Kuzey Kıbrıs'ta faaliyet gösteren eğitim kurumları, son dönemde yaşanan düzenlemelerin, kuruluşlarını iflasın eşiğine getirebilecek potansiyelde olduğunu açıkladı.

Basın Açıklaması :

 

Bizler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından özel eğitim veya öğretim kurumu açma izni verilen, nihayetinde bakanlık yetkilileri tarafından yapılan kontroller sonrasında özel eğitim kurumları öğretime başlama izin belgesi alan şirketler veya şahıslar olarak,

Şunu belirtmek isteriz ki bugüne kadar bağlı bulunduğumuz Milli Eğitim Bakanlığı’nın koymuş olduğu tüm kural ve kaidelere bağlı olarak eğitim kurumlarımızı çalıştırıp farklı branşlarda ara eleman ve veya dil eğitimi almak isteyen yabancılara veya yerlilere hizmet verdik.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hukukun üstünlüğüne inanan sosyal adalet anlayışıyla idare edilen bir devlettir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti anayasası hukuki güvenilirliği yüksek bir anayasadır.

Sosyal adalet, eldeki değerlerin toplum içinde adaletli dağılımını gerektirir. ulusal geliri daha iyi paylaştırmak, ulusal gelirden herkese anlamlı bir pay düşmesini sağlamak, bireylere iş olanakları sağlamak, ulusal gelirinin artırılmasını sağlamak, toplumun kalkındırılmasına sağlamak anlamına gelmektedir.

Kurumlarımız bugüne kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin koymuş olduğu kurallar doğrultusunda eğitim kurumlarını işletmeye ve verilen iş güvenliği garantisi doğrultusunda yatırımlarını yapmış, hukuki öngörülebilirlik doğrultusunda Büyük borçlar altına girmiştir. Bugün itibariyle yabancılar ve muhaceret tüzüğünde yapılan değişiklikler sebebiyle makul beklentilerinin çok altında Öğrenci alabilmiştir. Bu durumun devam etmesi halinde tüm kurumlarımızın iflas edeceği istihdam edilen birçok öğretim görevlisinin ve veya personelinin işsiz kalacağı yadsınamaz bir gerçekliktir.

Kurumlarımızın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinden talebi meşru haklı beklentisinin korunmasıdır.    Kanunların uzun süreli uygulanmasına güvenerek hayatını yönlendiren hukuki iş ve işlemlere girişen bireyin bu kanunların uygulanacağı yönünde oluşan hakkaniyetli beklentisinin mümkün olduğunca korunması gerekmektedir, hakkaniyet somut olayın özelliklerine uygun olarak ve adalet ilkelerini göstererek kullanılması anlamına gelmektedir her ne kadar da hakkaniyet kavramı daha çok medeni hukuk alanında işlense de aynı zamanda hukukun genel bir ilkesi olduğundan anayasa yargısında da dikkate alınmalıdır kanun koyucu da tıpkı mahkemeler gibi takdir yetkisi kullanırken hakkaniyeti gözetmekle yükümlüdür. Nitekim Anayasa Mahkemesi birçok kararında hukuk devleti ilkesini tanımlarken hakkaniyet ölçüsünün gözetilmesi, hukuk devletinin unsuru olarak saymaktadır. Önceki sistemin uygulanacağı yolundaki beklentilerinin korunmasının hakkaniyete aykırı düşmeyeceği kabul edilmiş bir gerçekliktir.

Tüm bu hususlar dikkate alındığı zaman eğitim kurumu olarak adlandırılmış olan tüm kurumlarımızın 26 mart 2024 tarihinde resmi gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren yabancılar ve muhaceret yasası madde 20 altında çıkartılan tüzüğün 19 maddesinde yapılan değişiklikten eşit olarak etkilenmediği üniversitelerin aynı şekilde izinlerinin devam ettiği keza açık öğretim ve veya uzaktan eğitim ve veya ilköğretim ve orta öğrenim eğitimi veren özel okullara dahi öğrenim görmeleri halinde öğrenci ikamet izni verilebileceği kural olarak konulmuşken, özel okullar dershaneler ve kurs yerleri  altında izinli kurumlarda öğrenim göreceği gerekçesiyle öğrenci ikamet izni ve/veya herhangi bir ikamet izni verilmeyeceği kural olarak konmuştur.

Yapılmış olan tüzük kendi içinde çelişkilerle doludur. Değiştirilen tüzük maddesinde açık öğretim veya uzaktan eğitim  Gerekçesiyle öğrenci ikamet izni verilmez kuralı mevcutken yapılan değişiklikle açık öğretim veya uzaktan eğitim ve ilköğretim ve ortaöğretim eğitimi veren özel okullarda Öğrenim göreceği gerekçesiyle öğrenci izni verileceği kural olarak konmuştur.

Bizler yapılan bu değişiklik sonrasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti tarafından istenmeyen kuruluşlar olarak ilan edildiğimiz anlamını çıkarmaktayız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ara eleman yetiştiren kuruluşlar olarak neyi yanlış yaptığımız için böyle bir muameleye tabi tutulduğumuz konusunda hiçbir bilgiye sahip değiliz. Bu değişikliğin gerekçesinin ne olduğu konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’na yapmış olduğumuz başvurularımız ne yazık ki sonuçsuz kalmıştır. Bugüne dek kurumlarımıza bildirilen tüm kural ve kaidelere bağlı olarak çalışmalarımızı yürüttüğümüz halde gerekçesi açıklanmayan bir şekilde öngörülemez değişikliğin neden yapıldığı hâlâ bir muammadır. Kurumlarımızın birçoğu sadece şahsi başvurular doğrultusunda öğrenci alımı yapmaktadır. Öğrencilerimizin çoğu ülkemizde ikamet etmektedir. Öğrencilerimizin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne nasıl giriş yaptığı hususu bilgimiz dışındadır. Sorgulanması ve önlem alınması gereken yer eğitim kurumlarımız değil öğrencilerimizin bu adaya nasıl girdiği ve/veya girişinin nasıl sağlandığı yönünde olmalıdır. Günah keçisi olarak seçilmiş olmamız kabul edilemez bir davranıştır.

Bizler hizmet sektörünün şartlarına uygun ara eleman yetiştirme gayreti içerisinde olan kuruluşlarız. Ülkemizin ekonomik durumu dikkate alındığında ne kadar yararlı bir işlem yaptığımızın ve kalifiye eleman noktasında ne kadar gerekli olduğumuzun farkına varılmasını tüm bu gerçeklikler doğrultusunda idarenin almış olduğu yanlış karardan dönerek gerekenleri yapması hususunu bilgilerinize sunarım

            Saygılarımızla.