“15 Temmuz faşist Yunan darbesinin ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin Garanti Antlaşması’ndan kaynaklanan yetkilerini kullanarak gerçekleştirdiği 20 Temmuz Barış Harekatı Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin en önemli kilometre taşlarından biridir.

Bu tarihten sonra toplumlararası görüşmelerin zemini netleşmiş ve Kıbrıs Türk halkı Kıbrıs sorununun bu zeminde, kapsamlı, adil ve kalıcı bir çözüme ulaştırılması için her dönemde üzerine düşeni yapmıştır. Bununla birlikte Kıbrıs Türk halkının samimi ve yoğun çabalarına rağmen Kıbrıs sorunu bugüne kadar çözülememiş, sorunun çözülememesinin bedeli halkımızın omuzlarına yüklenmeye çalışılmıştır.

Kıbrıs Türk halkı adadaki varlığını en zor koşullarda dahi korumuş ve sürdürmüştür. Bundan böyle de her koşulda koruyup sürdürmeye devam edecektir. Bu çerçevede halkımız, bir yandan adil ve kalıcı bir çözüm talebini ve bu yöndeki uğraşını kararlılıkla sürdürürken, diğer yandan da varoluş mücadelesinin son derece önemli unsurları olan sosyal ve ekonomik kalkınma ve uluslararası alanda var olma konularında yılmadan çalışmaya devam edecektir.

Kıbrıs sorununun kapsamlı, adil ve kalıcı bir biçimde çözümü hedefine ulaşılmasının önündeki engellerin başında, Kıbrıs Rum halkını yönetenlerin adayı Kıbrıslı Türklerle birlikte yönetmek ve adanın olanaklarını Kıbrıslı Türklerle paylaşmak istememeleri ve statüko korunarak geçecek zamanın kendi lehlerine olduğu düşüncesini taşımaları gelmektedir. Oysa statüko korunarak geçen zaman yalnızca Kıbrıslı Türklere değil, Kıbrıslı Rumlara da kaybettirmektedir ve bir an önce bunun bilincine varılması gerekir. Kıbrıs Türk halkı bu adadaki iki eşit kurucu unsurdan biridir ve varoluş mücadelesi bu zeminde devam edecektir.

Bu düşüncelerle halkımızın 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutlar, şehitlere Tanrı’dan rahmet, gazilere sağlıklı yarınlar dilerim.”