Sağlık Bakanı Dinçyürek’in konuşmasında “planlıyoruz” vurgusunda bulunduğunu söyleyen Erhürman, planlama hangi alanda yapılacaksa yapılsın bunun veriler üzerinden olabileceğini kaydederek, “Nüfus için ‘Bir milyon’, ‘400 bin’ veya ‘biliyorum ama söyleyemem’ denilen bir yerde ne kaç hastaneye, ne kaç hekime, ne kaç hemşireye ihtiyaç olduğunu bilemezsiniz. Bunun planlaması olamaz…” dedi.
Planlamanın 3-5 günlük iş olmadığını, öncesinde bilimsel temelde istişare gerektiğini ifade eden Erhürman, “Durmadan bakan, müsteşar değişirken, bakanlıklardaki kurumsal hafıza telef edilirken bu nasıl yapılacak?” diye sordu.
“Kim planladı da şu anda ülkede 23 üniversite, 8 tıp fakültesi, 39 eğitim kurumu var?” diye soran Erhürman, “İyiye gidiyoruz”, açıklamalarını eleştirerek, “ ‘Yürüyün de korkmayın’ zihniyetinin bizi getirdiği nokta budur” şeklinde konuştu.
Muhalefetin yönetimin kötü olduğu yerde yapıldığını ifade eden Erhürman, “Yönetimin olmadığı yerde başka bir sorumluluk ortaya çıkar; hepimizde ve hepinizde yönetme sorumluğu vardır. Bu ülkeyi yönetmek zorundayız. Bu bizim toplumsal sorumluluğumuzdur” dedi.
Erhürman, “Hastanelerimiz küçükken alet edevat azken mezun olup buraya gelen hekimlerimizin niteliğinden kuşkumuz yoktu. Hastanelerimiz çok iyi, çok büyük, bir sürü de alet edevat olabilir da eğer hekimlerimizin niteliğinden kuşku duyarsak iyi bir yere gitmiş olmayacağız. Bu başka dünyadır, bilmediğimiz bir yerdir. Bu bilmediğimiz yere gittiğimizin endişesini yoğun şekilde yaşıyorum” diye konuştu.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin meslek kuruluşu değil, kamu kurumu niteliğinde bir kuruluş olduğunu da vurgulayan Erhürman, “Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ile istişare etmek bir lütuf değildir, yasal bir zorunluluktur” diyerek Kıbrıs Türk Tabipler Birliği’nin de yönetme sorumluluğuyla hareket etmesi gerektiğini söyledi.