Bir aşkın, kılıçlarla bataklığa gömüldüğü ve sonra göğe yükselerek dağa dönüştüğü düşünülen efsanevi dağ “Beşparmaklar”, günümüzde dört bir yanını çevreleyen taş ocakları nedeniyle patlatılarak zaman içinde yok olmaya yüz tutuyor.


Beşparmak Dağları, adını Girne Sıradağları üzerinde bulunan beş parmak şeklindeki bir tepeden alıyor. Kireç taşından oluşan Beşparmak Dağları, şekil itibariyle beş parmağa benzeyen farklı görüntüsünden dolayı, görenleri hem düşündürüyor hem de etkiliyordu. Ancak o etkileyici görüntüden taş ocakları sayesinde eser kalmayacağa benziyor.

Beşparmak Dağları’nda toplam 18 adet kırma kum ve çakıl ocağının bulunduğu ve çalışmaların aralıksız sürdüğü bilinmekte. 1996 yılından sonra yeni ocak izni verilmediği de bilinmektedir. Yeni izinler verilmese bile gelinen aşamada tahribatın telafi edilmeyecek noktaya gelmesi üzücü görüntüleri de ortaya çıkarmaktadır.




Bu durumun önüne geçilmezse göz göre göre Beşparmak Dağı yok olacağa benziyor. Efsanevi Beşparmak Dağları’ndan bakıldığında eskiden Lefkoşa şehir merkezi görünmezken günümüzde şehrin merkezi açık bir şekilde görülmektedir. (MHA)

Beşparmak Dağlarının Efsanesi

Çok eski zamanların birinde dünyalar güzeli bir kız varmış. Bu kızın sevdası iki gencin yüreğine ateş düşürmüş. Bunlardan birisi bütün iyi huyları üzerinde toplamış. Diğeri de bütün yaşamı boyunca kötüklerle yatmış, kötülüklerle kalkmış.

Kızı bir türlü paylaşamamışlar. Bir gün oturup anlaşmışlar. Bir bataklık kenarında kılıçla dövüşmeye karar vermişler.
- "Ölen ölsün. Aramızdaki didişme bitsin, sağ kalan kızı alsın" demişler
Dövüşmek için kararlaştırdıkları saat gelip çatmış. Her ikisi de kılıçlarını kuşanmışlar. Nasıl dövüşeceklerini daha konuşurken kötü yürekli delikanlı karşısındakinin boşta bulunduğu an bir hamle yapmış. Kılıcını savururkenden düşman gördüğü rakibini yaralamış. Bu andan sonra kılıçlar şakırdamaya başlamış. Vuruştukça vuruşmuşlar. Sonunda kötü kalpli delikanlıyı iyi yürekli olanı bataklığın içine sürmüş. Bataklığa giren delikanlıyı vura vura bataklığa gömmüş. Kötü kalpli delikanlıyı çamur yutmuş. İyi yürekli delikanlı da hasmını sürerken çamura girmiş, batağa saplanmış. Kan kaybettiğinden onu da çamur yutmaya başlamış. Kılıç tutan elini havaya kaldırmış. Sonunda başı da çamurun içine gömülmüş. Yalnızca yukarıya uzattığı elinin beş parmağı dışarıda kalmış, bataklık çamuru birden bire kurumuş. Bulundukları yerde yükseldikçe yükselmiş, dağ olmuş. Dağın doruğundaki beş parmak da uzaktan bakıldığında bile görünmektedir. Günümüz insanları Beşparmak dağına baktıklarında güzellik sevda ve sevgi için yapılan bu döğüşü anımsamaktadırlar.