Birleşmiş Milletler (BM) kontrolündeki ara bölgede yer alan anma törenine, şehit yakınları, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği yetkilileri katıldı.

Anma töreni, 14 Ağustos 1974 günü Adem Yavuz’un, meslektaşı Ergin

Konuksever ile birlikte yaylım ateşinde kalarak araç içinde vuruldukları bölgede  yapıldı. Bir diğer araçta vurulan Hüseyin Kiracıoğulları da törene katılanlar arasındaydı.

Şehit yakınları, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği yetkilileri ile basın, ikinci aracın bulunduğu noktaya gruplar halinde alındı.

Törende saygı duruşunda bulunularak, çelenk bırakıldı.

İLK SALDIRIDA HAFİF YARALANAN ADEM YAVUZ’UN, RUMLAR TARAFINDAN İKİNCİ KEZ UĞRADIĞI SALDIRI ŞEHİT OLMASINA YOL AÇTI

Türk gazeteci Adem Yavuz, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında adada savaş muhabirliği yapıyordu.

Gazeteci Ergin Konuksever, Adem Yavuz ile birlikte Kıbrıs Barış Harekatı’nın ikinci aşamasının ilk günü uğradıkları saldırıyı Türk Ajansı Kıbrıs’a anlatmıştı.

Tank savaşında fotoğraflar çeken ve filmlerini akşamüzeri kalkacak helikopterle Adana’ya, oradan da İstanbul’a yollaması gereken Konuksever, o günle ilgili şunları dile getirmişti:

“Helikopterin kalkmasına az bir süre kala, meslektaşım Adem Yavuz ile birlikte Hamitköy civarında bizi götürecek araç arıyorduk. Muhtarın arabasıyla hamile bir kadını doğuma götüreceğini duyunca biz de o arabaya bindik ve yola çıktık.”

1-50

Sabah tankla gezerken henüz Türk askeri tarafından alınmadığını öğrendiği bir bölgeden geçmek üzereyken şoförü güvenlik konusunda uyardığını ancak sözünü dinletemediğini ifade eden Konuksever, şöyle devam etti:

“Adem ile birlikte yanımda bulunan diğer meslektaşım Cengiz’e (Kapkın), ‘direksiyona sen geç, bu herifi arabadan atacam’ dedim. Cengiz yapma etme, kavga çıkarma diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı. ‘Olur mu, bak bizi ölüme götürüyor’ dedikten sonra 500 metre ya gittik, ya gitmedik, bir yaylım ateşi altında kaldık.”

Daha sonra zırhlı bir arabanın gelip kendisini ve Adem Yavuz’u alıp, hastaneye götürdüğünü dile getiren Konuksever, meslektaşı Adem Yavuz’un ölümüne giden hastanedeki süreci ise şöyle anlattı:

“Hastaneye gittiğimizde Adem yaralıydı ama ayaktaydı. Hatta ben ameliyata giderken ‘Adem, hakkını helal et. Buradan dönemezsem çoluk çocuğu bulursunuz anlatırsınız’ dedim ona. Ben ameliyathaneye girdim, beni ameliyat ettiler.

Sonra hastanenin içinde en üst katında bir yere götürdüler. Orada bir yatakta iki saat falan geçti. Güneş batmaya başlayınca Adem’i getirdiler sedyede. ‘Herhalde Adem de benim yaralandığım yerde yaralandı da fark etmedi’ diye düşündüm. Adem orada yattığı 15 gün boyunca hiç konuşmadı. Sadece inliyordu. Kendine gelir gibi olunca ‘nasılsın’ diye sorunca ‘Ağbi hemen kaçalım buradan. Ağbi bizi öldürecek bu adamlar’ dedi. Meğer beni sedyeyle içeriye taşınırken hastanenin bahçesinde bulunduğu sırada bir kişi karnına ateş açmış. Düzelemedi de ondan sonra. Rum doktor Adem’i de 5-6 defa ameliyat etti ancak maalesef onu kurtaramadık.”

İlerleyen günlerde Türk tarafının girişimleriyle Türk kesimine iade edilen  ve ağır yaralı olarak Adana Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan Adem Yavuz, doktorların tüm müdahalelere rağmen