Nikos Anastasiadis Troodos’taki yazlık konutunda bulunurken Kıbrıs Sorunu ve beklenen New York ziyareti ile hiçbir ilişkisi olmayan iki eylemde bulunmayı tercih etti:

A) Oturdu ve belge topladı – kendisi bu belgeleri gizli olarak derecelendirmişti – ve bunları kendisine Kıbrıs Sorunu konusundaki uygulamaları ve özellikle de Crans Montana başarısızlığı konusunda eleştirilerde bulunanlara cevap vermek için 60 kişiden oluşan bir gruba gönderdi.

B) Akabınde bakanları ve DİSİ milletvekillerini konu ile ilgili olarak  bilgilendirmek için davet ederek, önümüzdeki Şubat ayındaki seçimlerde Cumhuriyetin Başkanlık görevini yeniden talep etme niyetini kesinleştirdi.

Nikos Anastasiadis’in – pek çoğuna göre düşüncesizce yapılmış olan- bu hareketi doğal olarak iç cephede beklenen tepki fırtınasına neden oldu. Çünkü siyasi güçler aylardan beridir her gün kendilerine daha net bir görüntü edinmeleri için Kıbrıs Sorunu konusundaki belgeleri vermediği için Anastasiadis’i eleştiriyorlar. Ve siyasi liderliğin bilgilendirilme eksikliği nedeniyle Anastasiadis’e yapılan eleştiriye rağmen Anastasiadis herhangi bir belge vermemekte ısrar etti.

Anastasiadis somut hareketleri  içerisinde Mağusa konusunda BM Genel Sekreteri’nin mektubunu “yaktı”. Hükümet kaynakları tarafından da önemli ifadeler içerdiğinin açıklandığı mektup. Bunun dışında DİSİ’nin ötesinde hiç kimse çıkıp herhangi bir şey söyleme zahmetinde bulunmadı.  Ve bu tesadüf değil, çünkü sadece DİSİ Guterres mektubu konusunda bilgilendirildi.