Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, TDT ile ilgili can sıkan bir gelişme yaşandığını ancak moral bozarak savundukları iki devlet politikasından vazgeçmediklerini ifade ederek, “Eleştirilerin muhatabı BM ve AB’dir. Bu girişim, Rum Yunan baskısıyla yapıldı. Kıbrıs Türk halkına en büyük kötülüğü AB yapıyor. AB için KKTC diye bir devlet yoktur, bu örgütten medet ummak yanlıştır” şeklinde konuştu.
Ertuğruloğlu, "adada tek yasal devlet vardır" yanlışı devam ettikçe ve "iki Kıbrıs" gerçeği kabul edilmedikçe yeni Kıbrıs inşa edilemeyeceğini ve çözüm sağlanamayacağını kaydetti.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu'nda bugün ilk olarak CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman söz alarak 62. madde tahtında konuşma yaptı. Erhürman'ın ardından Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu söz aldı. Erhürman ve Ertuğruloğlu konuşmalarında Avrupa Birliği (AB) ile Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi bazı ülkeler arasında imzalanan anlaşma tartışıldı
-Erhürman
Tufan Erhürman konuşmasında, BM Güvenlik Konseyi'nin 541 ve 550 sayılı kararlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bu kararlarla ilgili bilinmesi gerekenleri Meclis kürsüsünden tekrarlamaktan dolayı üzüldüğünü ancak bilgi eksikliği olduğunu ifade eden Erhürman, bu maddelerle ilgili topluma yanlış bilgiler verilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Erhürman, KKTC’nin TDT’de gözlemci üye olmasına karşı çıkmadıklarını, aksine Avrupa ile azalan temaslara rağmen dünyaya açılmaya dönük adımların eleştirilecek bir durum olmadığını kaydetti. Müzakerelerin “iki devletli çözüm” temeline getirildiği zaman olayın tehlikeli hale getirildiğini savunan Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki televizyon programlarındaki tartışmalara bakıldığında pek çok şeyin bilinmediğinin görüldüğünü söyledi.
Devletlerin kendini güvene alacak anlaşmalar yapıp, ilişkileri geliştirebileceğini ifade eden Erhürman, Türk devletlerin, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni şimdi tanımadığını ancak büyükelçi atama kararından dolayı gürültünün bugün koptuğunu belirtti. Erhürman, AB ile Türk devletler arasındaki anlaşmayı okuyup yorumlayarak, bu devletlerin Güvenlik Konseyi'nin 541 ve 550. kararlarını kabul ederek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü tanıdığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın bu konudaki açıklamalarını da anımsatan Erhürman, KKTC’nin uluslararasında ve TDT toplantılarında yaşadığı sorunlara işaret ederek, KKTC’nin statüsünün oralarda da sıkıntıya yol açtığını belirtti. Erhürman, AB ile anlaşma imzalayan Türk devletlerinin KKTC ile de aynı ilişkileri kurulabileceği söylemlerinin doğru olmadığına dikkat çekerek, birlik ile güçlü bağlılık ilan eden Türk devletlkerinin KKTC'de temsilcilik açabileceğinin Meclis çatısı altında söylenmesini doğru bulmadığını kaydetti.
Bu devletlerin, BM çatısı altında bulunacak bir çözüm sonrasında KKTC ile ilişki kurabileceğini ifade eden Erhürman, “Oyunlardan vazgeçip, gerçeklerle yüzleşip, Kıbrıs Türk halkını dünyayla kavuşturalım. Ortak dile ihtiyaç var doğrudur ama bu da gerçekleri ortaya koymakla olur” dedi.
Tufan Erhürman, BM Genel Sekreteri'nin de, değiştirilmediği sürece BM Güvenlik Konseyi kararlarına bağlı bir müzakere masası kurabileceğine vurgu yaptı. Erhürman, bu kararlara bağlı olunup olunmamasına devletlerin karar verdiğine işaret ederek, Türkiye Cumhuriyeti'nin BM Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen KKTC'ye büyükelçi ataması yaptığını ancak BM’nin bu kararlara bağlılığını sürdürdüğünü belirtti.
Erhürman, Kıbrıs Türk halkının artık dünyayla buluşmak istediğini ve kapalı kalmaktan sıkıldığını ifade etti.
-Ertuğruloğlu: “AB için KKTC diye bir devlet yoktur”
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da eleştirileri yanıtladığı konuşmasına, “gerçeklerle Kıbrıs Türk halkının bilgilendirilmesi” konusunu açmak istediğini belirterek başladı. Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkını dünyadan izole eden, varlığını egemenliğini kimliğini göz ardı edenin 186 sayılı BM karar olduğunu söyledi.
Ertuğruloğlu, AB’nin, 2004’te yaptığı hata yokmuş gibi Türk devletlerini KKTC ve Türkiye’den uzaklaştırmak için etkinlik düzenlediğini ve bu devletlerin bu hataya düştüğünü kaydetti.
Esas eleştirilmesi gerekenin AB olduğunu belirten Ertuğruloğlu, bu devletlerin maddi çıkarlarla hataya sürüklendiğini ancak bu hata yapıldı diye Kıbrıs Türk halkının uğradığı haksızlıkları gerekçe göstererek, KKTC’nin egemen politikasından vazgeçmelerinin sözkonu olmadığını söyledi.
KKTC devletinin egemen devlet politikasına karşı önerinin ve AB’nin vizyonunun ne olduğunu soran Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkına Güney Kıbrıs gerçeğinin anlatılması gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı KKTC devleti statüsünün eleştirilmesini anlayamadığını ifade eden Ertuğruloğlu, KKTC devleti ve kalıcılığına sahip çıkılması gerektiğini, KKTC’nin de çözüme engel olmadığını vurguladı.
Rum tarafı ve AB yerine KKTC’nin egemenliği eleştirilerek toplum olunmak istendiğini ifade eden Ertuğruloğlu, “Bedeli ne isterse olsun bundan vazgeçmemiz mümkün değildir. Haksızlıkların suçlusu, İngiltere ve BM Güvenlik Konseyi kararlarıdır. Gerçekler bunlardır, BM medet umulacak bir örgüt değil. Bu sorunu yaratan ve devam ettiren bir örgüttür. Bu hatadan dönmemek uğruna da her kılığa giriyorlar. Adada tek yasal devlet vardır yanlışı devam ettiği ve iki Kıbrıs gerçeği kabul edilmeden yeni Kıbrıs inşa edilemez, çözüm sağlanamaz. Hayal görülmesin” dedi.
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Türk devletleriyle çalışmaya ve Kıbrıs konusunu anlatmaya devam edeceklerini ifade ederek, “BM kararlarının hepsi tavsiyedir ve bağlayıcı değildir. Uymak isteyen uyar, istemeyen uymaz. Ceza öngörülmüyor” ifadelerini kullandı.
"Türkiye işgalci ülkedir" yönünde tek bir karar bile olmadığını kaydeden Ertuğruloğlu, “TDT ile ilgili canımızı sıkan bir gelişme oldu ancak moral bozarak savunduğumuz politikadan vazgeçmedik. Bunu kabul etmiyoruz. Eleştirilerin muhatabı BM ve AB’dir. Rum-Yunan baskısıyla yapıldı. Bunlarla mı iki toplumlu, iki bölgeli çözüm yapacağız. Gerçekler acı bile olsa Kıbrıs Türk halkına en büyük kötülüğü AB yapıyor. AB için KKTC diye bir devlet yoktur, bu örgütten medet ummak yanlıştır” şeklinde konuştu.