Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) çocukların, tüm sendikaların, kurumların, çevrenin, toplumsal yapının, sağlık ve eğitimin tehdit altında olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet Meclisi ve Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem ve miting düzenledi.
Pankart ve dövizlerle sendika genel merkezinden saat 15.00'te hareket eden eylemci öğretmenler, düdükleri ve başlarına taktıkları huni ve koruyucu kasklarıyla saat 15.30'da Meclis önüne geldi, "Lâik ve Demokratik Eğitimden Vazgeçmeyeceğiz", "Devlet Okullarını ve Çocuklarımızı Sahipsiz Bırakmayacağız", "Eğitime ve Öğretmene Yapılan Saldırılara Asla İzin Vermeyeceğiz" pankartları taşıdı, konuşmalarıyla hükümet politikalarını eleştirdi, düdükle protesto etti.
Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı önüne giden eylemciler buraya temsili konteyner "makam odası" getirerek üzerini de Bakan Nazım Çavuşoğlu'nun resimleriyle süsledi. Daha sonra konteyner önüne toprak ve suyla çamur yapan öğretmenler "çamur içinde kalmış konteyner" makamının açılışını yapması için Çavuşoğlu'na çağrıda bulundu.
Eylemde öğretmenlere bazı siyasi parti, sivil toplum örgütleri, sendikalar ve veliler de destek verdi.
KTOEÖS Başkanı Selma Eylem Meclis önündeki konuşmasında toplumsal mühendislik, itibarsızlaştırma, etkisizleştirmenin söz konusu olduğunu, doktor, öğretmen, işçi, kamu çalışanı ve dolayısıyla her kesimin planlı bir saldırı altında olduğunu savundu.
Eylem, "halkın fakirleştiği, rüşvet, yolsuzluk, peşkeş ve yüzsüzlüğün tavan yaptığı bir dönemde kitap içerikleriyle, Kur'an kurslarıyla, tarikatlarla ideolojik dönüştürme çalışmalarının devam ettiğini" ve bu mevcut düzenle mücadele edeceklerini kaydetti.
Okullara bütçe aktarılmaması, yatırımsız bırakılması, eksik kadroların doldurulmaması, çocukların risk ve tehdit altında olmasını eleştiren Eylem, Eğitim Bakanı'nın dayatmalarına ve Kıbrıs Türk kimliği ve kültürüne yapılan saldırılara boyun eğmeyeceklerini dile getirdi.
TDP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Özkunt, Meclis önünde yaptığı konuşmada, çağdaş ve aydın öğretmenlerin toplumun dinamitlenmesine asla izin vermeyeceğini, Kıbrıs Türk toplumunun çağdaş ve lâik yapısına hiçbir zaman zarar verilemeyeceğini söyledi.
İlahiyat okulları zamanından, merdiven altına inen Kur'an kursları ve tarikatların kol gezdiği bir döneme gelindiğini belirten Özkunt, bu zihniyete geçit verilmeyeceğini ifade ederek "Bilinsin ki bu ülke bizimdir, biz yöneteceğiz" şeklinde konuştu.
CTP Milletvekili Erkut Şahali de makamları işgal edenlerin adeta kendilerinden geçtiğini savunarak, geçmişte ve bugün olduğu gibi Kıbrıs Türk kimliği, kültürü, iradesi ve haysiyetine gelecekte de sahip çıkacaklarının altını çizdi.
Hizmet içi eğitime katılmadığı veya eylem yaptığı gerekçesiyle kimseden maaş kesintisi yapılmasını kabul etmeyeceklerini belirten Şahali, Kıbrıslı Türklerin hakim, yöneten ve egemen şekilde kendi ülkesini kendisinin yöneteceğini söyledi ve "Gün bizim günümüz, gelecek hepimizindir" ifadelerini kullandı.
Laik Demokratik Eğitim için Mücadele Hareketi velileri adına Melek Arabacıoğlu velilerin öğretmenin yanında olduğunu, öğretmenin sesini duymayan ve görmeyenlere görevlerini hatırlatmak için geldiklerini söyledi.
Arabacıoğlu, toplum mühendisliğini kabul etmediklerini ve etmeyeceklerini vurgulayarak, "tam gün" adı altında yapılan dayatmanın sadece öğretmenin değil, velilerin de sabrını taşırdığını ifade etti.
Arabacıoğlu, öğretmenle veliyi birbirine kırdırmaya çalışmakla eleştirdiği Bakan Çavuşoğlu'na öğretmene sataşmaya ayırdığı vakti, eğitimdeki sorunlara ayırması çağrısında bulunarak, çocukların damı dökülen okullarda, çamur içinde kalmış konteynerlerde, tavanı akıtan sınıflarda eğitim almaya çalıştığını hatırlattı.
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, Bakan Nazım Çavuşoğlu'nun makamındaki günlerinin sayılı olduğunu savundu ve Bakan Çavuşoğlu'nu koltuktan indireceklerini söyledi.
Yaptıkları uygulamalarla "lâikliği çöpe atanların, eşitliği uygulamayanların, ülkeyi tarikatlara ve gericilere teslim etmeye çalışanların yarın rozetlerini takarak 10 Kasım dolayısıyla Atatürk'e bağlılık sözü vereceklerini" söyleyen Maviş, sözlerini Süleyman Apaydın'ın "Yıkın Heykellerimi" şiiriyle tamamladı.
Meclis önündeki konuşmaların ardından Eğitim Bakanlığı önüne yürünerek burada da müzik yayını ve düdükler eşliğinde eylem gerçekleştirildi. Eylemciler yanlarında getirdikleri konteyneri Bakanlık önüne yerleştirerek sembolik "çamur içinde kalmış" makam oluşturup açılışını gerçekleştirdi.
Eylemciler Bakanlık önünde "Yobaz Bakan İstemiyoruz", "Öğretmen Düşmanı Bakan İstemiyoruz", "Öğretmen Ücretli Köle Değildir" sloganları attı, düdük ve sloganlarla Eğitim Bakanı Çavuşoğlu'nu protesto etti ve istifaya çağırdı.
KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel burada yaptığı konuşmada, Bakan Çavuşoğlu'nu kanalizasyonu patlamış, deprem riski altındaki okullarda eğitime davam eden öğrenci ve öğretmenle empati kurmaya çağırdı.
Çavuşoğlu'na "emir eri olmama, eğitimle, okullarla, yaşam biçimiyle, müfredatla, kitaplarla oynamama" çağrısı yapan Gökçebel, Bakanın "aldığı talimatla aylardır öğretmene saldırdığını, halktan kesilen deprem paraları da dahil okullara tek kuruş bütçe ayrılmadığını" iddia etti.
İhalesiz yüzlerce konteyner alımı yapıldığını, şaibeli üniversite izinleri ve kantin ihaleleri olduğunu da savunan Gökçebel buna karşın, okullarda Türkçe bilmeyen, özel eğitime muhtaç öğrenciler için, öğretmen eksiği için, sandalyesi dahi olmayan öğretmen odaları ve aç çocuklar için hiçbir girişimde bulunulmadığını iddia etti.
Gökçebel konuşmasında "Eğitimi, maneviyatçı, örümcek kafalı hocalara, imam hatiplere, tarikatlara ittiniz... Akıtılan milyonlarca lirayla gericiliği beslediniz... Biz sizin yarattığınız bu karanlığa teslim olmayacağız" ifadelerini kullandı.
Gökçebel'in konuşmasının ardından eylemcilerin getirdiği konteynerle sembolik "çamur altında kalmış konteyner bakanlık makamı" açılışı yapıldı ve Bakan Çavuşoğlu açılışa ve makama oturmaya davet edildi.
Gökçebel'in ardından söz alan KTOEÖS Başkanı Selma Eylem bugün için yapılan eylemin sonuna gelindiğini fakat, öğretmenin boyun eğmeyeceğini ifade etti ve "Gerekirse bir gidip bin geri geliriz" dedi.
Öğretmenlerin eylemi müzik ve danslarla sonlandırıldı.