Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman “Türkiye’ye girişi yasaklanan yurttaşlar için araştırma komitesi kurulması önergesi” görüşülürken Meclis’te konuşma yaptı ve “hükümet” yetkililerine, “İstişare etmekten niye çekiniyorsunuz?” diye sordu. Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti’ne girişi yasaklanan bu insanlar ‘katil-ganara’ değildir. Bunu dahi Türkiye Cumhuriyeti ile istişare edemeyeceğimizi mi söylüyorsunuz” ifadelerini kullandı. 

Türkiye’ye girişi yasaklanan yurttaşlarla ilgili konuşan Erhürman, bu konuyu tartışırken samimi olmak gerektiğine dikkat çekti.

Söz konusu durumun şu ana kadar tam bir samimiyet ekseninde tartışıldığını düşünmediğinin altını çizen Erhürman, kavramların doğru oturtulması gerektiğine dikkat çekti.

“Bu ülkenin 12 vatandaşı, Türkiye Cumhuriyeti’ne giriş yasağıyla karşı karşıya” diye konuşan Erhürman, Sunat Atun’un, “Türkiye Cumhuriyeti’nin de 77 vatandaşına KKTC giriş yasağı koydu” sözlerini anımsattı.

Erhürman, “Bu ülkede ben de başbakanlık yaptım. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşına KKTC’ye giriş yasağı koyacaksa, Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden koymaz” ifadelerini kullandı. “Eğer dost ve kardeş bir ülkenin vatandaşıyla ilgili hukuki işlem yapacaksanız, onlarla istişare edersiniz” diyen Erhürman, söz konusu durumun sadece KKTC’nin uyguladığı bir şey olmadığını kaydetti. 

Erhürman, “Her ülke, kendisine vatandaşlık bağıyla bağlı olan insanların yurt dışında da yanında olur. İstişare eder. O istişareler sonunda kendi vatandaşı konu olan devlet, bilgileri alır ve suçlu olduğu yönündeyse, muhataplara iletir. O zaman kendi görevini yapmış olur” diye konuştu.

“Bunun bir hukuk yolu vardır, gitsin başına ne gelirse çeksin” diye bir durumun söz konusu olamayacağının altını çizen Erhürman, söz konusu durumla ilgili aylarca kürsüden çağrı da yaptıklarını anımsattı.

Sözü edilen 12 vatandaşın terörist olmadığının, toplumun geniş kesimlerinde de hakim bir görüş olduğuna dikkat çeken Erhürman, “Bu insanlar katil ganara değildir. İnsanları, bu kişilerin düşünceleri üzerinden böyle bir muameleye tabi olduğunu düşünüyor. Bunu dahi Türkiye Cumhuriyeti ile istişare edemeyeceğimizi mi söylüyorsunuz? İstişare edemeyecek miyiz?” diye sordu. 

İstişare edilmekten niye çekinildiğini de soran Erhürman, “Kavga edecek değiliz. Kendi insanlarımızın hakkını arayacağız, istişare edeceğiz. Bilmediğimiz bir şey varsa, onu öğreneceğiz. Hangi devlet en yakınındaki devletteki bir uygulama konusunda kendi vatandaşını korumaktan aciz olduğunu bu kadar rahat söyleyebilir ki?” ifadelerini kullandı.

Türkiye’ye giriş yasağı bulunan 12 kişi dışında son konusu olayın yüzlerce kişiyi de ilgilendirdiğini söyleyen Erhürman, insanların “Acaba Türkiye’ye girebilir miyim?” diye düşündüğünü ve bazılarının da gitmekten vazgeçtiğini kaydetti.

Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkiler, doğru zeminde iyi ilişkiler olsun diye uğraşıyoruz. Bunun bozulmasının iyi bir şey olmadığının farkında değil misiniz?” diye sordu. Söz konusu durumun “Yasamanın işi değildir” iddialarını da eleştiren Erhürman, “Yanlış. Zaten siz yürütme olarak üstünüze düşeni yapmış olsaydınız, böyle bir yönergenin gelmesine gerek yoktu. Meclis’in yetkileri tartışmasını bir tarafa bırakın” dedi. 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile ilişkilerin makamlar üzerinden yürütülebileceğini ifade eden Erhürman, “Bu ilişkilerin siyasi partiler üzerinden yürütülmeye kalkıldığında ne hale geldiğini bu ülke çok iyi bilir. Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkiler, dernekler-vakıflar üzerinden yürümez. Mesele ciddiyet, devlet ciddiyeti meselesidir. Devletler arası istişare kuraldır” dedi.

Söz konusu meselesinin teknik konularla açıklanamayacağını vurgulayan Erhürman, “Bu konu üstüne yatılacak bir konu değildir. Siyasi rant elde etme kavgası verilecek bir konu da değildir. Artık bu memlekette Türkiye Cumhuriyeti ile doğru zeminde, iyi ilişkiler kurma yolunun partiler arası ilişkiler kurma yolu olmadığını anlamak zorundayız. Bu zihniyet, memlekete vereceği zararı zaten verdi. Bu insanlarımızın kendini sahipsiz hissetmesi kabul edilebilir bir şey değildir” diye ekledi.