Lefkoşa, Köşklüçiftlik Mahallesi’nde 1993 yılında doğan Tolga Keçeli, Cebrail ve Selma Keçeli çiftinin ikinci çocuğuydu. Çocukluğunu Serhatköy’de geçiren Tolga, annesi, babası ve arkadaşları tarafından çok sevilen, saygılı bir genç olarak büyüdü.
Tolga’nın hayatı, askere gitmeden önce oldukça düzenliydi. Sigara bile içmeyen Tolga, askerden sonra ne yazık ki uyuşturucu madde ile tanıştı ve hayatı altüst oldu. Ameliyathane teknisyeni olarak çalıştığı özel hastanede iş arkadaşları tarafından da çok sevilen genç, uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle işini ve arkadaş çevresini kaybetti.
Tolga’nın annesi Selma Keçeli, bu süreçte yaşadıkları zorlukları ve acılarını şu sözlerle dile getirdi:
“Biz ailesi olarak hep yanında olmaya çalıştık. Son nefesime kadar oğlumun yanında olacağım. Üç senedir uyku uyumadan işe gittiğimiz günlerimiz çok oldu. Dışarıdan ağzına geleni konuşmak ve düşüncesizce yorum yapmak çok kolay. Bizim neler çektiğimizi kimse bilemez. Çocuğumuzun gözümüzün önünde eridiğini görmek çok acı bir gerçektir. Kendi evladının bu maddelerden dolayı saldırganlaşması, bununla baş edememesi çok zor, çok acınası bir durum. Çocuğuyla birlikte tatile gidememek, onunla konuşmamak, onu yalnız bırakmamak için kendini eve kapatmak nedir bilir misiniz? Mecburen işe gitmek zorunda olduğunuzda onu yalnız bırakmak ve bu mereti çok kolay bir şekilde bulması ne acıdır. Öyle bir hale geldik ki bu uyuşturucuya ulaşmak çok kolaylaştı.”
Selma Keçeli, duyarlı herkese seslenerek bu soruna bir son verilmesi gerektiğini vurguladı ve anne-babalara çocuklarıyla ilgilenmeleri, onları yalnız bırakmamaları çağrısında bulundu:
“Bugün benim başıma gelen yarın sizin başınıza gelmeyeceğini kim garanti edebilir? KKTC devlet adamlarına ve ileri gelen vatandaşlarımıza sesleniyorum; bu güzel vatanımızı ve çocuklarımızı korumak için denetimleri artırmanızı ve çocuklarımıza sahip çıkmanızı istiyorum. Milletvekillerimiz, bakanlarımız sizlere yalvarıyorum; bu durumda olan çocuklarımızın tedavilerini kendi iradelerine bırakmayalım, ailelerin isteği üzerine zorunlu tedavi olsunlar. Yüreği yanmış bir anne olarak yalvarıyorum, zorunlu tedavi olayını kuruldan geçirerek yasallaştırmanızı istiyorum. Allah’ım bizim yaşadıklarımızı kimseye yaşatmasın. Oğlumun tedaviyi kabul edip sağlığına kavuşması ve ailecek güzel günler yaşamamız için dualarınızı bekliyorum. Allah’ım benim ve herkesin evlatlarını korusun. Bu olayda yanımda olan aileme, arkadaşlarıma, arayan, mesaj atan ve medyada yanımda olan herkese çok teşekkür ederim.”
Keçeli’nin ebeveynlerinin acı ve isyanı, uyuşturucu bağımlılığına karşı verilen mücadelenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelede devletin ve toplumun birlikte hareket etmesi gerektiği bir kez daha vurgulanmış oldu.