Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, mandora konusunda artık hiçbir şey yapılamayacağını vurgulayarak ortada bir “ceset” olduğunu belirtti ve “Mandora ile birlikte kendine hükümet denen yapının da cenaze namazı kılınmalıdır” ifadelerini kullandı. Meclis’te konuşan Erhürman, narenciye, yabancılara mülk satışı ve yükseköğretim konularını ele aldı. CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Güzelyurt ve Lefke bölgesinin narenciye sorunuyla “felç” olduğunun altını çizdi.  

“Cesedi ortadan kaldırma dışında yapacak bir şey yok”

Narenciye meselesinin çok uzun süreden beridir gündemde olduğuna dikkat çeken Erhürman, gelinen noktayı değerlendirdi. Mandora’nın 10 gün içinde biteceğine vurgu yapan Erhürman, Valencia’yı daha çok konuşmak zorunda kalacaklarının altını çizdi. Mandora konusunda yapılan eksikliklerin, Valencia konusunda yapılmaması için yine çaba göstereceklerine işaret eden Erhürman, Mandora’nın artık “cesedinin” olduğunu söyledi ve “Cesedi ortadan kaldırma dışında yapacak hiçbir şey yok” diye konuştu. Narenciye ile ilgili 2023 verilerinin henüz ortaya çıkmadığını ifade eden Erhürman, Ticaret Dairesi’nin 2022 verilerinden örnekler verdi. Resmi verilerle konuştuğunun altını çizen Erhürman, “2022 yılında toplam narenciye ihracatımız 9 bin 815 ton. Bunun ülkeye kazandırdığı gelir ise 24 milyon 282 bin dolar. Toplam ihracatımızın aşağı yukarı yüzde 20’sine tekabül ediyor. Böyle bir sektörden bahsediyoruz. Bu sektör sadece narenciye üreticisini değil, ihracatçıyı, kesim işçisini, fabrikalarda çalışan işçileri, bu sektöre kasa üretenleri ilgilendiren bir sektördür” dedi. 24 milyon dolar getirisi olan bir sektörde, şu anda tonaj itibariyle bakılması durumunda yarısının kaybedildiğine işaret eden Erhürman, sadece gelirin kaybedilmediğini, aynı zamanda gider de oluşturulduğunu vurguladı.

“Gelecek sene içinde aynı riskler var”

Gelecek sene için de aynı sıkıntılarla karşı karşıya kalma riskine vurgu yapan Erhürman, meselenin sadece bir bakanlık değil, “başbakan başkanlığındaki bakanlar kurulu” meselesi olduğuna dikkat çekti. Avrupa Birliği’nin (AB) hazırladığı bir rapordan da örnekler veren Erhürman, söz konusu raporda vektör böceğin Kıbrıs’ta ağustos 2023’te tespit edildiğinin söylendiğini anımsattı. “Ağustos 2023’te Kıbrıs’ın güneyinde AB raporlarıyla tespit edilmiş vektör böcek var” diye konuşan Erhürman, söz konusu sorunun, dünyada ziraat mühendisiği bilimi tarafından da bilinen bir şey olduğunu kaydetti. Ağustos 2023’ten günümüze kadar ne yapıldığını soran Erhürman, “Hastalık var mıdır yok mudur onu da tespit etmeliydik. Hastalığın tespit yöntemi de biliniyordu. Bu test uygulandı mı? Testin yapılmadığı da bilim insanlarının açık şekilde söylediği bir şey. Şu an bu ülkede bu hastalığın bulunduğuna ya da bulunmadığına dair bilimsel veriye sahip değiliz” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin (TC) vektör böcekle ilgili sıfır tolerans politikası uyguladığının söylendiğini belirten Erhürman, ilk olarak gelen bilgilerin böyle olduğunu ve ürünlerin TC’ye gitmesinin mümkün olamayacağının söylendiğini dile getirdi. Devamında orada yapılan görüşmelerde ise 15 bin tonluk bir kotanın KKTC için uygulanacağının dile getirildiğini kaydeden Erhürman, “15 bin ton giderse, TC açısından risk oluşturmayacak. 15 bin 1 ton giderse, TC bahçeleri açısından sıkıntı yaratacak. Böyle bir bilimsel veri olamaz” dedi.

“Ortaya çıkan zararın haddi-hesabı yok”

Güzelyurt ve Lefke bölgelerinde, “TC rekabet dolayısıyla ambargo mu uyguluyor?” sorusunun sorulduğunu ifade eden Erhürman, TC’nin 7 buçuk milyon ton ihracatı olan bir ülke olduğunu ve 50 bin ton Mandora’nın rekabet gücünü ekonomik olarak etkileyemeyeceğini belirtti. Gönderilecek 15 bin tonla ilgili iki ihracatçıyla konuşulduğunu dile getiren Erhürman, devamında ortaya bir taahhütname imzalanması olayının çıktığını vurguladı. Taahhütnamede, “TC’deki üretim alanlarında vektör böcek olması durumunda, her türlü yükümlülüğü kabul ederim” maddesinin bulunduğunu belirten Erhürman, söz konusu durumun, “imzalamayın ve getirmeyin” demek olduğunun altını çizdi. Bugün itibariyle Mersin’e giden tırların orada kaldığına işaret eden Erhürman, “Orada günlük 200 dolar yanılmıyorsam tazminat veya ceza ödemesi zorunluluğunu doğruyor. Bu taahhütnameyi imzalamadığı için gün başına ödeme yapacak ya da geri getirecek. Bu sizin yönetimimizin sonucu” diye konuştu. Mandoralar için kasa üretenlerin de kasalarını “zibile” atmak zorunda kalacağına dikkat çeken Erhürman, üretilen kasaların ömrünün 8-9 ay olduğuna vurgu yaptı. Erhürman, söz konusu alanda ortaya çıkan zararın “haddi, hesabı” olmadığının altını çizdi.

“Güzelyurt ve Lefke bölgesi felç”

Tufan Erhürman, “Güzelyurt ve Lefke bölgesi şu anda narenciye sorunuyla felç olmuş durumda. Yükseköğretim üzerinden de çürüme var. Bir çürümenin zehrini soluyorlar” ifadelerini kullandı. Mandora konusunda artık hiçbir şey yapılamayacağını söyleyen Erhürman, “Fabrikalar boş. İşçiler ip atlar, üretici perişan. Kasacı ağlar. Karar yok, tespit yok” diye konuştu. Sadece söz konusu sorunun, bu ülkenin nasıl yönetilmediğinin göstergesi olduğuna işaret eden Erhürman, Güzelyurt’un tam anlamıyla kan ağladığını dile getirdi. Tufan Erhürman, “Mandora konusunda artık hiçbir şey yapılamaz, ortada bir ceset var. Mandora ile birlikte kendine hükümet denen yapının cenaze namazı kılınmalıdır. Başka kurtuluş mümkün değildir” diye konuştu.

“Bundan sonrası, öncesi gibi olmayacak…”

Yabancılara mülk satışıyla ilgili de konuşan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı makamındaki Ersin Tatar’ın Türkiye’de bir medyaya verdiği demeci değerlendirdi. Ersin Tatar’ın, “Ne emirname ne bir şey, yürüyün de korkmayın” ifadelerini de hatırlatan Erhürman, Ersin Tatar ile yapılan röportajda, “Kirli pazarlıklarla işlerin nasıl döndüğü ve perde arkasında yapılan hesaplaşmalar ortaya çıkıyor” ifadelerinin yer aldığına dikkat çekti ve “Bunun adı sorumsuzluğun dibidir” dedi. Kıbrıs Türk halkının, Türkiye kamuoyuna “İsrail’in kirli pazarlıklarına ortak bir halk” olarak lanse edildiğini söyleyen Erhürman, Ersin Tatar’ın söylemlerini eleştirdi. Yükseköğretimle ilgili de konuşan Erhürman, komitenin çalışmalarına başladığı andan itibaren, gözlerinin söz konusu komitede olacağına işaret etti. Tufan Erhürman, “Kamuoyunun gözünde diplomalar var. Bu komite muhakkak süratte ele almak zorundadır. Geçersiz diplomaların tespit edilip iptal edilmesi gerekir. Bu, ceza hukuku işlemi değil, idari hukuku işlemidir. Polisi beklemeye gerek yoktur. Kimlerin diplomaları geçersizdir, onlar da görülmüş olur” diye konuştu. Erhürman, “Mandora’nın cenazesi kalktı, bu sorunlar bizi yükseköğretimin de cenazesinin kaldırılması sonucuna götürür. Bu işi gelecek öğretim yılından önce halletmemiz lazım. Bundan sonrası, bundan öncesi gibi olmayacak. Mandora’nın meftasıyla birlikte bu hükümetin de meftasını kaldırmanın zamanıdır” dedi.