Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorunuyla ilgili, “Ortaya koyduğunuz vizyon, bugünün gerçekliğiyle bağdaşmıyor. Kavramları çarpıtmayın” saptaması yaptı. Erhürman, Cumhuriyet Meclisi’nde bugünkü konuşmasında, tarihin kavram kargaşasıyla okunduğunun altını çizdi ve “Toplumun önünü tıkıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
“Gerçeğin sadece bir tarafına bakmak, gerçeğe bakmama sonucunu doğurur”
2004 referandumlarının 20’nci yıl dönümünde olunduğunu anımsatan Erhürman, söz konusu dönemde nelerin olduğunun yoğun konuşulduğu bir dönemden geçildiğini vurguladı. Erhürman, “Tarihi doğru bilmezsek, doğru okumazsak, geleceği doğru şekillendirmemiz de mümkün olmaz” diye konuştu. 24 Nisan referandumlarıyla ilgili doğru değerlendirmeler yapılması gerektiğine vurgulayan Erhürman, “24 Nisan referandumlarına giden süreç, hepimiz açısından önemli” dedi. 1999 Helsinki Zirvesi’nin dönüm noktası olduğuna da işaret eden Erhürman, Kıbrıs sorunun çözümünün gerçekleşmemesinin, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliği önünde bir engel olmayacağı kararının metne girdiğini anımsattı. Söz konusu kararın, 2004’e giderken, Kopenhag ve Lahey ile birlikte Kıbrıs Rum toplumu açısından “evet” denmesi ortamını da ortadan kaldırdığına vurgu yapan Erhürman, söz konusu durumun, referandum sonuçlarının üstünde etkisi olduğunun altını çizdi. “Gerçeğin sadece bir tarafına bakmak, gerçeğe bakmama sonucunu doğurur” diyen Erhürman, 24 Nisan referandumunda, Kıbrıslı Rumların yüzde 76’sının hayır demiş olmasının, tarihe kaydedildiğini belirtti.
“Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’inin evet iradesi de tarihe kaydedildi”
Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’inin evet iradesinin de tarihe kaydedildiğinin altını çizen Erhürman, bu zeminin Kıbrıs Türk halkı için önemli olduğuna dikkat çekti. İki ayrı referandumun bir tanesinde KKTC vatandaşlarının oy kullanmış olmasının önemine işaret eden Erhürman, Birleşmiş Milletler (BM) denetiminde yapılmış referandumlarda, her vatandaşın oy kullandığını ve bunun sonucunda iradenin ortaya çıktığını belirtti. “Federasyonda egemenlik Kıbrıslı Rumlarda olur, Kıbrıslı Türkler de azınlık statüsünü kazanır” iddiasının zaten referandumların yanlışladığı bir iddia olduğuna vurgu yapan Erhürman, KKTC vatandaşı olan herkesin oy kullandığını yineledi. “Biz yüzde 65 evet dedik, bu iş bitti demek, tarihsel olarak yanlıştır. Biz, evet iradesini ortaya koyduk ama ardından gelen süreçlerin tümünde iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon görüşüldü” diyen Erhürman, 2004’te bu işin bitti denilmesini eleştirdi. BM Güvenlik Konseyi düzeyinde görüşmelerin devam ettiğini hatırlatan Erhürman, Annan Planı raporuna işaret etti ve “Kıbrıs Türk toplumu üzerindeki izolasyonlarda meşru gerekçe kalmamıştır” denildiğini anımsattı.
“Taşınmaz Mal Komisyonu kurulurken de engel olmaya çalışıldı”
Söz konusu dönemde, bu referandumların yapılmasının engellenmesi için yoğun çalışma içine giren siyasi geleneğin, şu an referandumlardan örnekler verdiğine dikkat çeken Erhürman, 2005’te aynı zihniyetin, Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) kurulurken de engel olmaya çalıştığını vurguladı. “Şimdi aynı zihniyet, TMK üzerinden dünyalar kurmaya çalışıyor” diyen Erhürman, ya tarih bilinmediğini ya da tarihin, bugünden geriye doğru çarpıtmaya çalışıldığını ifade etti. 1960’ta Kıbrıs Türk halkı adına bir imza atıldığını söyleyen Erhürman, referandumla ortaya çıkan iradenin bulunmadığını dile getirdi. En önemli dayanağın, 2004’te Kıbrıs Türk halkı adına bütün KKTC vatandaşlarının oy kullanması olduğuna işaret etti ve “Evet iradesinin tarihsel olarak kaydedildiğine vurgu yapmak lazım” dedi. 2004’te Kıbrıslı Türklerin yüzde 65 evet demesine karşın çok önemli kazanımlar elde ettiğini dile getiren Erhürman, “Kıbrıslı Türkleri, azınlıklarla aynı hukuki statüde göremeyeceklerinin, bundan sonra da asla göremeyeceklerinin en önemli hukuksal dayanağı Annan Planı referandumudur” dedi.
“Gerçekçi çözümün ne olduğunu, bilimsel şekilde ortaya koyuyoruz”
Tufan Erhürman, “Tarihsel gerçekleri, siyasi düşünceleriniz doğrultusunda eğip bükeceksiniz diye Kıbrıslı Türklerin statüsünü düşüremezsiniz” dedi. “Bizim, federasyonun tek gerçekçi çözüm modeli olduğunu söylememiz, bilgiye dayanan tespittir. Bu ne takıntıdır ne de saplantıdır. Bir çözüm olacaksa bu ülkede, bunun adı, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyondur” diyen Erhürman, federasyon modeli olarak ise kanatları güçlendirilmiş federasyondan örnekler verdi. “Gerçekçi çözümün ne olduğunu, bilimsel şekilde ortaya koyuyoruz” diye konuşan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarları nerededir meselesinin tanımlanması gerektiğine vurgu yaptı. Rum Lider Hristodulidis’e altın tepsi içerisinde, “çözümü isteyen taraf” giysisinin sunulduğuna işaret eden Erhürman, söz konusu durumu eleştirdi. “KKTC vatandaşı her bir çocuğumuza, bir Kıbrıslı Rum çocuk hangi olanaklarına sahipse o olanakları sunmak, bizim yükümlülüğümüzdür” diyen Erhürman, doğru yerden tarih okuması yapmanın önemine vurgu yaptı. AB’nin son raporuyla ilgili de konuşan Erhürman, “Biz olmadığımız sürece, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin şu anki statüsü, son nihai halini almış bir statü değildir” dedi.
“Tarihi de kavram kargaşasıyla okuyorsunuz, bu toplumun önünü tıkıyorsunuz”
Erhürman, “Tarihi gerçekleri saptırmak, bize geleceği kurmak açısından doğru verileri sunmuyor” ifadelerini kullandı. “Referandum yapılmasın diyordunuz, şimdi Kıbrıs Rum tarafının hayırı üzerine dünyalar kuruyorsunuz” diyen Erhürman, tarihsel gerçekliklere dikkat çekti. AB konseyinin son zirveden sonra açıkladığı sonuç bildirisinde yer alan ifadelerden örnekler veren Erhürman, “Raporda, Kıbrıs Cumhuriyeti üye ülkedir ama Kıbrıs sorununu çözülmemiş olması, onun diğer ülkeler gibi olmadığı noktası, selamlanması gereken noktadır” dedi. Tufan Erhürman, “Tarihi de kavram kargaşasıyla okuyorsunuz, bu toplumun önünü tıkıyorsunuz” ifadelerini kullandı. Dünya diliyle konuşulmasının önemine işaret eden Erhürman, ortaya konulan tarih okuma perspektifinin, tarihsel gerçekle bağdaşmadığının altını çizdi. “Ortaya koyduğunuz vizyon, bugünün gerçekliğiyle bağdaşmıyor. Kavramları çarpıtmayın” çağrısında bulunan Erhürman, statükonun devamının, Kıbrıs Türk halkına verdiği zararlardan bahsetti.