Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda milletvekillerinin konuşma istemlerine yer veriliyor.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Devrim Barçın, “Bütçe Açığı Büyüyor, Borçlanma Artıyor, Sağlığa Yatırım Yok Ama Biz Düzelteceğiz” konulu güncel konuşma istemi ile söz aldı.

Barçın, genel kurulun gündemine Din İşleri Dairesi Başkanlığı ile ilgili yapılan atamaları getirdi ve Başbakan’ı Meclis’ten “kaçmakla” suçladı, ülke tarihinde, UBP tarihinde bunun ilk olduğunu savundu, eleştirilerde bulundu.

Din İşleri Başkanlığı atamasının usulsüz olduğunu öne süren Barçın, hükümetin atamalarını eleştirdi, eğer usulüne uygunsa bu atamaların Savcılık, Personel Dairesi görüşlerini talep ettiklerini söyledi.

Bir sözleşmeli personelin, sözleşmesi bittiği halde kamudan 5 ay maaş çektiğini ifade eden Barçın, Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın bu konudaki açıklamalarını anımsattı ve açıklama beklediklerini ancak yapılmadığını kaydetti, “Cevap bekliyoruz, halkın parasının hesabını sormaya devam edeceğiz” dedi.

Barçın, DPÖ’deki şahsın sözleşmesi ile ilgili detaylı bilgi vererek, Başbakanlığın bu şahsı sigortalara bildirim yapmadığını, çünkü sigortalara göre, özelde çalıştığını öne sürdüğünü söz konusu şahıs için ayda 270 bin TL maaşla yatırım yapıldığını söyledi.

Bu şahsın işe gitmeden başka bir şirkette çalışarak maliyeden para aldığını ifade eden Barçın, bu konunun peşini bırakmayacağını kaydetti.

Maliye Bakanı Özdemir Berova da, Barçın’ın Meclis’e gönderdiği konuşma gündemi ile yaptığı konuşmanın aynı olmadığını, Barçın’ın bu konuda şahsi bir husumeti varmış gibi bir konuşma yaptığını söyledi.

Berova, sözleşmelerle ilgili bilgiler vererek, geçmişte de bu tip benzer sözleşme yenilemeleri yapıldığını, CTP döneminde de yapıldığını ifade etti, Savcılık ve Sayıştay’a gidilmesinde bir problem olmadığını, çıkacak karara saygılı olduklarını kaydetti.

Din İşleri Başkanlığı ile ilgili de çalışma yaptıklarını ifade eden Berova, bu konuda da gereken cevabı paylaşacaklarını söyledi.

Barçın da yeniden söz alarak, haksızlığa karşı hep birlikte mücadele verdiklerini ifade ederek, atamaların yasa dışı yapıldığını bunu kendilerinin değil yasaların söylediğini kaydetti.

Sözleşme yapılan şahsın sigortalara bildirilmediğini çünkü başka yerden maaş çektiğini, ancak kamuya işe gitmeden maaş verildiğini belirten Barçın, bu şahsın işe gitmek için değil, UBP’nin parti meclis üyesi olarak UBP’yi savunmak için işe alındığını, bu yüzden olayın şahsi değil, toplumsal olduğunu, halkın parasının dağıtıldığını söyledi. Barçın, denetim görevi için kürsüde bulunduğunu, halk adına bunu yapmaya devam edeceklerini vurguladı.

-Şahali: "CTP olarak federal çözüm için net bir duruş sergiliyoruz"

Cumhuriyetçi Türk Partisi Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali de, “Kıbrıs Sorunu ve Status Quo” konulu güncel konuşma yaptı.

Şahali, Kıbrıs konusunda önemli bir döneme girildiğini ve Mart ayında gayri resmi bir toplantıda tarafların bir araya geleceğini ifade ederek, ortada aktif bir müzakere süreci yokken bu çok taraflı oturumun önemine işaret etti.  

Türk tarafının bu toplantıda BM parametreleri dışında egemen eşitlik temelinde iki devletli çözümü gündeme getireceğini ifade eden Şahali, BM Güvenlik Konseyi kararlarını anımsattı, Kıbrıs sorunu ve müzakerelere ilişkin saptamalarını paylaştı.  

Şahali, Kıbrıs sorunu ve müzakere süreçlerini geçmişten bugüne anlatarak, 50 yıldır müzakere edilen federasyonun aktif görüşmelerinin İsviçre’de durduğunu, yeni bir siyaset ortaya konduğunu ifade ederek, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun gündeme getirdiği “KKTC’nin tanınması, garantörlük, iki devletli çözüm” gibi önerileri “kafa karışıklığı” olarak niteledi.

CTP olarak federal çözüm için net bir duruş sergilediklerini ifade eden Şahali, siyasi eşitliğin müzakereye kapalı olduğunu kaydetti.

Meclisin toplantı öncesi bilgilendirilmesi gerektiğini, toplantıya yönelik hazırlık yapılması, hedefin, karşılıklı kabul görebilir takvimi olan bir sürecin ortaya konması gerektiğini ifade eden Şahali, takvime ulaşmanın önünde engel Türk tarafı değilse de sonucunda ne olacağının kayda alınması gerektiğini belirtti.

Şahali, Kıbrıs Türk halkının haklarının gasp edildiğini, bu hakları geri almak için de net bir liderliği hak ettiğini, bunu sağlayacak özgüvene sahip olduklarını vurguladı.

-Ertuğruloğlu: Müzakerelere 60 yıl devam edildi ancak sonuçta ne elde edildi?

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da, Kıbrıs Türk halkının devlet sahibi bir halk olduğunu ifade ederek, Rum tarafının Türk askerinden ve garantilerden kurtulmak istediğini, bu hedefini saklamadığını, bu çerçevede kutladığı Rum yetkililerin açıklamalarını okudu.

Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorununu BM Güvenlik Komseyinin kararının yarattığını söylediğini, çünkü sorunun görmezden gelindiğini, Rumun devlet, Kıbrıs Türk halkının ise toplum görüldüğünü kaydetti.

Kıbrıs Türk halkının cumhuriyetten atıldığını, 1963 hadiseleri ve sonrasının anayasal ortaklığı bozduğunu, silah zoruyla atıldıkları cumhuriyetten bahsetmenin doğru olmadığını, ancak Rum tarafının bu cumhuriyeti kullanmaya devam ettiğini ifade eden Ertuğruloğlu, federasyonun Türk tarafının tezi olduğunu, müzakerelere 60 yıl devam ettiklerini ancak sonuçta ne elde edildiğini sordu.

Ertuğruloğlu, BM Genel Sekreterinin de aynı şekilde müzakere sürecinin sonuç vermediğini gördüğünü, bu yüzden ortak zemin olmadığını, yeni öneriler istediğini, bu çerçevede yeni önerilerle masaya gittiklerini anlattı.

Ortak zemin olmayacaksa müzakere de olmayacağını söyleyen Ertuğruloğlu, Rum tarafının BM parametreleri ve AB müktesebatından bahsettiğini, o yüzden buna çok dikkatle baktığını, statükonun da kabulleri olmadığını söyledi.

Ertuğruloğlu, siyasi eşitlik, takvim ve sonucunda ne olacağının açıklanması gibi bir senaryonun mümkün olmadığını çünkü ilgili tarafların, Rumu devlet kabul edenlerin, Rumun bunu yapmayacağını ifade ederek, Rum ile müzakere ederek “cumhuriyet yoktur” dedirtemeyeceklerini herkesin görmesi gerektiğini vurguladı.

Rum tarafının adayı Helen olarak gördüğünü, o yüzden bunun dışında bir çözümü kabul etmeyeceğini ifade eden Ertuğruloğlu, “Kıbrıs’ta artık yeni bir sayfa açılmıştır, Rumlarla ortaklığın hedeflenmediğini, komşu devletler olarak geleceği şekillendirme gündeme gelmiştir. Adını ne isterse koyun, artık ortaklık senaryoları bitmiştir, komşuluk senaryoları gündeme gelmiştir, devlet olarak kabul edilen Rum buna da sıcak bakmayacaktır. Kıbrıs sorununu yaratan BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesidir” dedi.

Soru üzerine Ertuğruloğlu, Rum tarafının şu anda uluslararası anlaşmalar yaptığını ancak Türk tarafının dışlandığı girişimlerin sonuçlanmayacağını belirtti, Kıbrıs Türk halkının haklarının korunduğunu kaydetti.

Erkut Şahali de yeniden söz alarak, Kıbrıs Türk halkının bu adada söz sahibi olduğunu vurgulayarak, Kıbrıs Türk tarafı olarak dünya ile her türlü teması kurmalarının önemine işaret etti. Şahali, Rum tarafı ile yeşil hat tüzüğü üzerinden ticaret başta olmak üzere AB ile ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini, Türk Devletleri Teşkilatı üyeliğinin “çakma” olduğunu dile getirdi, Kazakistan örneğini verdi ve bazı eleştirilerde bulundu. Şahali, Ertuğruloğlu’nun, “KKTC’nin varlığına ve kalıcılığına inanıyor musunuz” sorusuna “evet” cevabı verdi.  

-İncirli: "İnsanları hayatta tutacak çalışmalar yapılması gerekir"

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli de, “Sağlık Bakanlığı Restoranları Denetliyor mu?” konulu güncel konuşma yaptı. İncirli, siyasi, ekonomik krizlerin insanları göçe zorladığını, mutsuz ettiğini bu yüzden Kıbrıs konusunda atılacak adımların önemine işaret etti.

İncirli, Kıbrıs Türk halkının sağlığının korunmadığını, erken ölümlerin arttığını, bunun sebebinin de yaşam koşuları olduğunu, denetimsizliğin, Sağlık Bakanlığının olduğunu kaydetti.

Sağlık Bakanlığına yönelik eleştirilerde bulunan ve gıda mühendis kadrolarını artırmak için yasal düzenlemeler yapması gerektiğini ifade eden İncirli, sağlıklı beslenmenin uzun ve sağlıklı yaşam için önem taşıdığını, bu yüzden tuz başta olmak üzere restoranların denetlenmesinin önemine vurgu yaptı.

Kalp, felç gibi hastalıklarda tuz kullanımının önem taşıdığını ifade eden İncirli, insanları hayatta tutacak çalışmaların yapılması gerektiğini anlattı.

-Talat'tan Başbakan’a eleştiri “Hiç bir sorumluluk almayacak, cevap vermeyecek mi”

Cumhuriyetçi Türk Partisi Girne Milletvekili Ongun Talat da, “Güncel Gelişmeler” konulu güncel konuşma yaptı. Talat, ülkede sorunların “dağ” gibi biriktiğini ancak Başbakan’ın ortada olmadığını, kürsüye çıkmadığını, “sultan” edasında olduğunu kaydetti.

Talat, bu yönde Başbakan’a eleştirilerde bulunarak, “Hiç bir sorumluluk almayacak, cevap vermeyecek mi” diye sordu.

Meclis’e yasa getirilmediğini, Meclis’in ruhunun alındığını, kararnamelerle ülkenin yönetilmeye çalışıldığını savunan Talat, toplum sorunları ile ilgilenmeyen Başbakan’ın özel mülklerine ayrıcalık uyguladığı iddiasında bulundu.

Talat, Kıb-Tek ile ilgili de eleştirilerde bulunduğu Başbakan’ın halktan Meclisten “kaçtığını” savundu, halka izahat vermek zorunda olduğunu söyledi.

-Çavuşoğlu: “Çamur at izi kalsın”

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu da, eleştirilere yanıt vererek, Talat’ın konuşmasında “Başbakan” ile ilgili bir maddenin bulunmadığını ifade etti, “güncel gelişmeler” başlığı altında Başbakan’a yönelik büyük iddialar ortaya koyduğunu, bu konuda suç duyurusunda bulunulması gerektiğini söyledi.

“Çamur at izi kalsın” şeklinde iftiralar ortaya atılmasının doğru olmadığını, ilgili belgeler varsa mutlaka suç duyurusunda bulunması gerektiğini, bakanların da Başbakan adına konuşabileceğini ifade eden Çavuşoğlu, Osmanlı ile değil, Atatürkçü düşünce içinde genç cumhuriyet ile çağdaş şekilde geleceğe yürüdüklerini söyledi.