Gazetecilerin veya köşe yazarlarının fikir özgürlüğü kisvesi altında, nefret söylemine varacak şekilde herhangi bir şahsa, kuruma ve/veya düşünceye yönelik onur kırıcı, küçük düşürücü bir üslupla ve hasmane bir tutumla saldırılmaktan imtina etmeleri gerektiğini belirten Tatar, “Bu düzlemde de önümüzdeki dönemde atılması gereken adımların olduğu kanaatindeyim” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, 11 Temmuz Basın Günü nedeniyle mesaj yayımladı. Tatar mesajında, Osmanlı Devleti’ndeki yenileşme ve ıslahat hareketleri ile görülmeye başlanan ilk gazetelerden etkilenen Kıbrıs’taki Türk aydınların da Kıbrıs’ta gazeteler çıkarmaya başladığını ve 1889 yılında ilk kez bir Türk tarafından Osmanlı Türkçesi ile Saded isimli gazetenin yayın hayatına başladığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar şöyle devam etti:
“İngiliz yönetiminde faaliyet gösteren gazetelerin birçoğu 1931 İsyanı sonunda alınan önlemler ile İngiliz yönetiminin sansürüne ve baskısına uğrasa da, basınımız ENOSİS’e karşı Kıbrıs Türkü’nün sesi soluğu olmuştur… O günlerden günümüze hem sayısal hem de niteliksel anlamda büyük aşamalar kat eden ve güçlü bir geleneğe ulaşan Kıbrıs Türk basını, görmeyene göz, işitemeyene kulak, konuşamayana dil olarak demokrasinin, çok sesliliğin ve her türlü düşüncenin gelişimine katkı sağlamıştır.”
-“Ülke siyasetine yön verme kapasitesine erişmiştir”
Kıbrıs Türk basınının, kuşkusuz, gelişen teknolojik olanaklara bağlı olarak niceliksel manada artan "haber portalı", "web sitesi" gibi medya kanallarıyla bugün nüfusa oranla fazla sayıda basın odaklarıyla ülke siyasetine yön verme kapasitesine eriştiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, şu ifadeleri kullandı:
“Teknolojik olarak gelişen, fiziki ve beşerî olanaklarını artıran Kıbrıs Türk basınının aynı zamanda halkı aydınlatırken; tarafsız, doğru habercilik ve basın etik ilkelerini rehber edinmesi büyük öneme sahiptir.
Nesnel gerçekliği tahrip etmeden, hakikati anlatmayı bir sanat gören anlayışın tezahürü olması gereken basının bu noktada kendi kendini denetleyecek bir bütünlükte olması etik açıdan elzemdir.
Gazetecilerin veya köşe yazarlarının fikir özgürlüğü kisvesi altında, nefret söylemine varacak şekilde herhangi bir şahsa, kuruma ve/veya düşünceye yönelik onur kırıcı, küçük düşürücü bir üslupla ve hasmane bir tutumla saldırılmaktan imtina etmeleri gerekmektedir. Bu düzlemde de önümüzdeki dönemde atılması gereken adımların olduğu kanaatindeyim.”