Alithia gazetesinde yer alan habere göre, DİSİ partisi konuyla ilgili açıklamasında “Türkiye ile işgal rejiminin yol inşaatı bahanesiyle, Arsos (Yiğitler)-Pile bölgesindeki ara bölgenin bir kısmını ele geçirmeye başlamalarıyla ilgili yasadışı faaliyetlerinin son derece kabul edilemez bir provokasyon ve mevcut durumun net bir şekilde ihlal edilmesini teşkil ettiğini” iddia etti.
“Ankara’nın yeni yönlendirmelerini ve yeni oldubittiler meydana getirilmesi girişimi” olarak nitelediği olayı en güçlü şekilde kınadıklarını da öne süren DİSİ, Rum hükümetini uluslararası toplum aracılığıyla diplomatik çabalarını artırmaya da çağırdı.
Barış Gücü mensupları aleyhinde gerçekleştirilen saldırıların kınanması gerektiğini ve kabul edilemez olduğunu da ileri süren DİSİ partisi, bu tarz olayların önlenmesinin tek yolunun Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin çabaların yoğunlaştırılması olduğunu savundu.
DİSİ partisi, Ankara’nın ileri sürülen yayılmacı planlarını yalnızca bu şekilde önleyeceklerini iddialarına ekledi.
Haravgi gazetesinde yer alan habere göre, AKEL partisi ise BM Barış Gücü mensuplarına karşı yapılan saldırıları kınadığı açıklamasında, BM personeli aleyhindeki şiddet ve tehditlerin ciddi bir suç teşkil ettiğini ve Türkiye ile KKTC’nin bu hususta suçlu olduğunu iddia etti.
AKEL, Türkiye ile Kıbrıs Türk liderliğinin UNFICYP’in misyonuna saygı duyması gerektiğini öne sürdü.
Türk tarafının bu yönlendirmelerinin, adadaki güvenliği daha fazla sabote eden aynı zamanda müzakerelerin yeniden başlamasını ve Kıbrıs sorununun üzerinde anlaşmaya varılan temel ve çerçevede çözülmesini baltaladığını da iddia eden AKEL, "Türkiye ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bu planlamalarının" tüm Kıbrıslılar açısından tehlikeli olduğunu ileri sürdü.
Pile’nin Rum muhtarın açıklaması:
Fileleftheros gazetesinde yer alan habere göre, Pile’nin Rum muhtarı Simos Mitidis ise BM Barış Gücü aleyhinde gerçekleştirilen saldırıları kınadığı açıklamasında, bölgedeki mevcut durumun açık bir şekilde ihlal edilmesinden de söz etti.
Açıklamasında, son günlerde Pile’nin Kıbrıslı Türk muhtarıyla iletişiminin olmadığını savunan Mitidis, iki toplumun ara bölge içerisindeki bir düzende, barış ve uyum içerisinde bir arada yaşaması için çaba sarf edildiği bir yerde, "Türk Ordusunun gerçekleştirdiği faaliyetlerle bölge sakinleri arasında gerginlik ve anlaşmazlık yarattığını aynı zamanda güvensizlik ve provokasyon meydana getirdiğini" savundu.
Tüm bunların kabul edilemez olduğunu iddia eden Mitidis, Türklerin faaliyetlerinin “Plati” bölgesinde ara bölgedeki geniş alanların ele geçirilmesiyle eşdeğer olduğunu ve izin verilmesi durumunda bunun çiftçileri ve hayvancıları doğrudan etkileyeceğini öne sürdü.