Gündem

15 KASIM 1983'TE İLAN EDİLEN KKTC, BU YIL 40’INCI YAŞINI KUTLUYOR

15 Kasım 1983'te ilan edilen KKTC, bu yıl 40’ıncı yaşını kutluyor… KKTC 40 yaşında...

Genel Komite, Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi ve Kıbrıs Türk Federe Devleti adlarıyla kendi kendini yöneten Kıbrıslı Türkler 40 yıldır Adanın kuzeyinde KKTC adıyla varlığını sürdürüyor...

KKTC, 15 Kasım 1983’te KTFD Meclisi’ndeki 40 milletvekilinin tümü,  Bağımsızlık Bildirgesi’ni imzaladı ve kuruluş kararını oy birliğiyle onayladı...

Meclis önünde toplanan coşkulu kalabalığa hitap eden Denktaş “bu eser hepinizindir. Dağ başını duman almış yürüyelim arkadaşlar" diyerek cumhuriyetin ilan edildiğini duyurdu...

Bağımsızlık Bildirgesi’nde KKTC ilanına rağmen federasyon tezi muhafaza edildi ve Rum tarafına barış ve çözüm çağrısında bulunuldu...

KKTC, Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından federasyon tezini terk ettiğini ve tek seçeneğin eşit egemenliğe dayalı, iki devletli çözüm olduğunu bildirdi…

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 40 yaşında… KKTC, Kıbrıs'ta yüzyıllardır yaşam süren Kıbrıs Türkü’nün, Rumlarla kurduğu ortaklık cumhuriyetinden dışlandıktan sonra oluşturduğu en uzun ömürlüsü.

1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin trajik sonuyla başlayan süreçte Genel Komite, Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi ve Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ardından self determinasyon hakkını kullanan Kıbrıslı Türkler 15 Kasım 1983'te KKTC’yi ilan etti.

Sadece Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınan KKTC, kurulduğu günden bu yana uluslararası toplum tarafından konulan ekonomi, ulaşım ve spor alanlardaki ambargolara karşı mücadele veriyor.

-Kıbrıs Türkü ilk kez bütünlüklü bir coğrafyaya sahip oldu

Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlarla 1960’ta ortaklaşa kurduğu Kıbrıs Cumhuriyeti, toplumlar arası çatışmaların patlak vermesiyle sadece üç yıl yaşayabildi. Özellikle Kıbrıslı Türkler için acılarla dolu geçen 11 yılın ardından 15 Temmuz 1974'te Yunan cuntasının darbesine sahne olan Ada, 20 Temmuz 1974'te ise garantörlük hakkını kullanan Türkiye'nin askeri müdahalesiyle yeni bir döneme girdi.

Adada yeni bir sayfa açan bu müdahaleyle Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, coğrafik olarak bölündü; Kıbrıslı Türkler, adanın kuzeyinde, Kıbrıslı Rumlar ise güneyinde toplandı.

O güne kadar ada geneline yayılan Kıbrıslı Türk nüfusu, 1974’le birlikte bütünlüklü bir coğrafyaya sahip oldu ve bunun sonucunda da bir devlet ihtiyacı doğdu.

-Önce Türkiye’ye bağlanmak istendi

Kıbrıslı Türkler, çatışmaların başladığı 1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nden koparak, yasama ve yürütme görevini yürüten Kıbrıs Türk Genel Yönetimi’ni, daha sonra Kıbrıs Türk Geçici Türk Yönetimi’ni ve Barış Harekatı’ndan sonra Kıbrıs Türk Otonom Yönetimi’ni kurdu.

Otonom Türk Yönetimi Meclisi, Barış Harekatı’nın mimarı Bülent Ecevit’in 1975’in başında adaya yaptığı ziyarette kendilerine yönelttiği “Nasıl bir anayasal yapı istiyorsunuz?” sorusu üzerine başlayan tartışmalar sonunda Türkiye’ye bağlanmayı öngören bir tasarıyı kabul etti.

4 Ocak 1975 tarihli özel meclis oturumuna getirilen öneride “yeni düzende iki ayrı bölgeye dayalı bir federal devlet şekli oluşturulması ve siyasi bir çözüm geciktiği takdirde Kıbrıs Türk devletinin ilanı zorunludur” deniliyordu. Uzun tartışmalar sonunda, nihai çözüm şekli olarak “Anavatanla birleşme ve bütünleşme” benimsenirken, asgari çözüm şekli olarak “coğrafi ayrılığa dayalı çözüm yolu” kabul edildi. Yeni anayasal düzen getirilmesi gereği konusunda da hem fikir olundu ve “siyasi bir çözüm gerektiği takdirde Kıbrıs Türk devletinin ilanı” gerekli görüldü.

-KTFD’den KKTC’ye uzanan günler

Otonom Türk Yönetimi Meclisi’nin Anavatanla birleşme ve bütünleşme önerisi hayata geçmese de 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu.

KTFD bildirgesinde, gelecekteki bağımsız Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulmasına yol açacak düzenin hukuki esasının yaratılması göz önünde bulunduruldu ve iki bölgeli bir federasyon çerçevesinde Kıbrıs Rum toplumuyla birleşilmesi halinde anayasanın Kıbrıs Federal Cumhuriyeti'nin anayasası olarak değiştirilebileceği vurgulandı.

Kıbrıs müzakerelerine de açık olmasından dolayı toplumlar arası müzakerelerin devam ettiği KTFD günleri, Birleşmiş Milletler’in 13 Mayıs 1983'te Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığını "işgalci güç" olarak gösteren 37/253 sayılı kararıyla sona yaklaştı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın, 1974’ten beri hayalini kurduğu ancak uluslararası konjonktürden dolayı Türkiye’ye kabul ettiremediği bağımsız Kıbrıs Türk devleti, KKTC,  15 Kasım 1983’te ilan edildi.

-Kripto geldi, Denktaş kararı açıkladı

14 Kasım 1983 gecesi dönemin KTFD Başkanı Rauf R. Denktaş, KTFD Meclisi'ndeki 40 milletvekilini cumhurbaşkanlığında yemeğe davet etti ve Türkiye’den beklediği kriptonun gelmesinden sonra tarihi kararı açıkladı.

Denktaş, bu karara destek vermekte tereddüt edip ‘Ankara ne diyor?’ diye soranlara, ‘gidip Büyükelçiliğe sorun’ derken, hayır diyenlerin yeni dönemde mecliste yeri olmayacağı anlamına gelen sözleri de geceye damgasını vurdu. “O gece”den, KKTC’nin ilan edildiği ertesi sabaha kadar, ülkenin dünyayla her türlü iletişimi kesilmişti.

Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi, 15 Kasım 1983 Salı sabahı saat 09.00’da yaptığı olağanüstü toplantıda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluş kararını ve Bağımsızlık Bildirgesi’ni oy birliğiyle onayladı ve KKTC’nin kurulduğunu tüm dünyaya ilan etti.

Avukat Fuat Veziroğlu tarafından kaleme alınan Bağımsızlık Bildirgesi, Türkiye’nin yolladığı tanınmış akademisyen ve siyasetçi Turhan Feyzioğlu tarafından büyük ölçüde değiştirilerek son halini aldı.

-Federasyon tezi muhafaza edildi

KKTC ilanına rağmen bildirgede federasyon tezi muhafaza edildi ve Rum tarafına barış ve çözüm çağrısında bulunuldu. Bağımsızlık Bildirgesi’nde, KKTC’nin ilanının, iki eşit halkın ve onların kurdukları yönetimlerin, gerçek bir federasyon çatısı altında yeniden bir ortaklık kurmalarını engellemediği; tam aksine bir federasyonun kurulabilmesi için gerekli ön şartları tamamlayarak bu yoldaki samimi çabaları kolaylaştırdığı kaydedildi.

-“Bu eser hepinizindir... Dağ başını duman almış yürüyelim arkadaşlar"

Tarihi günde, sınav döneminde olan okullar tatil edildi, öğrenci ve öğretmenler yanında halkın diğer kesimleri Meclis önünde toplandı. Devlet Başkanı Denktaş Meclis'in ardından buradaki coşkulu kalabalığa da hitap etti. Özellikle gençlere hitap eden Denktaş konuşmasını "Bu eser hepinizindir. Dağ başını duman almış yürüyelim arkadaşlar" ifadeleriyle tamamladı.

Denktaş'ın Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük ve KTFD eski Meclis Başkanlarından ve Başbakanlardan Osman Örek'le birlikte halkı selamladığı fotoğraf, Kıbrıs tarihinde önemli bir enstantane olarak yer aldı.

KKTC'nin ilanından tam iki ay sonra hayatını kaybeden Dr. Küçük kendisine uzatılan mikrofonlara zorluklara konuşarak o tarihi günü ölmeden görebildiği için duyduğu bahtiyarlığı ifade etti.

-“Tarihimizde yeni bir sayfa açıldı”

Türk Ajansı-Kıbrıs (TAK), haberi “Flaş Flaş Flaş Tarihi Adım Atıldı.. Bağımsız Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kuruldu” ifadesiyle duyurdu.   Kıbrıs Postası gazetesi tarihinde ilk kez ikinci baskı yaparak KKTC'nin ilanını "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İlan Edildi" sürmanşeti ve "Tarihimizde Yeni Bir Sayfa Açıldı" manşetini kullandı. Bozkurt gazetesi 16 Kasım sayısında Bağımsızlık Bildirgesi'ni okurlarına ek olarak dağıttı. Birçok kurum ve kuruluş gazetelere ilanlar vererek minnet ve şükranlarını ifade etti.

KKTC Meclis Başkanlığı, 24 Kasım 1983 tarihli gazetelerde KKTC'nin bayrağı için öneri çağrısı ilanı yayımladı. Beyaz zemin üzerine kırmızı renkli ay-yıldız ve yatay iki şeritten oluşan KKTC Bayrağı, Kurucu Meclis'in 7 Mart 1984 tarihli olağanüstü birleşiminde kabul edildi.

Mevcut 40 kişilik meclise kurum ve kuruluşlardan 30 kişinin daha atanmasıyla 6 Aralık 1983’te 70 kişilik bir Kurucu Meclis oluşturularak Anayasa hazırlıklarına başlandı. Anayasa 12 Mart 1985 tarihinde Meclis’te kabul edildikten sonra, 5 Mayıs 1985'te halk oylamasına sunuldu.

Sol partilerin karşı çıkmasına rağmen halkın yüzde 70’inin onayını alan anayasa yürürlüğe girdi ve bugüne kadar hiç değişmedi. 29 Haziran 2014’te 11 Ekim 2020’de referanduma sunulan bazı değişiklikler halktan kabul görmedi.