ki alıntıyı yapayı uygun görürüz. Şöyle ki;

“Ayrıca, bir tanığın şahadetinin bir kısmına itibar edilmemesi o tanığın verdiği tüm şahadetin itibar edilmez olduğunu göstermez. Bununla birlikte, Alt Mahkeme bir tanığın şahadetinin bir kısmına itibar edebileceği gibi başka bir kısmına itibar etmeyebilir. Alt Mahkemenin, bir tanığın şahadetinin hangi kısmına itibar ettiğini, hangi kısmına itibar etmediğini gerekçesi ile kararında belirtmesi gerekmektedir.”

Bu bağlamda; Tanık 3 Ahmet Vatanseven, Kasım Tağman’ın pazartesi günü kendisini aradığını ve daha sonra mesaj atarak kendisine dönüş yapmasını istediğini ifade etmiştir. Devamında Kasım Tağman’ı aradığını ve Kasım Tağman’ın kendisi ile hafta sonu oynanacak Esentepe - Değirmenlik maçına ilişkin yüz yüze görüşmek istediğini ifade etmiştir. Daha sonra Kasım Tağman’ın Esentepe’de benzin istasyonundan kendisini alarak MC Palace isimli otelin park yerine gittiklerini ve buraya Ezel Kaynak’ın gelerek şoför koltuğuna oturduğunu, Kasım Tağman’ın arka koltuğa geçtiğini ve Esentepe KKSK – Değirmenlik SK maçında şike yapması için para pazarlığı yaptıklarını ifade etmiştir.  Ahmet Vatanseven’in işbu ifadelerini Tanık 5 Kasım Tağman aynen teyit etmektedir ve bu hususlarda çelişkili ifadeleri bulunmamaktadır. Müdafaa avukatı telefon dökümü sunulmadığı noktasında iddia da bulunmuş olmakla birlikte Tanık 3 ile Tanık 5 kendi aralarında geçen telefon iletişimini kabul etmekte ve birbirlerini teyit etmektedir. Ahmet Vatanseven en başından itibaren Tanık 4 ile iletişime geçtiğini ve Esentepe başkanına bilgi verdiğini ifade etmektedir. Keza Tanık 4’de bu durumu teyit etmekte ve Ahmet Vatanseven’e “git görüş ama her şeyden haberim olacak” demiştir. Tanık 3, 4 ve 5’in diğer beyanlarından ise Ahmet Vatanseven’in Mc Palace’daki görüşmeden sonra konuya dair haber beklediği, bekleme sürecinde Kasım Tağman ile iletişime geçerek duruma dair soru sorduğu ve Cuma günü 2,000. Amerikan Doları parayı Acapulco isimli otel de Kasım Tağman’ın Ahmet Vatanseven’e verdiği ve devamında ise mezkur para ile Esentepe Spor Kulübünün, KTF Federasyonuna şikayette bulunduğu verilen çelişkisiz ve sarsılmayan beyanlara göre sabittir.

Yinelenecek olursa komplo – tuzağa düşürme iddiası; KTFF Ahmet Vatanseven ve İbrahim Beyazbayram’ın yaptığı yönündedir. Bu iddianın doğruluğu için KTFF, Ahmet Vatanseven ve İbrahim Beyazbayram’ın Hakan Törehan veya Ezel Kaynak’ı tuzağa düşürmek için birlikte hareket etmeleri gerekmektedir. Tanıkların beyanları irdelendiğinde; Ahmet Vatanseven’in konuya dair herhangi bir bilgisi yokken kendisiyle iletişime ilk geçenin Kasım Tağman olduğu anlaşılmaktadır. Kasım Tağman, Ahmet Vatanseven’i aradığı, ulaşamayınca mesaj bıraktığı ve Ahmet Vatanseven’in kendisini aramasını istediği de sarihtir. Ahmet Vatanseven’in mesaja geri dönüş yapması ile Kasım Tağman’ın yüz yüze Değirmenlik maçını görüşme talebinde bulunduğu ve bu amaçla Mc Palace’ın park yerine giderek görüştükleri de sarihtir. Bu bağlamda Ahmet Vatanseven’in konuyu başından bilmediği ve daha sonra öğrendiği anlaşılmakta olup en başından planlı bir komplo kurgusu varlığından söz edilmesi mümkün değildir. Burada irdelenmesi gereken esasen Ahmet Vatanseven’in, Kasım Tağman’ın kendisi ile iletişime geçtikten sonra konuyu Esentepe Başkanı İbrahim Beyazbayram’a aktarması ve devam eden süreçte yine Esentepe kulüp başkanına bilgi vermesine ilişkin aktardıklarıdır. Keza Tanık İbrahim Beyazbayram da Ahmet Vatanseven’in kendisini arayarak konuyu anlattığını daha sonra KTFF başkanıyla görüşerek, bekleyip olayın ardından kimin çıkacağını tespit etmek istediğini ve futbolcusu Ahmet Vatanseven’e her şeyden haberdar olmak istediğini belirtmiştir. Tanık 3, gerek ilk sorgu gerekse çapraz sorgusunda Esentepe başkanı ile iletişim içinde olduğunu belirtmiştir. Bu aşamada komplo iddiasına dair değerlendirmeyi, Ahmet Vatanseven’in Kasım Tağman ve Ezel Kaynak ile Mc Palace Hotelin park yerinde görüşmesinden ve keza Acapulco otelde 2,000.USD para aldığından İbrahim Beyazbayram ve iletişimde olabileceği kişilerin haberdar olmasının, bu meselede Ahmet Vatanseven’i ajan-provokatör konumuna koyup koymadığıdır.? Bu sorunun cevabını Y/C 97/2015 D. 15/2017’de konuya şamil değerlendirmede ve iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi dahilinde verilen AHİM kararlarını değerlendirerek ulaşmak gerekmektedir. Ajan provokatör hususu ile ilgili AHİM’in en değerli kararlarından biri TEIXEIRA DE CASTRO / PORTEKİZ Davasıdır. Konuya dair kararın Türkçe çevirili ilgili bölümü şöyledir;

AHİM “TEIXEIRA DE CASTRO / PORTEKİZ DAVASI 1998

Söz konusu olayla ilgili iki polis memuru, “ajan provokatör” olarak tanımlanamamıştır. Gizli ajanın yarattığı bir suça teşvik hareketinin gerçekleştirdiği yerde, önceden olmayan ve o durumda zaten suç işletilmeye yatkın olan bir failin olması, davalarda ortaya konulan bir ayrımdır. Söz konusu olayda, polis memurları, sadece Mr Teixeira de Castro tarafından ortaya konulan, önceden var olan gizli bir suç işleme kastını, taşıyıcı (suçlananlardan bir tanesi) F. O.’nun elverişli durumu vasıtasıyla başvurana baskı uygulanmadan açığa çıkarmışlardır ki, başvuran hemen akabinde uyuşturucu temin etmeye ve hareketi icra etmeye ilgisini göstermiştir. Ek olarak başvuran, “alıcılar” (polis memurları) tarafından talep edilenden daha fazla miktarda uyuşturucu ile yakalanmıştır.

İlgili kararda polis delil toplamak için ajan olarak kullanılabilmektedir. Ancak polis ajan rolündeyken suç işlenmesi için baskı veya teşvik veya yönlendirme yapmaması gerekmektedir. Başka bir ifade ile zaten işlenecek veya doğal akışında gerçekleşecek bir eyleme katılmak veya içerisinde bulunmak, ajan-provokatör olarak kabul edilmemektedir. Polisin esas amacı kendi yaratmadığı veya kurgusu dahilinde ortaya çıkmayan, delilleri elde etmektir. AHİM bu hususu adil yargılanma kapsamında değerlendirmektedir. Bu bağlamda Y/C 97/2015 D. 15/2017 de

herhangi bir kimsenin işlemiş olduğu bir suçun tespit edilebilmesi için başka bir kimsenin suç işlemek veya işletmek için görevlendirilmesi durumu bulunmamaktadır. Bizim bağlı olduğumuz mehaz hukukta son derece tartışmalı olan “tuzağa düşürme” konusu başlangıçta müdafaa olarak kabul edilmezken, geliştirilen prensipler çerçevesinde ve özellikle adil yargılamaya etkileri bakımından değerlendirilmeye değer bulunmuş ve bu konuda esas alınması gereken prensipler bazı davalarda açıkça belirtilmiştir.

Rv.Sang (1980) A.C 402.HL ve Rv.Looseley v AH.Gen’s [2002] 2 Cr. App. R.29

“The only proper purpose of police participation is to 

obtain evidence of criminal acts which they suspect some one is about to commit or in which he is already engaged. It is not to tempt people to commit crimes 15 order to expose their bad characters and punish them.”

 

 

İktibas edilen bölümde belirtilenlere göre, polisin katılımındaki yegâne doğru amaç, suça konu eylemler ile ilgili delil elde etmektir. Suç işlediğinden şüphelenilen kişilerin kötü karakterini ortaya çıkarmak ve kişileri cezalandırmak amaç olmamalıdır.

Buradan çıkan netice, emarelerin kurgu ürünü olmaması gerektiğidir.” belirtilmiş olup Yargıtayın kararı ile AHİM kararı uyumlu ve ayni mehazda ve manadadır.

Yukarıda iktisap edilen Yargıtay ve AHİM kararı doğrultusunda konu incelendiğinde; Ahmet Vatanseven konu bilgisine geldikten sonra İbrahim Beyazbayram’a bilgi vermesi veya İbrahim Beyazbayram’ın konuyu başkasına aktarması veya Ahmet Vatanseven’in her aşamada İbrahim Beyazbayram’a bilgi vermesinin önemi yoktur. Önemli olan delilin kurgu veya manipülasyon neticesinde ortaya çıkıp çıkmadığıdır. Bir başka ifade ile müdafaanın başarılı olabilmesi için bu meselede Acapulco Hotelde Kasım Tağman tarafından Ahmet Vatanseven’e verilen 2,000.-USD’in teşvik-baskı veya manipülasyon - yönlendirme sonucu gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Kurulumuza verilen ifadeler ve yapılan beyanlardan İbrahim Beyazbayram’ın Ahmet Vatanseven’den sadece bilgi aldığı ve yaşanan olayların doğal akışını engelleyecek veya değiştirecek bir davranış yapmadığı anlaşılmaktadır. Keza Ahmet Vatanseven ile görüşme talebi Kasım Tağman’dan gelmiştir. Mc Palace Hotel Park yerine Kasım Tağman’ın istediği ile gitmiş ve Burada Ezel Kaynak ile görüşmüştür. Cuma günü para verilme organizasyonu’nu da Ahmet Vatanseven düzenlememiştir. Mc Palace Hotel’in park yerindeki görüşme ile Cuma günü Acapulco otelde para alma süresi arasında Ahmet Vatanseven sadece Kasım Tağman’a; ne olacağını sorduğu ancak paranın verilmesi veya şikenin yapılması veya herhangi bir talep içerikli veya yönlendirici veya manipüle edici bir beyanı olduğu tüm ifade ve beyanlardan istihraç edilememektedir. Keza bu durumun aksine bir beyan veya olgu da mevcut değildir. Bu bağlamda Kasım Tağman’ın araması ile başlayıp Mc Palace otoparkında gerçekleşen görüşme ile devam eden ve Acapulco otel de Kasım Tağman’ın, Ahmet Vatanseven’e 2,000.-USD meblağ vermesi ile sonuçlanan süreçte, mesele kendi doğal akışı içerisinde gerçekleşmiş olup Ahmet Vatanseven’in veya İbrahim Beyazbayram’ın veya Müdafaanın iddia ettiği KTFF’nin teşviki veya baskısı ve/veya tuzağa düşürmesi neticesinde gerçekleşmemiştir. Ahmet Vatanseven’in konu eylemler ile ilgisi delil elde etmek maksatlı olup suç veya şike işlemek veya işletmek veya tuzağa düşürmek maksatlı olmadığı tüm beyanlardan ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda konuya dair bilgisi olan Tanık 4 veya başka bir kurum veya kuruluş veya kişinin de Ahmet Vatanseven üzerinden tuzağa düşürme veya komplo yapma olasılığı bulunmamaktadır. Bu aşamada bir kez daha belirtmek gerekir ki Müdafaa komplo iddialarına dair tanık dinletmemiş sadece itham bulunanların tanıklarını istintakla yetinmiştir. Bu maksatla iddiası dahilindeki KTFF, Ahmet Vatanseven ve İbrahim Beyazbayram’ın komplo yaptığına veya tarafların görüşmelerinde yönlendirici, manipüle edici veya teşvik, baskı olduğuna veya bulunduğuna dair herhangi bir olgu Disiplin kurulu huzuruna sunmamıştır. Dolayısıyla tüm yukarıda ifade ettiklerimiz tahtında Müdafaanın komplo - tuzağa düşürme iddiasına dair makul şüphe yaratacak bir durumun varlığı bulunmadığı veya ispat edilemediği cihetle Müdafaa işbu iddiasında muvaffak olamamıştır ve iddiası oy birliği ile ret edilir.

Son olarak mesele ile ilgili ceza takdir etmeden önce ispat edildiğine bulgu yapılan olgular ışığında şikenin yapılıp yapılmadığının yani şikenin teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

İtham olunanlar Disiplin Talimatının 56. Maddesi ve Müsabaka Talimatının 26. Maddesinin 6. Fıkrasını ihlal etmeleri sebebiyle itham edilmiş olup ilgili maddeler aşağıdaki şekildedir:

‘MÜSABAKA SONUCUNU ETKİLEME

(1) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde ve/veya şike yapmak suretiyle etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır.

  1. a) Yukarıda belirtilen ihlalleri gerçekleştiren kişilere sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir,

b)Yukarıda belirtilen ihlallerin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilir.

  1. c) İhlalde sorumluluğu bulunan kişilerin bağlı bulundukları kulüplere ayrıca para cezası verilebilir.

(2) 1. fıkrada belirtilen ihlallere teşebbüs etmek yasaktır.

  1. a) Teşebbüs halinde, ilgili kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar müsabakadan men veya hak mahrumiyeti cezası verilir.
  2. b) Teşebbüs halinde ilgili kişinin yöneticisi olduğu kulübe bu talimatta öngörülen disiplin cezaları uygulanabilir. Ağır ihlal hallerinde kulübe en az 12 puan indirme cezası verilir. İhlalin ağırlığı kurul tarafından somut olayın niteliğine göre serbestçe karar verilir ancak eylemin ilgili yöneticinin kendisinin veya üçüncü kişilerin bahis oyunlarından menfaat elde etmesi amacına matuf olduğunun tespit edilmesi halinde ihlal, mutlaka ağır ihlal kabul edilir.

(3) İhlal veya ihlale teşebbüsün hakemler tarafından meydana getirilmesi halinde sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir.’

Madde 26 – Puan Silinmesi, Ligden Çıkarılma ve Alt Kümeye İndirme

6) Bir müsabakanın sonucunu hukuka ve/veya spor ahlakına aykırı hareket eden (kulüp yöneticileri, teknik adamlar, futbolcular, kulüp çalışanları) ve/veya şike yapan ve/veya şike teşebbüsünde bulunan takımlar bir alt lige indirilir. Alt lig bulunmaması halinde bir yıl müsabakalara alınmazlar.

Bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır. Müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik eylemler, iki takımın yöneticileri ve/veya teknik adamları ve/veya kulüp çalışanları ve/veya futbolcuları tarafından yapılmışsa, her iki takım hükmen yenik sayılmakla beraber, ayrıca galibiyet için verilen puanın iki katı kadar puanı silinir. Eğer anılan eylemler yalnız birtakım yöneticileri ve/veya teknik adamları ve/veya kulüp çalışanları ve/veya futbolcuları tarafından meydana getirilmişse ilgili takım hükmen yenik sayılmakla beraber, ayrıca galibiyet için verilen puanın iki katı kadar puanı silinir.

Disiplin Talimatının 2. Maddesi altında Şike’nin tanımı aşağıdaki şekilde yapılmıştır:

Şike: maddi/manevi çıkar karşılığı anlaşarak ve/veya danışıklı dövüş yaparak bir oyunun sonucunu etkilemeyi anlatır,

Müsabaka Talimatının 3. Maddesi altında ise Şike ve Şike teşebbüsünün tanımı aşağıdaki şekildedir:

Şike: Bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için maddi veya manevi bir çıkar karşılığı varılan anlaşma, anlatır.

Şikeye Teşebbüs: Bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için maddi veya manevi bir çıkar karşılığı anlaşma yapmak için görüşme yapmak ve/veya çalışmalar yapmayı, anlatır.

Disiplin Talimatı altında Şike teşebbüsü ile ilgili ayrı bir tanım bulunmamaktadır. Şike ve şike teşebbüsü ile ilgili ayrımın ne şekilde olacağı ile ilgili değerlendirme yapılabilmesi ve KTFF tarafından hazırlanan ve yayınlanan Talimatlardan murat edilen anlamın ne olduğunun belirlenebilmesi için hem şike hem de şike teşebbüsünün tanımının yapıldığı Müsabaka talimatını değerlendirmek daha doğru olacaktır.

Müsabaka talimatının 3. Maddesi altında yer alan tanımlar incelendiği zaman Şike’nin oluşabilmesi için bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için bir anlaşmanın yapılması gerekmekte, anlaşmanın yapılması için görüşme yapılması durumunda ve anlaşmanın tamamlanmaması durumunda ise şikenin teşebbüs aşamasında kaldığı ortaya çıkmaktadır.

Buradan hareketle, yukarıda muteber oldukları yönünde bulgu yaptığımız KTFF tanıklarının izahatlarına bakıldığı zaman şike yapılması amacıyla bir anlaşma yapıldığı hatta anlaşmanın yapılmasının da ilerisinde 2,000 Amerikan Dolarlık bir ödeme yapıldığı sabittir. Dolayısıyla Müsabaka Talimatının 3. Maddesi altında tanımlara göre şikenin gerçekleştiği ve teşebbüs aşamasının ilerisine geçildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda iktibas edilen bulgular, itibar edilen tanıklar tarafından verilen izahatlar değerlendirildiği zaman, itham olunan no.2’nin Tanık no.3, tanık no.5 ile görüşme yapmak suretiyle şike yapılmasına iştirak ettiğine bulgu yapılır. Yine itham olunan no.3’ün de Tanık no.5’in girişimlere başlamasına direktif vererek, şike yapılmasını organize etmesi için direktif verdiğine ve yine 2,000.-Amerikan Dolarını Tanık no.5’e vermek suretiyle şike yapılmasına iştirak ettiğine bulgu yapılır.

Yukarıda tüm belirtilenler tahtında, itibar edilen izahatlar ve meselenin teşebbüsün ötesine geçtiği cihetle itham olunan no.2 ve no.3’ün 27.01.2025 ile 31.01.2025 tarihleri arasında, 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik Spor Kulübü maçının Miracle Değirmenlik Spor Kulübü lehine sonuçlanması için Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Disiplin Talimatı’nın 56(1) fıkrasına ve Müsabaka Talimatı’nın 26 (6) ve 27’nci maddeleri kuralları hilafına hareketle hukuka ve spor ahlakına aykırı şekilde ve/veya şike yapmak suretiyle yukarıda belirtilen maddelerdeki disiplin suçlarını işledikleri ve yine Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu tarafından 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik SK müsabakasının Miracle Değirmenlik SK lehine sonuçlanması amacı ile Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatanseven’e 2,000 Amerikan Doları nakden vermek ve bilahare 2,000 Amerikan Doları ödeme ve sair menfaatler sağlama taahhüdünde bulunmak suretiyle hukuka ve/veya spor ahlakına aykırı hareket ettiği ve/veya şike yaptığına bulgu yapılır.

Netice itibariyle:

  1. Tüm yukarıdakiler değerlendirildiği zaman itham olunan no.2 ve no.3’ü Disiplin Talimatının 56. Maddesinin 1. Fıkrasının ihlal edildiğine oy birliği ile bulgu yapılır. Yapılan bu bulgu ışığında 56. Maddesinin 1. Fıkrasının a bendi uyarınca itham olunan no.2 Ezel Kaynak ve itham olunan no.3 Hakan Törehan’a sürekli hak mahrumiyeti cezası verilmesine oy birliği ile karar verilir.

Keza, Emare 1 olarak Kurulumuza sunulan 2,000 Amerikan Doları tutarındaki meblağın karar içerisinde ilgili paranın itham olunan no.3 tarafından verildiğine ilişkin yapılan bulgu ışığında itham olunan no.3 Hakan Törehan’a iade edilmesine oy birliği ile karar verilir.

Ek Görüş:

Tüm bunlara ilaveten KTFF Disiplin Kurulu Başkanı Gizem Bahri Soydan aşağıdaki şekilde azınlık kararı niteliğinde bir görüş bildirmiştir:

Disiplin Talimatının 56. Maddesinin 1. Fıkrası aşağıdaki şekildedir:

‘MÜSABAKA SONUCUNU ETKİLEME

(1) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde ve/veya şike yapmak suretiyle etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır.

  1. a) Yukarıda belirtilen ihlalleri gerçekleştiren kişilere sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir,

b)Yukarıda belirtilen ihlallerin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilir.

Yine Disiplin Kurulunun 6. Maddesinin 3. Fıkrası aşağıdaki şekildedir:

(3) Kulüpler, futbolcularının, görevlilerinin, başkanlarının, onursal ve/veya fahri başkanlarının, yöneticilerinin, çalışanlarının, üyelerinin, özel güvenlik görevlilerinin ve taraftarlarının ihlallerinden dolayı objektif olarak sorumludur.

Yukarıda alıntısı yapılan Disiplin Talimatının 56. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendi ve 6. Maddesinin 3. Fıkrası değerlendirildiği zaman itham olunan no.2’nin şike yaptığına ilişkin bulguya müteakiben bağlı olduğu ve başkanı olduğu Türk Ocağı Limasol’un ceza alması gerekmektedir. Bu cezanın ne olması gerektiği değerlendirildiği zaman kısıtlı sorumluluk olduğu göz önünde bulundurulduğu zaman puan cezası verilmesi gerektiğine karar verilir.

Disiplin Kurulu Gizem Bahri Soydan tarafından verilen işbu azınlık kararına Disiplin Kurulu üyesi Alpar Ulual katılmaktadır.

KTFF Disiplin Kurulu As Başkanı Savaş Çakıcı, kurul üyeleri Macit Şefik ve Fatih Atakara işbu azınlık kararına katılmamaktadır. Şöyle ki, Türk Ocağı Limasol SK KTFF Disiplin Kuruluna sevk edilmemiş olup, ilgili kulübe herhangi bir savunma hakkı veya söz hakkı verilmemiştir. Dolayısıyla ilgili kulübe herhangi bir ceza verilmesinin doğal adalet ilkeleri uyarınca uygun olmayacağına ilgili üyeler tarafından karar verilir.    

Netice itibariyle

  • Türk Ocağı Limasol Kulübü SK’e, Disiplin Talimatının 56. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendi uyarınca herhangi bir ceza verilmemesine oy çokluğu ile karar verilir.

2) KTFF yönetim kurulu tarafından DS-11/2024-2025 sayılı karar ile Kurulumuza sevk edilen hususlar Kurulumuz tarafından görüşülerek aşağıdaki şekilde karar üretilmiştir.

Öncelikle KTFF Yönetim Kurulu 31.01.2025 tarihli itiraz dilekçesini değerlendirerek 31.01.2025 tarihli kararıyla Miracle Değirmenlik SK, Kasım Tağman ve Ezel Kaynak’ı Disiplin Talimatının 56. Maddesi uyarınca Disiplin Kuruluna sevk etmiştir.

KTFF Disiplin Kurulu tarafına yapılan sevki değerlendirerek Şike Araştırma Kurulu Çalışma Usul ve Esasları Talimatı kapsamında kurulacak olan Kurul’un Disiplin Talimatı’nın 56. Maddesi ve Müsabaka Talimatı’nın 26. Maddesi uyarınca yapılan iddiaları incelemesini ve rapor düzenlemesini tavsiye ederek konunun KTFF Yönetim kuruluna havale edilmesine karar vermiştir. KTFF Yönetim Kurulu 03.02.2025 tarihli kararından Şike Araştırma Kurulu oluşturulmasına karar vermiştir. KTFF Yönetim Kurulu tarafından Şike Araştırma Kurulu’nun Arzu İzveren Numan (Başkan), Hüseyin Duvarcı (Üye) ve Mustafa Akçaba (Üye) tarafından oluşturulmasına karar verilmiştir.

KTFF Yönetim Kurulu 17.02.2025 tarihinde Şike Araştırma Kurulu’nun raporu doğrultusunda Miracle Değirmenlik SK’nın ve Miracle Değirmenlik SK’nın kulüp Başkanı Hakan Törehan’ın Müsabaka Talimatı’nın 26. Maddesi ve Disiplin Talimatının 56. Maddesi kapsamında Disiplin Kurulu’na sevk edilmesine karar vermiştir.

Meseleye ilişkin olarak Kıbrıs Türk Futbol Federasyon’u 12.03.2025 tarihli bir ithamname dosyalarak Kasım Tağman, Ezel Kaynak, Hakan Törehan ve Miracle Değirmenlik Spor Kulübü’nün 27.01.2025 ile 31.01.2025 tarihleri arasında, 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik Spor Kulübü maçının Miracle Değirmenlik Spor Kulübü lehine sonuçlanması için Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Disiplin Talimatı’nın 56(1) ve (2) fıkralarına ve Müsabaka Talimatı’nın 26 (6) ve 27’nci maddeleri kuralları hilafına hareketle hukuka ve spor ahlakına aykırı şekilde ve/veya şike yapmak ve/ veya şike yapmaya teşebbüs etmek suretiyle yukarıda belirtilen maddelerdeki disiplin suçlarını işledikleri ve yine Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu tarafından 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik SK müsabakasının Miracle Değirmenlik SK lehine sonuçlanması amacı ile Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatanseven’e 2,000 Amerikan Doları nakden vermek ve bilahare 2,000 Amerikan Doları ödeme ve sair menfaatler sağlama taahhüdünde bulunmak suretiyle hukuka ve/veya spor ahlakına aykırı hareket ettiği ve/veya şike yaptığı ve/veya şike yapmaya teşebbüs ettiğine ilişkin itham etmiştir.

İthamda bulunan Kıbrıs Türk Futbol Federasyon’u itham olunanlar arasındaki Kasım Tağman ve Miracle Değirmenlik Spor Kulübü’nün kabul niyeti olması üzerine Kasım Tağman ve Miracle Değirmenlik Spor Kulübü aleyhine dosyalanan ithamnameyi geri çekmiş, bu taraflar aleyhine ayrı 18.03.2025 tarihli yeni bir ithamname dosyalamıştır. 18.03.2025 tarihli ithamname ile yukarda da belirtildiği şekilde Kasım Tağman, ve Miracle Değirmenlik Spor Kulübü’nün 27.01.2025 ile 31.01.2025 tarihleri arasında, 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik Spor Kulübü maçının Miracle Değirmenlik Spor Kulübü lehine sonuçlanması için Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Disiplin Talimatı’nın 56(1) ve (2) fıkralarına ve Müsabaka Talimatı’nın 26 (6) ve 27’nci maddeleri kuralları hilafına hareketle hukuka ve spor ahlakına aykırı şekilde ve/veya şike yapmak ve/ veya şike yapmaya teşebbüs etmek suretiyle yukarıda belirtilen maddelerdeki disiplin suçlarını işledikleri ve yine Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu tarafından 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik SK müsabakasının Miracle Değirmenlik SK lehine sonuçlanması amacı ile Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatanseven’e 2,000 Amerikan Doları nakden vermek ve bilahare 2,000 Amerikan Doları ödeme ve sair menfaatler sağlama taahhüdünde bulunmak suretiyle hukuka ve/veya spor ahlakına aykırı hareket ettiği ve/veya şike yaptığı ve/veya şike yapmaya teşebbüs ettiğine ilişkin itham etmiştir.

18.03.2025 tarihli ithamname altındaki ithama ilişkin olarak Değirmenlik Spor Kulübü Başkanı eski yönetim tarafından böyle bir olay ile anılmaktan dolayı çok üzgün olduğunu, yönetimin değiştiğini de göz önünde bulundurularak kendilerinin parçası olmadığı bu olaya ilişkin Değirmenlik Spor Kulübüne mülayim davranılmasını talep etmiştir.

Değirmenlik Spor Kulübü huzurumuza Disiplin Talimatının 56. Maddesi ve Müsabaka Talimatının 26. Maddesinin 6. Fıkrası uyarınca sevk edilmiştir. Disiplin Talimatının 56. Maddesi ve Müsabaka Talimatının 26. Maddesinin 6. Fıkrası aşağıdaki şekildedir:

‘MÜSABAKA SONUCUNU ETKİLEME

(1) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde ve/veya şike y         apmak suretiyle etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır.

  1. a) Yukarıda belirtilen ihlalleri gerçekleştiren kişilere sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir,

b)Yukarıda belirtilen ihlallerin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilir.

  1. c) İhlalde sorumluluğu bulunan kişilerin bağlı bulundukları kulüplere ayrıca para cezası verilebilir.

(2) 1. fıkrada belirtilen ihlallere teşebbüs etmek yasaktır.

  1. a) Teşebbüs halinde, ilgili kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar müsabakadan men veya hak mahrumiyeti cezası verilir.
  2. b) Teşebbüs halinde ilgili kişinin yöneticisi olduğu kulübe bu talimatta öngörülen disiplin cezaları uygulanabilir. Ağır ihlal hallerinde kulübe en az 12 puan indirme cezası verilir. İhlalin ağırlığı kurul tarafından somut olayın niteliğine göre serbestçe karar verilir ancak eylemin ilgili yöneticinin kendisinin veya üçüncü kişilerin bahis oyunlarından menfaat elde etmesi amacına matuf olduğunun tespit edilmesi halinde ihlal, mutlaka ağır ihlal kabul edilir.

(3) İhlal veya ihlale teşebbüsün hakemler tarafından meydana getirilmesi halinde

sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir.’

Madde 26 – Puan Silinmesi, Ligden Çıkarılma ve Alt Kümeye İndirme

6) Bir müsabakanın sonucunu hukuka ve/veya spor ahlakına aykırı hareket eden (kulüp yöneticileri, teknik adamlar, futbolcular, kulüp çalışanları) ve/veya şike yapan ve/veya şike teşebbüsünde bulunan takımlar bir alt lige indirilir. Alt lig bulunmaması halinde bir yıl müsabakalara alınmazlar.

Bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır. Müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik eylemler, iki takımın yöneticileri ve/veya teknik adamları ve/veya kulüp çalışanları ve/veya futbolcuları tarafından yapılmışsa, her iki takım hükmen yenik sayılmakla beraber, ayrıca galibiyet için verilen puanın iki katı kadar puanı silinir. Eğer anılan eylemler yalnız birtakım yöneticileri ve/veya teknik adamları ve/veya kulüp çalışanları ve/veya futbolcuları tarafından meydana getirilmişse ilgili takım hükmen yenik sayılmakla beraber, ayrıca galibiyet için verilen puanın iki katı kadar puanı silinir.

Müsabaka Talimatının 27. Maddesi aynen şöyledir:

  1. Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna teşebbüs etmek yasaktır. Bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu kapsamdadır.
  2. Müsabaka sonucunu etkileme iddialarını inceleme ve gerekli araştırmayı yapma yetkisi KTFF Yönetim Kurulu’nun kendi içerisinde belirlediği komiteye aittir.
  3. Belirlenen komite hazırlayacağı raporu KTFF Yönetim Kurulu’na sunar. KTFF Yönetim Kurulu, raporu değerlendirir ve gerek gördüğü takdirde kulüp hakkında Disiplin Kurulu’na sevkine karar verir. Disiplin Kurulu, rapor ve sair delillere dayanarak vicdani kanaatine göre karar verir.
  4. Söz konusu ihlalleri gerçekleştirdiği tespit edilen kulüpler hakkında Disiplin Talimatın 56'ncı maddesi uygulanır.

Müsabaka Talimatının 27. Maddesi Disiplin Talimatının 56. Maddesine atıfta bulunduğu göz önünde bulundurulduğu zaman ilgili madde ‘ihlalin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilmesi öngörülmektedir.

İşbu maddeye bakıldığı zaman Değirmenlik SK ile ilgili olarak Disiplin Talimatının 56. Maddesi altında bir karar vermeden önce ilgili tarihte Değirmenlik Spor Kulübünde başkan konumunda bulunan Hakan Törehan’ın yargılanmasının tamamlanması gerektiği cihetle karar verilmemiştir.

Kurulumuz tarafından 07.04.2024 tarihinde yayınlanan karar doğrultusunda ilgili tarihte Değirmenlik Spor Kulübünde başkan konumunda bulunan Hakan Törehan’ın Disiplin Talimatı’nın 56(1) fıkrası altında yer alan kurallar hilafına hareketle hukuka ve spor ahlakına aykırı şekilde ve/veya şike yapmak suretiyle yukarıda belirtilen maddelerdeki disiplin suçlarını işlediklerine karar verilmiştir.

Yukarıda da belirtildiği üzere Disiplin Talimatının 56. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendi ihlallerin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilmesi gerektiğini düzenlemektedir.

Hakan Törehan aleyhine verilen karar ışığından Değirmenlik SK’nın Disiplin Talimatının 56. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendi uyarınca bir alt lige düşürülmesi gerekmektedir.

Netice itibariyle 

Değirmenlik SK’nın Disiplin Talimatının 56. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendi uyarınca bir alt lig olan Aksa 1. Lige düşürülmesine oy birliği ile karar verilir.

3) KTFF yönetim kurulu tarafından DS-11/2024-2025 sayılı karar ile Kurulumuza sevk edilen hususlar Kurulumuz tarafından görüşülerek aşağıdaki şekilde karar üretilmiştir.

Öncelikle KTFF Yönetim Kurulu 31.01.2025 tarihli itiraz dilekçesini değerlendirerek 31.01.2025 tarihli kararıyla Miracle Değirmenlik SK, Kasım Tağman ve Ezel Kaynak’ı Disiplin Talimatının 56. Maddesi uyarınca Disiplin Kuruluna sevk etmiştir.

KTFF Disiplin Kurulu tarafına yapılan sevki değerlendirerek Şike Araştırma Kurulu Çalışma Usul ve Esasları Talimatı kapsamında kurulacak olan Kurul’un Disiplin Talimatı’nın 56. Maddesi ve Müsabaka Talimatı’nın 26. Maddesi uyarınca yapılan iddiaları incelemesini ve rapor düzenlemesini tavsiye ederek konunun KTFF Yönetim kuruluna havale edilmesine karar vermiştir. KTFF Yönetim Kurulu 03.02.2025 tarihli kararından Şike Araştırma Kurulu oluşturulmasına karar vermiştir. KTFF Yönetim Kurulu tarafından Şike Araştırma Kurulu’nun Arzu İzveren Numan (Başkan), Hüseyin Duvarcı (Üye) ve Mustafa Akçaba (Üye) tarafından oluşturulmasına karar verilmiştir.

KTFF Yönetim Kurulu 17.02.2025 tarihinde Şike Araştırma Kurulu’nun raporu doğrultusunda Miracle Değirmenlik SK’nın ve Miracle Değirmenlik SK’nın kulüp Başkanı Hakan Törehan’ın Müsabaka Talimatı’nın 26. Maddesi ve Disiplin Talimatının 56. Maddesi kapsamında Disiplin Kurulu’na sevk edilmesine karar vermiştir.

Meseleye ilişkin olarak Kıbrıs Türk Futbol Federasyon’u 12.03.2025 tarihli bir ithamname dosyalarak Kasım Tağman, Ezel Kaynak, Hakan Törehan ve Miracle Değirmenlik Spor Kulübü’nün 27.01.2025 ile 31.01.2025 tarihleri arasında, 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik Spor Kulübü maçının Miracle Değirmenlik Spor Kulübü lehine sonuçlanması için Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Disiplin Talimatı’nın 56(1) ve (2) fıkralarına ve Müsabaka Talimatı’nın 26 (6) ve 27’nci maddeleri kuralları hilafına hareketle hukuka ve spor ahlakına aykırı şekilde ve/veya şike yapmak ve/ veya şike yapmaya teşebbüs etmek suretiyle yukarıda belirtilen maddelerdeki disiplin suçlarını işledikleri ve yine Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu tarafından 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik SK müsabakasının Miracle Değirmenlik SK lehine sonuçlanması amacı ile Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatanseven’e 2,000 Amerikan Doları nakden vermek ve bilahare 2,000 Amerikan Doları ödeme ve sair menfaatler sağlama taahhüdünde bulunmak suretiyle hukuka ve/veya spor ahlakına aykırı hareket ettiği ve/veya şike yaptığı ve/veya şike yapmaya teşebbüs ettiğine ilişkin itham etmiştir.        

İthamda bulunan Kıbrıs Türk Futbol Federasyon’u itham olunanlar arasındaki Kasım Tağman ve Miracle Değirmenlik Spor Kulübü’nün kabul niyeti olması üzerine Kasım Tağman ve Miracle Değirmenlik Spor Kulübü aleyhine dosyalanan ithamnameyi geri çekmiş, bu taraflar aleyhine ayrı 18.03.2025 tarihli yeni bir ithamname dosyalamıştır. 18.03.2025 tarihli ithamname ile yukarda da belirtildiği şekilde Kasım Tağman, ve Miracle Değirmenlik Spor Kulübü’nün 27.01.2025 ile 31.01.2025 tarihleri arasında, 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik Spor Kulübü maçının Miracle Değirmenlik Spor Kulübü lehine sonuçlanması için Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Disiplin Talimatı’nın 56(1) ve (2) fıkralarına ve Müsabaka Talimatı’nın 26 (6) ve 27’nci maddeleri kuralları hilafına hareketle hukuka ve spor ahlakına aykırı şekilde ve/veya şike yapmak ve/ veya şike yapmaya teşebbüs etmek suretiyle yukarıda belirtilen maddelerdeki disiplin suçlarını işledikleri ve yine Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu tarafından 01.02.2025 tarihinde oynanması planlanan Esentepe KKSK – Miracle Değirmenlik SK müsabakasının Miracle Değirmenlik SK lehine sonuçlanması amacı ile Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatanseven’e 2,000 Amerikan Doları nakden vermek ve bilahare 2,000 Amerikan Doları ödeme ve sair menfaatler sağlama taahhüdünde bulunmak suretiyle hukuka ve/veya spor ahlakına aykırı hareket ettiği ve/veya şike yaptığı ve/veya şike yapmaya teşebbüs ettiğine ilişkin itham etmiştir.

18.03.2025 tarihli ithamname tahtında itham olunan Kasım Tağman ithamı kabul etmiştir.

İthamda bulunan KTFF tarafından meseleye ilişkin olarak olgular kapsamında 2 adet tanık dinletilerek, Esentepe KKSK tarafından yapılan 31.01.2025 tarihli şikayet dilekçesi, KTFF’e teslim edilen 2,000 Dolar, Değirmenlik Spor Kulübü tarafından KTFF’e yazılan 17.03.2025 tarihli yazı ve 17.02.2025 tarihli Şike Araştırma Kurulu raporu emare olarak Disiplin Kuruluna sunulmuştur.

İthamda bulunan KTFF tarafından olguların sunulmasının ardından Kasım Tağman söz alarak suçunu kabul ettiğini yineleyerek Şike Araştırma Kuruluna verdiği ifadeyi baskı ve tehdit altında verdiğini ve gerçekleri anlatmak istediğini beyan etmiştir. Kasım Tağman, Hakan Törehan ile gerek Değirmenlik Spor Kulübünde oynamış olması, gerekse Hakan Törehan’ın Şirketinde geçmiş yıllarda çalışmış olması nedeniyle yakın bir ilişkisi olduğunu, Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatansever ile yakın ilişkisini olduğunu Hakan Törehan’ın bildiği için kendisini arayarak Ahmet Vatanseven’e Değirmenlik Spor Kulübü’nün Esentepe KKSK ile oynayacağı maçta maçı satması için para teklif etmesini istediğini, söylediğini yapması için kendini tehdit ettiğini söyleyerek, Hakan Törehan’ın talebi doğrultusunda Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatansever’i arayarak konuyu aktardığını söylemiştir. Akabinde Hakan Törehan’ın yönlendirmesi doğrultusunda Ezel Kaynak ile Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatansever’i buluşturduğunu, tarafların 2,000 Dolar’lık rakam üzerinde görüştüklerini, ertesi gün Hakan Törehan’ın kendini aramasıyla Hakan Törehan’ın Çatalköy, Girne’de bulunan ofisine giderek 2,000 Doları teslim alarak Esentepe KKSK kalecisi Ahmet Vatansever’e teslim ettiğini belirtmiştir. Meselenin kamuoyunun bilgisine gelmesi ardından Hakan Törehan’ın kendini çağırarak yaşanan olayı söylemesi halinde Değirmenlik Spor Kulübünün küme düşeceğini, kendisinin de bonservisinin Değirmenlik Spor Kulübü’nde olduğu için futbol hayatını bitireceği yönünde kendini tehdit ettiğini, kendileriyle hareket etmesi halinde ona maddi destekte bulunulacağını söylediğini beyan etmiştir. Devamla, tek geçim kaynağını futboldan kazandığı cihetle Şike Araştırma Kurulu huzurunda farklı ifade verdiğini, baskılardan dolayı bu yönde hareket ettiğini söyleyerek, pişman olduğunu ve vicdanını rahatlatmak için doğruları söylemeye karar verdiğini iletmiştir. Devamla Kasım Tağman, herhangi bir maddi kazanç elde etmediğini, pişman olduğunu ve kendine ceza verilirken mülayim davranılmasını talep etmiştir.

Gerek ithamda bulunan KTFF tarafından sunulan olgular gerekse itham olunan Kasım Tağman tarafından yapılan beyanlar Kurulumuz tarafından değerlendirilmiştir.

İtham olunan Kasım Tağman Kurulumuza Disiplin Talimatının 56. Maddesi kapsamında sevk edilmiş olup ilgili madde aşağıdaki şekildedir:

‘MÜSABAKA SONUCUNU ETKİLEME

(1) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde ve/veya şike yapmak suretiyle etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır.

  1. a) Yukarıda belirtilen ihlalleri gerçekleştiren kişilere sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir,

b)Yukarıda belirtilen ihlallerin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilir.

  1. c) İhlalde sorumluluğu bulunan kişilerin bağlı bulundukları kulüplere ayrıca para cezası verilebilir.

(2) 1. fıkrada belirtilen ihlallere teşebbüs etmek yasaktır.

  1. a) Teşebbüs halinde, ilgili kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar müsabakadan men veya hak mahrumiyeti cezası verilir.
  2. b) Teşebbüs halinde ilgili kişinin yöneticisi olduğu kulübe bu talimatta öngörülen disiplin cezaları uygulanabilir. Ağır ihlal hallerinde kulübe en az 12 puan indirme cezası verilir. İhlalin ağırlığı kurul tarafından somut olayın niteliğine göre serbestçe karar verilir ancak eylemin ilgili yöneticinin kendisinin veya üçüncü kişilerin bahis oyunlarından menfaat elde etmesi amacına matuf olduğunun tespit edilmesi halinde ihlal, mutlaka ağır ihlal kabul edilir.

(3) İhlal veya ihlale teşebbüsün hakemler tarafından meydana getirilmesi halinde sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir.’

İtham Olunan Kasım Tağman’ın aleyhine getirilen ithamı kabul etmesi, pişmanlığını dile getirmesi, meselenin aydınlatılmasına katkı koyması ve herhangi bir maddi menfaat sağlamadığı hususlarını lehine değerlendiririz.

Disiplin Talimatının 13. Maddesi Takdiri İndirim Nedenlerine ilişkin düzenleme hafifletici sebeplerin varlığı ışığında değerlendirilmiştir.

Kasım Tağman’ın Disiplin Talimatının 56. Maddesinin 1. Fıkrasını ihlal ettiğine bulgu yaparak Disiplin Talimatının 13. Maddesi altında verilen yetkiye istinaden Kasım Tağman lehine değerlendirdiğimiz huşuları göz önünde bulundurduğumuz zaman Kasım Tağman’a 1 yıllık hak mahrumiyeti cezası verilmesine oy birliği ile karar veririz. İşbu cezanın idari tedbir kararı alındığı tarih itibariyle başlamasına da ayrıca oybirliği ile karar verilir.